Başbakan Binali Yıldırım dün akşam ATV-aHaber ortak yayınında ATV Ankara Temsilcisi Şebnem Bursalı ve aHaber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını cevaplandırdı. Yıldırım, özetle şunları kaydetti:
(Avrupa'daki miting yasakları) Sayın Bahçeli tabii çok anlamlı bir açıklama yaptı. Sayın Cumhurbaşkanımızın, bizim yaptığımız açıklamalar üzerine doğrusu güzel bir davranış içerisinde bir dayanışmayla birlikte Avrupa'ya güzel bir mesaj verildi. Türkiye'nin milli meselelerde bir araya gelmesi güzel.
Biz Almanya'ya 18 Ocak'ta gittik. Orada, anayasa değişikliğini anlattık. Çok coşkulu, çok güzel bir program oldu. Hiç kimsenin de burnu kanamadı. Ne bir huzursuzluk, ne bir kargaşa meydana gelmedi. Geçtiğimiz günlerde Merkel ile de uzunca bir telefon konuşması yaptık. Buradaki rahatsızlığımızı çok açık şekilde dile getirdik. Bir yandan Türkiye'ye ders vermeye çalışıyorsunuz, bir yandan da oradaki bir milyonu aşkın oy kullanacak vatandaşımızla buluşup onlarla görüşmemize engeller çıkaracaksınız. Bu bir çifte standarttır.
Almanya ile bazı konularda derin fikir ayrılığımız var. Bunu ben Merkel'e de söyledim. Bir FETÖ ve bölücü terör örgütünün unsurları Almanya'da cirit atıyor. İstedikleri gibi propaganda yapıyorlar, istedikleri gibi faaliyet gösteriyorlar. Birinci Dünya Savaşı'nda kader birliği yapmışız, bizi birbirimize bağlayan 3.5 milyon soydaşımız var, bunlar bizim ilişkimizi bozan değil, bütün bunları dikkate alınca bu yaşadıklarımızın hiçbir şekilde Almanya-Türkiye arasında olması gereken bir durum olmadığını anlattık. Ümit ederim ki, bu mesele daha fazla tırmandırılmaz.
Anayasa kitapçığı fırlatıldığında, AK Parti iktidarı, 2001 krizinden beri 637 milyar, faiz ve ana para olmak üzere toplam borç ödedi. 200 milyar dolara yakın. Bu kriz olmasaydı bugün Türkiye'nin dış borcu olmayacaktı.
(CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun gafı) Kemal Bey dağıtmış vaziyette. Bugün bir programda, 'bu sistem değişirse başbakan ile cumhurbaşkanı anlaşamazsa ne olacak memleketin hali' diyor. Neresinden bakarsan bak bir fecaat. Bir kere değişiklikten haberi yok, unutmuş neyi değiştiriyoruz. İkincisi de şu altındaki gerçek su yüzüne çıkıyor. Tam da bizim dediğimizi diyor. Yani Cumhurbaşkanı ile başbakan mevcut sistem devam ederse mutlaka arıza çıkar. Söylemek istediği bu. Ama unutuyor değişiklik yaptığımızı, bizim söylediğimizi bir başka yönden doğruluyor.
(Meclis'in yetkisi gidiyor?) Bunların hepsi zırva. (Meclis yetkisiz hale mi getiriliyor?) Delili ne? Vekiller şimdi yasa da çıkaramıyor. Mevcutta yok, hükümet isterse yasa çıkar, istemezse çıkmaz. Şimdi yasaları milletvekilleri çıkaracak. Bu milletvekillerini daha güçlü hale getiriyor. Meclis denetleme yapacak.
(Kılıçdaroğlu'nun 18 yaş eleştirisi) Benim 5 tane torunum var. Benim çocukların en küçüğü 35 yaşını geçmiş durumda, benimle ilgiliyse yanlış hesap yapmış. Şimdi bunlar acizlik. Bir insan seçmek için ehliyetli ise seçilmek için de ehliyetlidir. Biz bu çarpıklığı ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Yeni değişiklik 18-24 arasındaki 7.5-8 milyon gencimizi ilgilendiriyor. Sadece 18 yaşındakiler 1.2 milyon kişi. Anamulefet partisi bunu gençlere çok görüyorsa diyecek bir şeyim yok. Çocukları vekil yapma işine gelince, Orada açtırmasın kutuyu, söyletmesin kötüyü. Sayın Kılıçdaroğlu'na sadece şu kadar söyleyeyim, SSK Genel Müdürü olduğunda 14 aylık torununu sigortalı yaptırdığını herhalde biliyorsunuz, orada dürüstlük yapmaya kalkmasın her şeyin cevabı var. Girerse herkesin söyleyeceği şeyler var.
(Kılıçdaroğlu'nun "600 vekil israftır" sözleri) İsraf misraf hesabını yapıyorsa önce SSK Genel Müdürlüğü'nde 2 trilyon kurumu zarara uğrattı. O geldiğinde kurum artıdaydı, görevi bıraktıktan sonra tekrar artıya geçti. Önce onun hesabını vermeli. 10 milletvekilinin bir dönem maaşı kadar posta masrafının hesabını versin. İsraf diye bir şey yok.
O MANŞET BİZE SÖKMEZ
(Hürriyetin manşeti) O konu eski Türkiye alışkanlıkları. 28 Şubat'ta, 'genç subaylar, silahlı kuvvetler, asker rahatsız' gibi başlıklar ata ata Refah Yol hükümetini alaşağı ettiler. Ama bu AK Parti iktidarına sökmez. Bunu Balyoz davasında, Ergenekon davasında gördük. Burada bize dayatma sökmez. Biz emri milletten alıyoruz. Milletin dışında herkes milli iradenin temsilcisi, hükümetin emrindedir. Onun için bu manşetleri atarak, iktidara ayar verme zamanı artık geçti, çok eskide kaldı. Bunu yapanlar büyük bir yanlış içerisine düşmüştür... Anketler havada uçuşuyor, ama onları paylaşmanın anlamı yok. Gerçek anket 16 Nisan akşamı sandıklar açılınca ortaya çıkacak.
SİNCAR'DA GEREKENİ YAPARIZ
(Suriye) Menbiç'te işler biraz keyifli hale geliyor. Orada işte ABD bayrak dikiyor, yanına Rusya bayrak dikiyor. Bayrak yarışına döndü iş. Bizim Menbiç'te El Bab'da, Suriye'de de gözümüz yok. Oradaki Rusya ile Amerika ile bir koordinasyon sağlamadan operasyon yapmanın anlamı yok, sonuç çıkmaz, olaylar daha karmaşık hale gelebilir.
Sincar veya Şengal bölgesi bizim için önemli. PKK burada ikinci bir Kandil oluşturmaya çalışıyor. Buna izin vermeyeceğimizi buradan teröristleri temizlemek ve uzaklaştırmak bizim gündemimizde olduğunu zaten söyledik. Ancak bize Peşmerge ve Bağdat yönetimi, 'biz o işi Peşmerge ile ve Irak güvenlik güçleri ile birlikte halledeceğiz' dediler. Şu anda biz onun gerçekleşmesini bekliyoruz. Burada adım atılırsa ne ala, atılmazsa biz kendi başımıza gerekeni yapacağız.
(Hatay'a düşen Suriye uçağının pilotu) Ailesinin ziyaret talebi olmuş, bu insani mesele, izin vereceğiz. İzin verilmesi uygun diye düşünüyorum.
KARLARI YARA YARA GİTTİK
Başbakan Yıldırım, önceki gün hava şartları nedeniyle havalimanına inemeyen helikopterin araziye iniş yapmasıyla ilgili şöyle konuştu: "Muş havalimanında uçak kalkamadı. Helikopterle gidelim dedik, şehrin üzerinde bir şey görünmüyor, biraz daha alçal dedik, baktık inecek yer bulamadık biraz tepe yer bulduk. Şuraya inebilirsin dedik, incelediler indiler. Helikopter kara oturdu. Biz de çıktık o karları yara yara gittik vaktinde Muşlularla buluştuk. Vatandaşın derdiyle dertlenirsen vatandaşa ulaşmak istersen her türlü zorluğu aşarsın. Kar, kış olmuş, kıyamet olmuş bizim için fark etmez."