Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumuna 18 gün kala, Avrupa ülkeleri Türkiye'deki muhalefetten daha fazla 'Hayır' kampanyası için sahaya indi. Peki ama Türkiye'deki referandum AB ülkelerini neden bu kadar tedirgin ediyor? Avrupa'nın 'Hayır' çalışmalarının altından 3 neden çıktı: İstikrarsızlıkla yönetilen Türkiye modelinin korunması, halk onayı anlamına gelen 'Evet' ile 'Erdoğan diktatör' kartının düşmemesi ve dağılan AB'yi bir arada tutabilmek.
TEHDİDE BAŞLADILAR
AB ülkeleri, Türk bakanların Avrupa'daki seçmenle buluşmasını engellemek ile kalmayıp terör örgütleri PKK ve FETÖ'ye de miting yaptırarak "Hayır" için sınırları zorladı. Hatta, iş "Sandıktan evet çıkarsa, AB üyelik süreciniz biter", "Türk göçmenler ülkelerine döner" tehditlerine kadar vardı. "Erdoğan'ı öldürün" yazılı pankartların bile açıldığı Avrupa'da PKK'nın sözcülüğünü yapan Alman Sol Parti milletvekili Sahra Wagenknecht, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Terörist" deme küstahlığını gösterdi.
2. DARBE GİRİŞİMİYMİŞ!
Darbe girişiminin ardından atılan adımlarla anayasal düzenin ihlal edildiğini söyleyen Almanya Federal Meclis Başkanı Lammert ise 16 Nisan'ı, 15 Temmuz'un ardından ikinci darbe girişimi olarak niteleyecek kadar ileri gitti. Lammert,"Erdoğan başarısızlığa uğrayan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra siyasi sistemi kaldırmaya çalışmakla ülkenin anayasal düzenini ihlal etmiş oluyor. İkinci darbe teşebbüsünün başarıya ulaşma tehlikesi var" dedi.
TÜRKOFOBİ İLE…
Yaşananları değerlendiren YTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, Avrupa'nın kimliğinde olan 'ötekileştirme' yöntemine döndüğünü söyledi. AB'nin 2008'de başlayan ekonomik krizin ardından 10 yeni üyeyi sindiremediğine dikkati çeken Güney, "Refah seviyesi düştü, 28 ülke arasındaki gelir dağılımı adaletsizliği, uçtaki sağ partileri güçlendirdi. İngiltere'nin ardından yeni ülkelerde ayrılmak için sıraya girdi. Şimdi göçmen düşmanlığı, İslamofobi ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden yeni öteki Türkofobi ile birliğin harcına çimento ve su taşımaya çalışıyorlar" dedi. Türkiye'nin, NATO'ya üye olduğu ve AB üyelik sürecine başladığı Soğuk Savaş döneminde Batılı ülkelerce yönetildiğine dikkat çeken Güney, son yıllarda bu yapının kırıldığını belirterek, şunları söyledi: "Artık eski Türkiye yok. Darbelere terör ve kumpaslara rağmen Türkiye, AB'deki pek çok ülkeden iktisadi ve siyasi olarak çok daha iyi durumda. Erdoğan'a yönelik kabul edilemez suikast pankartı, terör örgütlerine miting izinleri, hayır kampanyalarının nedeni de bu. 16 Nisan'da, 'Evet' çıkarsa Türkiye siyasi, askeri, ekonomik bütün projelerini hızla hayata geçirecek, istikrarsızlık ortadan kalkacak, Türkiye fırlayıp gidecek... Ortadoğu'da haritalar yeniden çizilirken, bölgeye yön vermek isteyen güçler için referandumdan çıkacak 'Evet' ve güçlü Türkiye engel. Bu yüzden, bundan önce çok saldırdıkları Türkiye'yi eskisi gibi yönetebilmek için 'Hayır'ı son şans olarak görüyorlar. Üçüncü neden, 'evet' çıkarsa, 'otoriterlik' ve diktatörlük tartışması kartı da düşecek."
GÜÇLÜ TÜRKİYE İSTEMİYORLAR
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sakarya'da yaptığı konuşmada, Avrupa'nın, Türkiye'nin büyümesini hazmedemediğini belirterek, "Benden onlara tavsiye; hazmetme kapasitenizi genişletin. Türkiye çok daha büyüyecek, siz bu hazımsızlıkla devam ederseniz çatlarsınız. Türkiye gibi bir ülkeyi yanınızda dost olarak tutmaya çalışın, karşınıza almayın. 'Hayır' kampanyası yapana her türlü desteği ver, 'Evet' diyenleri engelle. Avrupa'ya en güzel cevabı 16 Nisan'da vereceğiz. Bu millet herkese haddini bildirecek" ifadesini kullandı.
BİRLİĞİN NORMLARI ÇÖKTÜ
-AB'nin çok kültürlü ve ulusüstü bir yapı olarak ortaya çıktığını ancak bugün ulusların yarışıyla dağılma sürecine girdiğine dikkat çeken Prof. Güney, "Zaten 'Avrupa normları' dedikleri ve onları bir arada tutan insan hakları, dolaşım ve ifade özgürlüğü gibi temel demokratik değerler de çökmüş durumda. Avrupa, şu anda hasta adam" dedi. (Star)