Avrupa'nın yine maskesinin düştüğünü belirten Yeni Azerbaycan Partisi (YAP) Milletvekili Melahat İbrahimkızı, "Demokrasi, insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğünden konuşan Avrupa'nın artık maskesinin düştüğünü görüyoruz. Nisan'da yapılacak referandumla ilgili Ak Parti ve diğer siyasi partilerin Avrupa'da Türklerle düzenleyeceği görüşmelerle ilgili Avrupa'nın özellikle bazı ülkelerin, Almanya, Avusturya ve Hollanda'nın tavırlarını gördük. Bu utanç verici bir olay. Uluslararası hukukun ve anlaşmaların çiğnenmesi demektir. Bu sadece Türkiye'ye karşı değil, uluslararası hukukun ve insan haklarının ihlaliydi. Gece Hollanda'da gerçekleşen olay hem şok etkisi yarattı, hem sözün bittiği yerdi, diğer taraftan ise utanç vericiydi" ifadelerini kullandı.
İnsan haklarından, demokrasiden ders vermeye çalışan, düşünce özgürlüğünden bahseden bir ülkenin böyle bir şiddete başvurmasının yanlış olduğunu vurgulayan İbrahimkızı, "Bu olay çok utanç verici. İnsanlar hala bu olaya inanamıyor, şok içerisinde. Bir ülkenin bakanına karşı, Avrupa'nın vatandaşlarına karşı, basın mensuplarına karşı yapılanlar şok etkisi yarattı. Sadece Hollanda, Almanya değil, bütün Avrupa ülkeleri bu suçun sorumlularıdır. Bir kadın bakanın rehin gibi saatlerce arabada tutulması uluslararası hukuka hangi açıdan bakarsanız bakın ne kadar büyük bir suç işlendiği görünüyor. Polislerin düşünce özgürlüğünü kullanan insanların üzerinde atlarla, coplarla gelmesi Avrupa iflası, Avrupa demokrasisinin yok olması demektir" dedi.
"BU ÜZÜNTÜYLE KARŞILANACAK BİR DURUM"
Türkiye'nin iki bakanına son yapılanların Azerbaycan'da üzüntüyle karşılandığını söyleyen Siyaset Bilimci Azar Aslanlı, "Türkiye-Azerbaycan bir millet, iki devlet. Azerbaycan, Türkiye'nin tüm konularına hassasiyetle yaklaşıyor. Hollanda'nın daha önceki politikalarına, uygulamalarına bakıldığında çok da şaşırılacak bir durum değil. Üzüntüyle karşılanacak bir durum. Çünkü, Avrupa'nın ifade ettiği temel ilkelerle, özgürlükler, demokrasi, insan hakları, uluslararası hukukun temel haklarıyla çelişen bir durum. Özellikle diplomatik misyona yönelik, diplomatik alana yönelik bu şekilde bir müdahale kabul edilmeyecek bir durum. Azerbaycan'da kendisinin Karabağ sorunu örneğinde çeşitli Avrupa ülkelerden bu tarz uygulamalarla karşılaştı. Uluslararası hukukun temek kuralları bir tarafa bırakılıyor, çifte standartla yaklaşılıyor. Haklı değil o anda biraz daha güçlü görünenin pozisyonu savunulmaya çalışılıyor. Son Hollanda'da yaşanan olayda da ister Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanına yönelik olsun, ister diğer sayın bakana yönelik olsun, bu durum kabul edilecek bir durum değil. Üzüntüyle karşılanacak bir durum ama çok şaşırmıyoruz. Çünkü, Hollanda misyonunun Bosna-Hersek'te Uluslararası Barış Gücü'nün adına yaptıklarını biliyoruz. Uluslararası hukuktan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmedikleri zaman da Srebrenitsa Soykırımı yaşandı. Dünya'nın çeşitli bölgelerinde, çeşitli ülkelerde bu tarz çifte standart örneklerinin maalesef Avrupa ülkeleri tarafından gerçekleştirildiğini biliyoruz. Bu da onlardan biri oldu" diye konuştu.