İsa Tatlıcan / sabah.com.tr
HASET DUYANLAR VAR
- Çok seviliyorsunuz. Bu sevgiyi çekemeyenlerin olduğunu düşünüyor musunuz?
Eleştiriye açık olmak gerekir. Eleştirinin mümini geliştiren bir yönü vardır. Ancak samimiyet çok önemli. Eleştiri bu işin tabiatında var. İki kesimden bu konuda eleştiri gelir. Birincisi kendi çevrenizden gelen eleştiriler. Bunların bir kısmına islami litaratürde 'haset' denir. Aşırıya kaçılmadığı sürece bu anlaşılabilir bir durumdur. İkincisi ise; siz insanları Allah'a ve Peygambere çağırıyorsunuz. Toplumdaki kutuplaşmayı engellemeye çalışıyorsunuz. Toplumdaki kucaklaşmayı ben programlarda görebiliyorum. Toplumun her kesiminden insanlar birarada oturabiliyor. Türkiye'yi sevmeyen insanlar da bu nedenlerden ötürü kendisinde eleştiri hakkı görüyorlar.
- Hiç mi rahatsız olmuyorsunuz?
Biz de insanız, beşeriz, darlandığımız oluyor tabi ki. Hz. Peygamberin bu konudaki metodu onları hiç görmeden yaptıklarını Allah'a bırakmaktır. Ben kendi işime bakıyorum. Görüyorum ki bizi rahatsız eden kim varsa tarih içinde yok olup gidiyor. Bir müddet sonra esameleri okunmuyor. Biz hizmetimize devam ediyoruz.
PEYGAMBERİMİZİN CEMAATİNİN MENSUBUYUM
- Milyonlar sizin takip ediyor. Ama çevrenizde insan toplamıyorsunuz veya cemaatleşmiyorsunuz. Bunu özellikle mi yapıyorsunuz?
Benim cemaatim Hz. Muhammed'in cemaatidir. O bizim liderimiz, sığınağımız, efendimizdir. Bence en büyük cemaat Hz. Muhammed ümmetidir. Bana bu cemaat yetiyor. Keşke ona layık olabilsek.
- Yıllardır ekranlardasınız, konferanslardasınız. İlgi hiç azalmıyor mu?
İnsanlardan aldığınız geri dönüşümler nasıl? Çok muhteşem. Ben yıllardır insanların içindeyim. Anadolu'dayım, yurtdışındayım, televizyondayım. İnsanlarda en ufak bir bıkkınlık ve ilgi azalması görmüyorum. Aksine ilgi artarak devam ediyor. Her gittiğim yerde "buranın tarihinde böyle bir konferans görülmedi" diyorlar. Bu benim çok hoşuma gidiyor. Nihat Hatipoğlu kim ki? Bu ilgi benimle ilgili değil. Bu Kuran'ın bereketi.
'BÜTÜN BUNLARI BEN Mİ YAPTIM' DİYE DÜŞÜNÜYORUM
- Mesela bir ateistten, agnostikten ya da tamamen dünyevi bir hayat süren insanlardan değişim mesajları alıyor musunuz?
Binlerce, onbinlerce geliyor. Her ailede bir kişiye dokunmuşumdur. Kabe'de bile "bugün burada isem sen vesile oldun" diyorlar. Her programdan sonra 300-500 mesaj geliyor bana. Öyle güzel şeyler anlatıyorlar ki. Ben bunları nasıl yaptım diyorsunuz. Bunların benimle ilgisi yok. Ben sadece vesileyim.
- Tekrara düşmemek de zor. Bunun için neler yapıyorsunuz?
Dini hizmetin ilki aşktır. Allah'a aşk duyacaksın, özleyeceksin. Onun huzuruna çıkmaya hazır mısın? Eğer bunun cevabı "Evet" ise kayıpta değilsin demektir. Ben çok fazla okuyorum. Kuran üzerinde tefekkür ediyorum. İslam tarihi üzerine, Peygamberimizin 23 yıllık hayatı ve Sahabenin Hayatı üzerinde okuyorum. Bu öyle geniş bir alan ki eğer okursanız tekrara düşmezsiniz.
- Emeklilik gibi bir planınız var mı?
Eşime bazen şunu söylüyorum. Belli bir yaşa geldikten sonra konferanslardan, ekranlardan uzaklaşayım. Güzel bir sakal bırakayım. Hayatımın bir kısmını Medine'de bir kısmını Türkiye'de geçireyim istiyorum. Rahmetli babamın başladığı bir tefsiri tamamlamak ve hayatı böyle sonlandırmak gibi bir isteğim var. Bunun dışında bir makam mevkiye talip olmadım olmam da.
İSLAM DÜNYASI TÜRKİYE DEMEK
- Batı Türkiye düşmanlığı ve islamofobi üzerinde birleşebiliyor. İslam dünyasının birlikte hareket etme konusunda bir eksikliği olduğunu düşünüyor musunuz?
Bugün Batı için İslam dünyası denilince akıllarına Türkiye gelir. Diğer islam ülkelerini küçümseme anlamında söylemiyorum ama islam dünyasını temsil edebilme yeteneği bizdedir. İslam dünyası kendi içinde bir birliği maalesef sağlayamadı. AB ülkelerinin ise Vatikan'da Papa'nın önünde biraraya gelebiliyor. 4 mezhebi hatta Caferileri temsil eden İslam alimleri neden biraraya gelip bir komisyon kurmazlar. Neden islam ülkeleri bu konuda bir katkı sunmaz. Bu hala mümkün. Müslümanların elzem şekilde bunu yapması gerekir.
- Batı'da yükselen Türkiye düşmanlığı ve islamofobinin kaynağı bu mudur?
Batı dünyasının oyununu bozan tek ülke Türkiye'dir. Türkiye 15 Temmuz'da büyük bir badire atlattı ve yürüyüşüne devam ediyor. Batı, Türkiye'nin bu darbeden kurtulacağını düşünmüyordu. Batı'daki Türkiye düşmanlığı ve İslamofobi bir akıl tutulmasıdır ve makuliyetten uzaktır. Ama ben bu sürecin geçici olduğunu düşünüyorum.
EVLATLARIMIZA GÜÇLÜ BİR ÜLKE BIRAKMAK İÇİN
-Türkiye 16 Nisan'da tarihi bir seçim yapacak. Türkiye'nin geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Ben Türkiye'yi ve dinimizi birbirinden ayırmıyorum. Ben her şeye din penceresinden bakıyorum. Bu ülkenin dualı bir ülke olduğuna inanıyorum. Ben bunları gittiğim yerlerde görüyorum. Bunların birçoğu ekrana yansımıyor. 16 Nisan referandumundan sonrası için çok ümitliyim. Sonuç mutlaka iyi olacak. Milletimiz doğru olan kararı verecektir. Halk yanlışta ittifak etmez. Türkiye'nin önü çok açılacak. Milletimiz tekrar eskiye dönmeyecek. Ne Türk ne Kürt, Ne Alevi ne Sünni eski oyunlara gelmeyecek. Bunlar artık eskide kaldı. Ben geleceğimizi çok güzel görüyorum. Türkiye'deki gelişmeyi görmek için bir süre buradan ayrılıp gelmek lazım. Evlatlarımıza daha güçlü bir ülke bırakmak için gayret göstermeliyiz.
FETÖ YİNE KALKIŞIRSA BU MİLLET KÖKÜNÜ KAZIR
- FETÖ tehlikesi bitti derken hala operasyon yeteneğini sürdürmeye çalıştığını görüyoruz. Bu ihanet şebekesi Türkiye'den kazındı mı sizce?
Artık gücünü kaybettiğini ve belini doğrultamayacağını düşünüyorum. Yeni 15 Temmuzlara cesaret edebileceğine inanmıyorum. Zaman zaman bu tür söylentiler benim de kulağıma geliyor. Elbette dikkatli olunmalı. Bu kez 15 Temmuz'daki karşılıktan daha sert bir karşılık bulabilirler. Bu sefer bu millet hepsinin kökünü kazır. Bu kalkışma tümünün intiharı olur. Ben böyle bir intihar girişiminde bulunacaklarını beklemiyorum. Bulunurlarsa kendileri bilir.
YÖK ÜYELİĞİ SÜPRİZ OLDU
- YÖK üyeliğine atandınız, hayırlı olsun. Bu görevi bekliyor muydunuz?
Ben Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederim. Kendisi ile benim ayrı bir muhabbetim var. Böyle bir görev beklemiyordum. Tensip buyurmuşlar ben de kabul ettim. YÖK üyesi ilahiyatçı arkadaşımızın görev süresi bitince beni atamışlar. Ben de bu görevi onurla kabul ettim. Kararname imzalandıktan sonra haberim oldu. Yarım saat içinde yüze yakın YÖK ile ilgili istek geldi. Sosyal hayatı yok sayan bir İlahiyat elbette düşünülemez. Özellikle İlahiyatlarla ilgili aklımda önemli işler var. Çünkü toplumun buna ihtiyacı var.
- YÖK üyeliğine atandıktan sonra sosyal medyada çirkin mesajlar gördük…
Toplumun her kesiminde derin bir iz bıraktığımız için YÖK üyeliğimiz de tartışma konusu oldu. Bu bizim için sevindirici bir durum. Eleştiriden rahatsız olmamız mümkün değil. Kuran'ın ruhuna da aykırıdır. Her türlü fikre açık olmamız gerekiyor. Her şeye saldıran bir hayasızlar güruhu var. İnsanların namusu ve iffeti ile oynuyorlar. Talimatla iş yapıyorlar. Bunlarla ilgili elbette önlem alınmalı. Halk uyanık artık bunlara itibar etmiyor.
3 AYLAR KALBİN BAKIM DÖNEMİDİR
- 3 aylara girdik. Türkiye Müslümanlarına bir mesajınız olacak mı?
Hayat bir mücadeleden ibarettir. Bu mücadele mezarda da bitmiyor. Kıyamet kopunca hepimiz öleceğiz, yeniden dirilmek için. İntihar da etsek kurtaramayız. Bu üç aylık mevsim gerçekten çok önemli. Özel zamanlar vardır. Üç aylar da böyle zamanlardır. Recep ve Şaban ayı kendini manevi olarak kendini Ramazan'a hazırlamaktır. Zirve ise Kadir Gecesi'dir. Allah çok merhametli ve rahmet sahibidir. Biz günaha düşmanız günahkara değil. Günah ortamını kaldırmaya çalışalım, günahkarı değil. Bu üç aylar tevbe aylarıdır. Hiç ümidimizi kaybetmeyelim. Hiçbirimizin günahı Allah'ın rahmetinden daha büyük değil. Hayatta insanın bakım dönemleri vardır. Kalp bakımı dönemi de bugünlerdir.