Ayhan Güner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mücevherat sektöründe Türklerin 5 bin yıllık geçmişi bulunduğunu, Osmanlı'da sarayın mücevhercisi, İstanbul'un değerli taşlar toplama merkezi ve Kapalıçarşı'da da mücevher borsası olduğunu anımsatarak, Türkiye'nin bu geçmişini çok iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin dünyada üretim kapasitesinde ikinci olduğunu, pazarlamada da ilk 5'e girdiğini belirten Güner, Türkiye'de değerli taş ithalatında daha önce yüzde 20 ÖTV uygulandığını, mücevher üretiminde kullanılarak tekrar ihraç edilmek üzere ithal edilen değerli taşlar üzerindeki bu maliyetin Türkiye'nin, dünya ile rekabette zorlanmasına neden olduğunu ve yüzde 20'lik ÖTV'nin kaldırıldığını anlattı.
Güner, şöyle devam etti:
"Değerli Taşlar Borsası'na üye şirketler hiçbir vergi ödemeden ithalat yapabiliyor. Geçen yıl Değerli Taşlar Piyasası kuruldu ve faaliyetine başladı. Firmaların sağlanan vergi avantajlarından yararlanabilmeleri için borsaya üye olmaları zorunluluğu getirildi. Borsaya üye şirketlerin yüzde 20 ÖTV, yüzde 6 Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ve yüzde 18 KDV ödemesi söz konusu değil. Borsa üyesi şirketler kendi aralarındaki işlemlerde hiçbir vergi ödemek durumunda değil. Bu çok önemli bir avantaj olduğu için çok sayıda firma, çok kısa zamanda borsaya üye oldu."
"DUBAİ'DEKİ YÜZDE 5'LİK VERGİ TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK FIRSAT"
Ayhan Güner, Dubai'de tüm ürün gruplarına yüzde 5 vergi geldiğini, gelecek yıl da yüzde 5 KDV geleceğini belirterek, "Bu nedenle Türkiye, mücevherat alanında faaliyet gösteren Dubai'deki firmaları burada yatırım yapmaları konusunda büyük bir fırsat olarak değerlendirmeli. Türk mücevherciler için Dubai'de 100 milyar dolarlık fırsat var." dedi.
Dubai'de tüm ürün gruplarına yüzde 5 vergi gelmesinin Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu vurgulayan Güner, Türkiye'nin ihracatının 150 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde sadece Dubai'deki 100 milyar dolarlık mücevherat pazarında söz sahibi olmak için hükümetten adım beklediklerini söyledi.
Dubai'den dolayı şu anda Kuyumcukent'te 50 tane yabancı menşeli firma olduğunu belirten Güner, şunları kaydetti:
"50 firmanın 500 firma olması için bizim ciddi adımlar atmamız lazım. Türk ticaret yasalarına göre yabancılar Türkiye'de bir günde şirket kurup faaliyete başlayabiliyor. Türkiye'de şirket kurmak son derece kolaydır. Dubai'deki gibi kefillik sistemi Türkiye'de yok. Yabancılar yüzde 100 kendi sermayeleri ve Türk vatandaşlarının sahip olduklarına eşit haklarla şirket kurup faaliyete başlayabiliyor."
"YABANCILAR BORSA ÜYELİĞİ İÇİN TÜRKİYE'DE ŞİRKET KURMAYA BAŞLADI"
Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Güner, Türkiye'deki sıfır vergi avantajının yurt dışındaki değerli taş firmalarının da dikkatini çektiğini, bu avantajlardan yararlanarak Türkiye'de ticaretini geliştirmek isteyen firmaların Borsa İstanbul Değerli Taşlar Piyasası'na üye olabilmek için Türkiye'de şirket kurmaya ya da ortaklıklar gerçekleştirmeye başladığını kaydetti.
Yabancı şirketlerin ilgisinin her geçen gün artmasının Türkiye'nin dünyanın önemli taş merkezlerinden biri haline geldiğinin önemli bir göstergesi olduğunu vurgulayan Güner, Türkiye'nin hemen hemen her ürün kategorisinde uzmanlaştığını, Türkiye'yi ziyaret eden bir mücevhercinin aradığı her çeşit ürünü kolaylıkla bulabildiğini anlattı.
Güner, "Türkiye, dünyanın en büyük pırlanta montürü stokuna sahip ülkesidir. Değerli taş alanında gerçekleştirilen vergi avantajları sonrasında montür stokunun önemi daha da artmıştır. Türkiye'ye gelen insanlar istediği her boyda ve her türde değerli taşı, son derece zengin montür stokunu bulabilir. Kısa sürede ve en yüksek işçilik kalitesinde mücevherini ürettirip vergisiz ithal edebilir." şeklinde konuştu.
Güner, Hindistan'ın 2000 yılında 4 milyar dolar olan mücevher ihracatının şu anda 50 milyar dolara yükseldiğini, mücevher ihracatının Hindistan ekonomisinin yüzde 20'sini oluşturduğunu bildirdi.
"TÜRKİYE, DUBAİ'DEKİ FİRMALAR İÇİN DAHA CAZİP BİR ÜLKE"
Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Atayık da Körfez ve Arap ülkelerinin ekonomik sıkıntı içerisinde bulunduğunu ifade ederek, Türkiye'nin yaptığı mücevherat ihracatında Dubai'nin ilk sırada yer aldığını, Dubai'ye giden ürünlerin Afrika ve Orta Doğu ülkelerine dağıtıldığını anlattı.
Atayık, "Dubai'deki vergi durumunu Türkiye açısından fırsata çevirmemiz lazım. Dubai'de ofisi olan firmaların Türkiye'ye gelmesi, Türkiye'den Afrika ülkeleri, Orta Doğu, Mısır, Beyrut veya Suudi Arabistan'a ihracat yapabilmelerine imkan sağlayacaktır." dedi.
Dubai'deki firmaların Beyrut'a kaçabileceğini düşündüğünü ifade eden Atayık, Türkiye'nin, Dubai'deki firmalar için daha cazip bir ülke olduğunu ve bu firmaları teşvik etmesi gerektiğini söyledi.