Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 8 yıl 9 ay hapse çarptırılmasına ilişkin gerekçeli karar açıklandı.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince açıklanan 102 sayfalık gerekçeli kararda, terör örgütü PKK/KCK'nın yapılanması ve örgütün talimatları doğrultusunda Yüksek'in sözde "demokratik özerklik"le ilgili sözlerine yer verildi.
Kararda, Yüksek'in DTK yapılanmasında üst düzey yönetici konumunda olduğu, terör örgütü PKK/KCK'nın basın sözcüsü gibi hareket ettiği belirtildi.
Yüksek'in, PKK/KCK'nın Irak'ta silahlı faaliyet yürüten üst düzey örgüt mensuplarından talimat aldığı bildirilen kararda, sanığın terör örgütünün propagandasını bölge halkının tabanına ulaşması amacıyla basın ve yayın organları vasıtasıyla yaptığı, internet sitelerindeki çağrılar ile sanığın konuşmalarının birbirleriyle örtüştüğü vurgulandı.
Sanığın konuşmalarında terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı ve örgüt adına kırsal ve şehir yapılanmasında silahlı faaliyet yürüten örgüt mensuplarını överek sahiplendiği kaydedilen kararda, şunlar yer aldı:
"Terör örgütüne müzahir yayın organları ve internet siteleri aracılığıyla yaptığı açıklamalarında, bölge halkının sorunlarıyla il, ilçe yönetimlerinin ve belediyelerin daha aktif olarak ilgilenmesi ve sorunlarının çözüme ulaşması gerektiğini bildirmiştir. Açıklamalarla 'direniş ve özerklik' çağrılarında bulunmuştur. Konuşmalarda 'güvenlik kuvvetlerinin bölgede sürekli olarak sivil insanları katlettiği' şeklinde asılsız iddialarda bulunarak operasyonlarda ölen ve yakalanan teröristleri sahiplenmiştir."
Kararda, Yüksek'in açıklamalarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı halkı kin ve nefretle kışkırttığı, bölge halkını "öz yönetim, çukur, sivil ayaklanma, sivil halkın katledildiği"ni söyleyerek, terör örgütüne müzahir yayın organlarını kullanıp güvenlik kuvvetlerine karşı direnmeye çağırdığı ve sivil ayaklanma çağrılarında bulunduğunun değerlendirildiğine işaret edildi.
Yüksek'in belirttiği "demokratik özerklik" talebinin, demokratik hakların geliştirilmesine yönelik politik taleplerden ibaret olmadığı vurgulanan kararda, talebin sahibinin bölgede yaşayan vatandaşlar ya da bölgede siyaset yapan partiler değil, aksine terör örgütünün bizzat kendisi olduğu aktarıldı.
Kararda, Yüksek'in PKK/KCK'nın propaganda faaliyetleri üzerinden ulaşmaya çalıştığı amaç doğrultusunda hareket ederek halk tabanında terör örgütüne desteği yükseltmeyi amaçladığı bildirildi.
"TERÖR ÖRGÜTÜNDEN TALİMAT ALDI"
Yüksek'in terör örgütü PKK'dan talimat aldığına yer verilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Sanık, siyasi faaliyet görüntüsü altında örgüt adına iş ve eylemlerde bulunmuştur. Sanığın örgüt içerisindeki pozisyonu bir kısım etkinlik ve protesto gösterilerinde toplanan müzahir kitlenin eylemlere katılmasını organize etme, sağlama ve grubu yönlendirme, bu kitlelere yönelik eylem çağrısı ve örgüt propagandası içeren konuşmalar yapma şeklindeki çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütü üyeliği boyutuna ulaşmıştır. Sanık tarafından gerçekleştirilen, geniş halk kitlelerine ulaşan konuşmalar aynı şekilde örgütün talimatları doğrultusunda organize edilmiştir."
ÖRGÜTE ÜYE
Sanığın güvenlik güçleri tarafından terör örgütü PKK/KCK mensuplarına yönelik operasyonlara karşı direniş kapsamında birçok kez basın açıklaması ve aleni konuşmalarında, kanunsuz gösteri ve yürüyüş çağrısı yaptığı vurgulanan kararda, Yüksek'in terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini öven, meşrulaştıran ve bu yöntemlere direnişe çağrı yaparak teşvik eden aleni açıklamalarda bulunduğu anlatıldı.
Yüksek'in 30 yılı aşkın süredir silahlı faaliyet gösteren, on binlerce mensubu bulunan, bugüne kadar 40 binden fazla vatandaşın ölümüne sebebiyet veren örgüte üye olduğu belirtilen kararda, örgütün tehlikeliliği, devlet ve milletin bölünmez bütünlüğüne bugüne kadar verdiği zararın boyutu gözetilerek sanığa terör örgütüne üye olmak suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildiği anımsatıldı.
SÖZDE YARGILANMA DÖKÜMÜ...
Sanığın ikametgahında yapılan aramada "Arzu Demir'in Raporu" başlıklı, "Kendi hayatımı ve kızımın hayatını sürdürmek için Mehmet'ten maddiyat talep ediyorum. Artık Mehmet'in kızımla görüşmeleri haricinde hayatımdan tamamıyla çıkmasını talep ediyorum." şeklindeki ifadelerin olduğu bilgisayar çıktısının bulunduğu bildirilen kararda, şunlara yer verildi:
"Söz konusu dokümanın her ne kadar parti içi disiplin soruşturmasına dair evrak olduğu görünse de konunun bağımsız hukuk ve aile mahkemeleri tarafından değerlendirilmesi ve karar verilmesi gereken ayrılma ve maddi taleplere ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Bu taleplerin parti organlarından talep edildiği, bu suretle söz konusu dokümanların PKK/KCK terör örgütü adına kurulan sözde 'halk mahkemesi'nde yapılacak olan ya da yapılan sözde 'yargılamaya' ait dokümanlar olduğu anlaşılmıştır."
Ayrıca, aramada DBP'ye yazılan "Yolsuzluk Araştırma Raporu" başlıklı dokümanın ele geçirildiği belirtilen kararda, dokümanda 60 bin liralık araba, 300 bin liralık ev ile M.K. adına açılan banka hesabına 600 bin lira yatırıldığına dair ifadelerin yer aldığı aktarıldı.
Dokümandaki ifadelere ilişkin kararda, şunlar kaydedildi:
"Yardım adı altında toplanan ve amacı dışında kullanıldığı iddia edilen meblağın çok daha fazla miktarda olduğu, toplanan paraların iddia edildiği gibi birkaç kişi tarafından kendi amaç ve çıkarları doğrultusunda kullanıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu dokümanı hazırlayan kişinin yazısında belirttiği iddialar hakkında herhangi bir ilin cumhuriyet başsavcılığına ya da güvenlik birimine ihbar ya da bildiriminin olup olmadığı bilinmemekle söz konusu paraların PKK/KCK terör örgütüne aktarılmak üzere 'yardım' adı altında toplanan paralar olabileceği değerlendirilmiştir."
TERÖRİST YAKINLARINA "DEĞER AİLESİ" İFADESİ
Kararda, Yüksek'in evinden çıkan not defterinde el yazısıyla "Değer aileleri kendini yalnız hissediyor, nasıl aşılacak?", "Değer ailelerinin istihdam sorunu", "Belediyelerde iç temizlik olmalı" ile "İşçi alımında meclis ve partinin duyarlı olması lazım" ifadelerinin yer aldığı anlatıldı.
Not içeriğinde geçen "değer aileleri" tabirinin terör örgütü PKK/KCK içinde faaliyet yürütürken ölen teröristlerin yakınları için kullanıldığı aktarılan kararda, şunlar bildirildi:
"Bu kapsamda notu alan kişinin PKK/KCK terör örgütü içinde faaliyet yürütürken ölen örgüt mensuplarına ayrıcalıklar tanınmasına yönelik çalışmalar yapılması hususunda not aldığı anlaşılmıştır. Ölen örgüt mensuplarının yakınlarının belediye adına çalışan temizlik, sayaç okuma gibi işlerde çalıştırılmak üzere işe alındığı bilinmekte, bu hususta belediye ve meclislerin gerekli çalışmaları yapması, ayrıca halen çalışan ve terör örgütüne sempati duymayan çalışanların işten çıkarılması (iç temizlik) hususlarının not alındığı değerlendirilmiştir."
DBP Eş Genel Başkanı Yüksek hakkında tutuksuz yargılandığı davada "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası verilmiş, tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkarılmıştı.