Dicle Üniversitesi'nin eski rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç ile yardımcıları eski Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aytekin Sır, Prof. Dr. Sabri Eyigün ile Prof. Dr. Aslan Bilici hakkında "Fetullahçı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 10'ar yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Saraç ile Sır'ın tutuklu bulunduğu davanın iddianamesine göre, farklı üniversitelerden gelen FETÖ ile bağlantılı sanıklar, kemik kadroyu kurdu. Bu kadro da zincirleme biçimde örgüt üyelerini üniversiteye yerleştirdi. Bu yapılanmanın başında ise örgütün üniversiteyi ele geçirip üs konumuna getirmesini sağlayan idari ve akademik personel alımından sorumlu Aslan Bilici vardı. FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'le doğrudan bağlantılı olan Rektör Saraç, öğretim görevlisi Cengiz Yalçın'ın mali yolsuzluğunu kapatmak için "O bana hoca efendinin emanetidir" diyerek korudu. Gülen de kendisine hediye olarak ziynet eşyaları gönderdi.
PAHALI İLAÇLAR
İddianamede 'Aydınlık' kod adıyla ifadesi yer alan gizli tanığın anlattıkları kan dondurdu. Gizli tanık, üniversitedeki FETÖ- PKK işbirliğini şöyle anlattı: "Diyarbakır'daki Sur operasyonları sırasında, PKK'lıların tıp fakültesinde tedavi olduğuna dair haberler çıktı. Bunun üzerine, askeri hastane dururken, kendisi de FETÖ'den tutuklanan Korgeneral İbrahim Yılmaz'ın eşi, FETÖ'cü başhekim Sait Alan'ın görev yaptığı kardiyoloji bölümüne gelerek tedavi oldu. O dönemde polisin ya da en düşük bir rütbeli askerin bile muayeneye gelmediği hastanede, Diyarbakır'ın en yüksek rütbeli askerinin eşi muayene olarak üniversitenin imajını kurtarmaya çalıştılar. Hastane deposundaki pahalı ve ulaşılması zor ilaçlar Sur operasyonlarındaki PKK'lılara gönderildi. Önemli bir kısmı operasyon sırasında ele geçirildi. Sur operasyonlarını protesto etmek için PKK güdümündeki sendikanın çağrısına uyarak iş yavaşlatma eylemi yaptılar ve ağır hastaları bile ameliyat etmeyerek mağdur ettiler."