Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kulüpler Birliği'nce düzenlenen 2. Futbol Zirvesi'nde sporun yanı sıra gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
SİYASET DE TAKIM OYUNU: Çocukluk dönemlerinden itibaren futbola gönül veren, gençlik yıllarında çeşitli kulüplerde top koşturan biri olarak, bunun insana neler kazandırabildiğini çok iyi biliyorum. Hayatımın her aşamasında futbol oynarken edindiğim disiplinden, takım çalışmasından, vefadan, bu oyunun bana kazandırdığı tüm vasıflardan çok istifade ettim. Özellikle siyasetin temelde futbol ile birçok ortak yönü olduğuna inanıyorum. Spor gibi siyasetin de özü rekabettir, yarıştır. Bu yarışın ilk aşaması sandıktan galip çıkmak için, ikinci aşaması da sorumluluk üstlendikten sonra millete hizmet götürmek içindir. Tıpkı futbol gibi siyaset de takım oyunudur, yani sağlam bir kadro gerektirir. Plansızca oynayan, taktiği ve stratejisi olmayan bir takımın kupayı kaldırma ihtimali nasıl yoksa, milletine söyleyecek sözü olmayan siyasetçilerin, siyasi partilerin de başarı şansı yoktur.
YIKICI SİYASET ANLAYIŞI : Sporun içine şiddet ve saldırganlık girince centilmenlik ruhunun kaybolması gibi siyasetin içine yalan, iftira ve çarpıtma girince aynı sonuç ortaya çıkmakta. Maalesef ülkemizde bunu çok sık yaşıyoruz. 40 yıllık siyasi hayatım boyunca bir taraftan milletimize hizmet ederken, diğer taraftan da bu yıkıcı siyaset anlayışıyla mücadele yürüttüm. Siyasetin kalitesi yükseldikçe iktidarı sandık yoluyla değil de şikeyle, hileyle, darbeyle, tehditle, yıkıcı siyasetle elde edebileceğini sananlar, bizim milletimiz tarafından tasfiye edilmiştir. Buna rağmen son anayasa değişikliğinde olduğu gibi hâlâ nasıl futbolun, inşallah onlardan kurtuluyoruz, holiganları varsa, hâlâ holigan siyasetiyle netice almaya çalışanların bulunduğunu da görüyoruz. Fikirlerinin gücüne güvenemeyenler, yalana, iftiraya, hatta şiddete başvurmaktan çekinmediler.
YALANLARLA KAFA BULANDIRMAYA ÇALIŞTILAR: Anayasa değişikliğini, içindeki maddeleriyle tartışmak yerine Meclis'in kapatılacağından, ülkenin bölüneceğine kadar akla hayale sığmayacak yalanlarla milletimizin kafasını bulandırmaya çalıştılar. Böyle bir şey yok. Meclis'in fesih yetkisi asla Cumhurbaşkanına ait değildir. Böyle bir şey de yok.
TÜM MAÇLARDA YENİLİYORLAR: Her seçim döneminde oy almak için kollarına girdikleri gençlere, seçilme hakkı verilmesine dahi tahammülleri yok. Milletten korkan, gençlerden çekinen bir anlayışla Türkiye'nin geleceği inşa edilebilir mi? Aslında bunların siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş ama hâlâ direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyorlar. Daha önce 7 defa yenilmişlerdi. İnşallah 16 Nisan'da 8. defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar.
NEVRUZ ATEŞİNİ ANADOLU'DAN YAKACAĞIZ: Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Mart Dünya Nevruz Günü münasebetiyle de bir mesaj yayımladı. Erdoğan, mesajında özetle şöyle dedi: "Yaşadığımız coğrafyanın her geçen gün biraz daha kıskaca alındığı bir dönemde, Nevruz'un ifade ettiği yeniden diriliş ruhuna sıkı bir şekilde sahip çıkmalıyız. Medeniyet ve kültür havzamızı boğmaya çalışanlara karşı mücadeleyi, kendi tarihimizden ve geleneklerimizden aldığımız güçle vereceğiz. Bizler, bu yeni dönemin öncülüğünü ve taşıyıcılığını yapmak mecburiyetindeyiz. Coğrafyamızla birlikte dünyadaki tüm mazlum ve mağdur halklar için kutlu bir geleceğin sembolü olacak Nevruz ateşini, inşallah, Anadolu'dan yakacağız.