Genelkurmay Çatı Davası'nın kilit isimlerinden olan Akyüz'ün ifadesi, 30 yıl önce de Kuleli Askeri Lisesi'nde korunduğunu ortaya koydu. Darbeci Akyüz, o dönemde Fetih ve Yasin okuduğu, namaz kıldığı için okulda başlatılan "cemaat soruşturması"na dahil olduğunu ancak ceza almadan kurtulduğunu anlattı.
Darbeci Akyüz,"37 kişilik Yurtta Sulh Konseyi'nden sadece 5 kişiyi tanırım, gerisini tanımam" diye kendini savundu ama Akyüz'ün tanıdığı 5 kişinin darbe girişimi öncesinde Çayyolu'ndaki üç katlı villada Adil Öksüz ile planlama yapan darbeciler olduğu ortaya çıktı.
FETÖ'cü darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı önünde yakınları şehit olan aileler, buradaki eylemlere ilişkin davanın en önemli sanıklarından olan Bilal Akyüz'ün avukatının sözleriyle acılarını yeniden yaşadılar. Akyüz'ün avukatı Günay Kodaz müştekilere, "Geçmiş olsun ama unutmayın ben de zorunlu müdafi olarak burada devletin parasıyla görev yapıyorum" deyip sesini yükseltince şehit yakınları tepki gösterdi.
Genelkurmay Çatı Davası olarak bilinen ve darbenin beyni Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin tamamının yer aldığı davanın dünkü duruşmasında sanıklar ve bazı avukatların müştekilere yönelik tahrik edici sözleri devam etti.
Ankara 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin baktığı ancak güvenlik nedeniyle Sincan Cezaevi yanındaki duruşma salonunda görülen davanın dünkü duruşmasında, FETÖ'nün "Kara Kuvvetleri imamı" olarak bilinen eski Albay Bilal Akyüz hesap verdi.
ŞEHİDE GEÇMİŞ OLSUN!
Darbeci Bilal Akyüz savunmasının içinde zaman zaman müştekilere yönelik, "onların acılarını anlıyorum", "ben kamuoyunun gözünde çoktan asıldım bile, orada bulunan aileler de bunu istiyor" gibi sözlerle şehit yakınlarını tahrik etmeye çalıştı. Şehit aileleri bu sözlere kısa tepkiler verip sakinleşince bu kez avukatı Günay Kodaz söz aldı.
Kodaz, şehit ailelerinin acılarını paylaştığını ifade ettiği sözlerinden sonra, şehit yakınlarının sanıklara yönelik tepkilerinin tutanak altına alınıp cezai işlem yapılmasını istedi. Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in bu sözlerden sonra yeniden gerilen ortamı sakinleştirmeye çalışması üzerine bu kez Avukat Kodaz sesini yükselterek, "Şehit aileleri unutmasınlar ki ben burada yasanın gereği olarak zorunlu müdafi olarak devletten, Adalet Bakanlığı'ndan aldığım parayla bulunuyorum. Lütfen bize sözlü saldırıda bulunan bu kişiyi dışarı çıkarın yoksa ben salondan çıkacağım. Bunların isimleri belirlensin" dedi.
Şehit yakınları bu sözler üzerine avukat Kodaz'a, "İnşallah siz de yakınınızı gömersiniz de bizi anlarsınız" diye tepki gösterdi. Gerginleşen ortam Mahkeme Başkanı'nın müdahalesi üzerine sakinleştikten sonra söz alan Cumhurbaşkanlığı Avukatı Hüseyin Aydın "Şehit ailelerinin acıları var, hepimizin bunlara saygı duymamız ve hepimizin sakin olması gerekiyor. Ancak meslektaşım bilmeli ki bizim geleneklerimizde yakını ölen birine 'geçmiş olsun' demek onun acısını artırır" dedi.
ÇEKİRDEKTEN FETÖ'CÜ
15 Temmuz akşamı Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki FETÖ'cülerin temsilcisi olarak darbe üssü Akıncı'ya gönderilen ve bu nedenle darbede kilit konumda bulunan Akyüz'ün sorgusu sırasında ortaya çıkan bilgiler, terör örgütünün uzun yıllardır Türk Silahlı Kuvvetleri içinde nasıl yapılandığını ortaya koydu.
Duruşma sırasında Akyüz'e Mahkeme başkanı ve müdahil avukatları tarafından Kuleli Askeri Lisesi'ndeki "cemaat soruşturması"ndan nasıl kurtulduğu soruldu.
Akyüz, kendisinin mutaassıp bir ailenin çocuğu olduğunu, bu soruşturmaya namaz kılıp oruç tuttuğu için dahil edildiğini iler sürdü ve "Evet ben o yıllarda Fetih ve Yasin okurdum. Bunu inkar etmiyorum ama ben o dönemde cemaat içinde yer almadım.O dönemde komutanlarım benim bu yapıyla bağlantılı olmadığıma kanaat getirmiş olmalı ki öğrenim hayatıma devam edebildim" diye konuştu.
TANIDIKLARI "VİLLA EKİBİ" ÇIKTI
Darbeci Akyüz, "37 kişilik Yurtta Sulh Konseyi'nden sadece 5 kişiyi tanırım, gerisini tanımam" diye kendini savundu ama Akyüz'ün tanıdığı kişilerin darbe girişimi öncesinde Çayyolu'ndaki üç katlı villada Adil Öksüz ile planlama yapan darbeciler olduğu ortaya çıktı.
Akyüz savunmasında, Yurtta Sulh Konseyi'nden Ali Kalyoncu, Faruk Yaman, Nuri Büyükyazıcı ve Ali Eraslan ile telefon görüşmeleri olduğunu kabul etti. Bu isimlerin 15 Temmuz öncesinde Ankara – Çayyolu'nda yapılan Adil Öksüz başkanlığında yapılan darbe hazırlığı toplantısına katılmış olmaları dikkat çekti.
SON ANA KADAR DARBECİLERE YARDIM
Kendisinin 15 Temmuz günü Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan aranarak, gizli bir terörle mücadele faaliyeti nedeniyle Akıncı Üssü'nde görevlendirildiğini, görevlendirmeyi yapan kişinin kim olduğunu bilmediğini savunan Akyüz'ün mahkemede verdiği ifadeler, kalkışma akşamı son ana kadar darbe için çalıştığını gösterdi. Akyüz ifadesinde, "Akıncı Üssü'nde görevliyken birliklerin hareketleri konusunda Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na sürekli bilgi verdim. Bu arada yaralı askerler olmuştu. Onların sevki konusunda çalıştım. Sonuçta onlar da insandı" dedi.
ABLADAN ŞİFRELİ KONUŞMA
Bilal Akyüz'e, tutukluyken ablasının yaptığı cezaevi ziyaretine ilişkin de kritik bir bilgi soruldu. Müdahil avukatları Akyüz'e, "ablanızla görüşmenizde kendisi size, 'Yasin ve Fetih okumaya devam ediyoruz. Herşey güzel olacak… Ege Ordu gibi sözler söylemiş bunları niçin söylemiş olabilir" diye sordular.
Akyüz, mutaassıp bir aileden geldiklerini ablasının da bu nedenle kendisi için dua ettiğini ama "Ege Ordu" gibi bir söz duymadığını belirterek, "Söylemişse de bir rüyasını falan anlatmış olabilir herhalde, bilmiyorum" dedi.
Akyüz'ün ablasının cezaevi ziyareti sırasındaki konuşmasında geçen "Ege Ordu" sözü, 15 Temmuz'da başarılı olamayan darbecilerin ikinci bir kalkışmayı Ege Ordu Komutanlığı merkez olacak şekilde planladıkları iddiası ile birlikte değerlendirildiğinde ayrıca önem taşıdı.