Mesut Altun / sabah.com.tr
15 Temmuz gecesi darbeciler, uçaklarıyla, helikopterleriyle, saldırıya geçtikleri anda ilk harekete geçen kimler oldu? Esnaf ve sanatkârlarımız oldu.
Ana muhalefet anayasa değişikliği konusunda maalesef doğruları söylemiyor,hatta konuştuklarının tamamı yalan, iftira desek yeridir. Mesela diyorlar ki rejim değişecek. Yalan rejim filan değişmiyor. Diyorlar ki 'Meclis işlevsiz hale getiriliyor.' O da yalan. Bir defa cumhurbaşkanının Meclis'i fesih yetkisi yok. Cumhurbaşkanının kanun çıkarma yetkisi bile yok. Tam tersine Meclis asli işi kanun çıkarma konusunda daha yetkili hale geliyor, yeni denetim imkânlarıyla da güçlendiriliyor.
Diyorlar ki 'Cumhurbaşkanı kararnamelerle muhtarlıkları, belediyeleri kapatır' yalan. 'İstediğini alır, istediğini atar' yalan. Bu ana muhalefetin zihniyeti budur. Biz size yalan söyleyemeyiz. Türkiye bir hukuk devletidir.
TAHDİT YERİNE ADALET
(Servis şoförlerinin tahditli plaka talebi) Genel sekreteriniz bizlere bir mektup verdi. Mektubu okudum ve tekrar Büyükşehir Belediye Başkanıma verdim. Kendileri de arkadaşlarımızla görüşmelerini yapmak suretiyle bunu bir yere inşallah bağlayacaklar. Ben tabii kardeşlerimden tahdit ifadesinin yerine, adalet, adalet, adalet demelerini beklerdim.
Tahdit dediğiniz zaman bu adil bir yaklaşım olmaz. Bizim burada yapmamızgereken nedir? Bir burada plakalarda yeni bir düzenlemeye giderek mevcudu güvence altına almak, koruma altına almak... Bundan sonraki sürece yönelik de belediyenin yapacağı düzenlemenin önünü açmak. Bu işe tahdit getirdiğiniz zaman bedeli, faturası kime olacaktır? Tüm bu ülkedeki yavrularımıza olacaktır. Aynı şekilde servis taşımacılığında bütün maliyetler bir anda bunlar da şişecektir, yükselecektir.
Değerli kardeşlerim bakın dürüst olacağız, ben size plaka tahdidi sözü vermedim. Bakın burada başkanlar yanımda, onlarla da konuştum. Eğer ben size plaka tahdidi sözü verdiysem o günün konuşmaları her şey ortada. Ben bunun arkasında dururum, böyle bir sözüm yok. Eğer plaka tahdidi dediyseniz, eğer böyle bir adım atılırsa burada en büyük bedeli kim öder, çocuklarımız öder, firmalar öder. Hak edilmeyen bir şeyi kusura bakmayın hak olarak size veremeyiz.