Ankara dün olağanüstü BM Güvenlik Konseyi toplantısı öncesi uzman bulguları ve tanık ifadelerinden oluşan raporu Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği'ne acil kodla iletti. Acil kodla yollanan raporda Suriye'nin İdlib vilayetindeki kimyasal saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının 72'ye çıktığı bildirildi. Dışişleri, saldırıyı rejimin iki uçağının düzenlediğini belirtti. Yine rapora göre, saat 06.30'da 5 sorti yapıldı. Moskova ise rejimin kimyasal silah üretim tesisini vurduğunu iddia ederken, Türkiye'nin raporunda rejimin hava saldırısında klor gazının kullanıldığı ifade edildi. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Dünya Sağlık Örgütü'nün ya da af örgütlerinin de otopsiye katılmasını istedim çünkü maalesef ABD bunu bir sarin gazi saldırısı olarak yorumluyor. Sarin gazı da olsa o da bir kimyasal silahtır ama en insafsız silah, klor gazıdır" dedi.
Hürriyet gazetesinden Uğur Ergan'ın haberine göre, Suriye'nin İdlib vilayetinin Han Şeyhun ilçesinde önceki sabah yaşanan kimyasal katliamla ilgili Moskova, Şam yönetimine ait uçakların içi kimyasal silah dolu büyük bir depoyu vurdukları açıklamasını yaparken Ankara, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısı öncesi yaralı ifadeleri ve uzmanların bulgularını Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği'ne acil kodla gönderdi. Dışişleri'nin bildiriminde savaş uçaklarının Esed rejimine ait olduğuna dair radar izleri de yer aldı. Türk yetkililer saldırının Suriye rejimine ait iki SU-22 uçağı tarafından yapıldığını tespit etti. Ankara, ilk bulguların klor gazı olduğunu belirtirken, Batılı haber ajansları sarin gazı kullanıldığını yazdı. Gazeteye bilgi veren yetkililer, uçakların önceki sabah 06.30 sıralarında 5 sorti yaptığını belirtti.
KBRN timleri bölgede
Türkiye, katliam sonrası sınır hattında yoğun güvenlik önlemi aldı. Bölgede bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Sivil Savunma'ya bağlı Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) Timlerini sınırın sıfır noktası kesimine gönderdi. Timlerin ilk taramasında Türkiye tarafında yaşamı olumsuz etkileyecek ciddi bir bulguya rastlanmadı.
Türkiye'ye getirilen ve sağlık durumu düzelmeye başlayan yaralılar verdikleri ilk ifadelerinde, önceki günkü saldırının sabaha karşı güneş doğmadan, insanlar uykudayken yapıldığını söyledi. Kaçmak için dışarıya çıkmaya fırsat bulamadan belirli aralıklarla ikinci ve üçüncü saldırının yapıldığını belirten yaralılar, uçakların herhangi bir depoyu vurmadığını, attıkları bombalardan sonra kimyasaldan etkilenip ölen kuşların havadan düşmeye başladığını gördüklerini ifade ettiler. Ön otopside kurbanlardan alınan dokular bugün Ankara'da Hıfzısıhha'da incelenecek.
BMGK'da acil toplantı
BM Güvenlik Konseyi katliamı görüşmek üzere dün acilen toplandı. ABD, İngiltere ve Fransa, BMGK karar tasarısını hazırlayarak üyelere dağıttı. Tasarıda başta son olarak İdlib'deki olmak üzere Suriye'deki kimyasal silah saldırıları kınanıyor, faillerin bulunması talep ediliyor.
WHO: Sinir gazı
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), saldırıda sinir gazı kullanıldığını gösteren bulgular olduğunu açıkladı. Örgüt, hastanelerin saldırılar nedeniyle faaliyetlerine devam edemediğini ve hastaların Türkiye'ye gönderildiğini de açıkladı. Açıklamada, "Bazı vakaların, sinir gazı içeren organik fosfora maruz kaldığını gösteren bulgular var" ifadesi kullanıldı. İngiliz Reuters'a konuşan bir ABD'li hükümet kaynağı, saldırıda sarin gazının kullanıldığını iddia ederken, katliamın Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esed yanlısı güçler tarafından gerçekleştirildiğinin neredeyse kesin olduğunu savundu. Sarin, sinir gazları arasında sınıflandırılıyor.
"Barbarlık... Savaş suçu..."
- Alman Hükümet Sözcüsü Ulrike Demmer, "Zehirli gaz kullanılması bir savaş suçu. İnsanlık dışı bu suçun sorumluları hesap vermek zorunda. Buna Esed ve hükümeti de dahil. Alman hükümeti Rusya ve İran'ı da, Esed rejiminin müttefiki olarak sorumlu görüyor" dedi.
- Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, kimyasal katliamı savaş suçu olarak nitelendirerek, "Uluslararası topluma bu savaş suçuna yanıt vermesi konusunda çağrıda bulunuyorum" ifadelerini kullandı.
- İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, "Deliller, bunu, halkına karşı böyle bir barbarca saldırıda yasaklı silahları kullanıldığının tamamen farkında olarak Esed rejiminin yaptığını ortaya koyuyor" dedi.
- İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bahram Ghassemi, "İran kimin sorumlu olduğu ve kurbanların kim olduğuna bakmaksızın tüm kimyasal silahların kullanımını etkili bir şekilde kınıyor" derken, "Silahlı terörist grupların kimyasal silahsızlandırılmasının ihmal edilmesi (bir bütün olarak) Suriye'nin kimyasal silahsızlandırılması sürecine zarar verdi" diye ekledi.
Kaynak: Dünya buraya duyarsız
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Esed rejiminin düzenlediği kimyasal silah saldırısına ilişkin Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, "Reyhanlı'da hastanemize getirildi yaralılar, orada tedavi ediliyorlar. Tabii ki çok teknik şartlar gerekiyor çünkü kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlarla yapılan faaliyetlerin hem başkalarına sirayet etmesi bakımından hem onların tedavileri bakımından. 3 kişi ölü. Bunlardan bir tanesinin otopsisine ben talimat verdim. Dünya Sağlık Örgütü'nün ya da af örgütlerinin de otopsiye katılmasını istedim çünkü maalesef ABD bunu bir sarin gazi saldırısı olarak yorumluyor. Sarin gazı da olsa o da bir kimyasal silahtır ama en insafsız silah, klor gazıdır" dedi. Kimyasal silah saldırısının "insanlık, vicdan ve insaf dışı bir hadise" olduğunun altını çizen Kaynak, "Büyük devletler, Irak'ta Saddam'ın kimyasal silahları var diye Irak'ı işgal etmişlerdi ama dünya buraya duyarsız" diye konuştu.