Yaser Çaparoğlu / sabah.com.tr
Suriye'de rejim güçlerinin geçen 4 Nisan'da İdlib'in Han Şeyhun beldesine düzenlediği kimyasal silah saldırısında, 27'si çocuk 100 sivil yaşamını yitirdi. Saldırıda 9 aylık olan ikiz bebekleri ve eşi dahil 25 yakınını kurban veren Abdülhamid el-Yusuf, olaydan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine Türkiye'ye geldi. Yusuf, Hatay'da katıldığı toplu açılış töreni sonrası havaalanında görüştüğüCumhurbaşkanı Erdoğan'ı da alnından öptü. SABAH'a konuşan Suriyeli ikizlerin babası el- Yusuf, SABAH'a yaşadıklarını anlattı;
Eşim ve çocuklarımla evide otururken, patlama sesi duyduk. Eşim ve ikizlerimiz Ahmet ve Aya ile birlikte dışarıya çıktık. Evden 100 metre kadar uzaklaştıktan sonra iki patlama daha oldu. Bir süre sonra insanlar teker teker yere düşmeye başladı. Çevredekiler 'kimyasal gaz' diye bağırınca, eşime, 'diğer insanları uyarmaya gidiyorum' diyerek koşmaya başladım.
Yerlerde ağızlarından köpük gelen insanlar vardı. Kapıda karşılaştığım ağabeyim ve kardeşim de aynı durumdaydı. Zaten kardeşim kucağımda yaşamını yitirdi. Evdeki tüm ailem de öldü. Her şey 10 dakikada oldu. Gözlerimi İdlib'de bir hastanede açtım. Hastaneden çıkıp mahalleye döndüm ve ailemi aramaya başladım. Bir komşumuzun tarif ettiği yere gittiğimde eşimi ve çocuklarımı orada buldum.İkizlerime sarıldım ama ölmüşlerdi. Saldırıda eşim ve çocuklarımın yanı sıra 9 kardeşim, annem ve babam dahil 25 yakınımı kaybettim. Allah bana sabır verdi. Bu acıya dayandım.
Suriye yönetimi 'kimyasal silah depolarını vurduk' diyor ama bomba atılan yerde kesinlikle kimyasalsilah deposu yoktu. Orada çocukların oyun oynadığı park vardı. Normal vatandaşların yaşadığı bir bölgeydi. Değil kimyasal madde, silah bile yoktu. Hatta muhalif askerler bile yoktu. Sivillerin yaşadığıbir bölgeydi. Esad yalan söylüyor. O benden daha 9 aylık olan ikizlerimi, ailemi aldı. Onu asla affetmeyeceğim.
Çok büyük bir acı yaşarken Cumhurbaşkanı Erdoğan beni Türkiye'ye davet etti. Zaten ülkemizdesavaşın başladığı ilk günden bu yana Sayın Erdoğan hep yanımızda oldu. Erdoğan büyük bir lider. Hep onu görmeyi ve onunla tanışmayı istedim. Daveti alınca da buruk bir sevinç yaşadım. Havaalanında kendisi ile görüştük, acımı paylaştı. O anda kendime hakim olamadım ve sarılarak onu alnından öptüm. Erdoğan vicdanı olan bir lider. Keşke bizim de Erdoğan gibi bir liderimiz olsaydı da başımıza bunlar gelmeseydi.