Başta Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç olmak üzere birçok yöneticisi Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) yönelik soruşturma çerçevesinde tutuklanan ve yönetimi değişen Dicle Üniversitesi (DÜ) atağa geçti. Yeni yönetim üniversiteye 5 milyon TL ek gelir sağlayacak projelere imza attı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından birçok üniversitede olduğu gibi Dicle Üniversitesi'nde de FETÖ'cülere yönelik soruşturmalar başlatılmıştı. Bu çerçevede, üniversitesinin eski Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, bazı rektör yardımcıları, hastaneler başhekimi ve birçok öğretim görevlisi açığa alınmış ya da tutuklanmıştı. FETÖ'den arındırılan üniversite atağa geçti. Yeni yönetim, son 6 içerisinde üniversiteye 5 milyon TL ek gelir sağlayacak projelere imza attı.
HASTALAR ANKARA VE İSTANBUL'A GİTMEYECEK
Dicle Üniversitesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Kırbaş, mevcut projelerle hem hastanenin gelirinde ortalama 5 milyon TL gibi bir artış olacağını hem de Diyarbakır ve çevresindeki hastaların Ankara, İstanbul gibi merkezlere gitmesine gerek kalmayacağını söyledi. Kırbaş, Dicle Üniversitesi Hastanelerinin sadece Diyarbakır'a değil çevresindeki 10 il ve ilçeye de hizmet verdiğini belirterek, "Bu il ve ilçelerle beraber 10 milyonluk bir nüfusa hitap ediyoruz. Burası büyük bir şehir hastanesi gibi çevreye hizmet veriyor. Hastanemizde toplam bin 233 tane yatak var. 2016 senesi içerisinde 900 bin hastaya poliklinik hizmeti vermişiz. Bizim amacımız hem hizmet alanlarını büyütmek hem de hastanemizin gelirini arttırmak. 2017 yılı için hedefimiz bu 900 bine bir 100 bin daha ekleyip 1 milyona ulaşmak. Polikliniklerimizin fiziki alanları artık sıkışmış durumda ama biraz kafa yorarak yeni çözümler üreterek poliklinik alanlarımızı arttırıyoruz. Hedefimiz polikliniklerimizin sayısını yüzde 20'lere varan bir değerde arttırabilmek. Bunun için poliklinik oda sayılarımızı arttırıyoruz. İhalesi yapıldı. İnşaatı devam ediyor" dedi.
"Yeni yoğun bakımlar açılıyor"
Hastanede 343 tane yoğun bakım yatağı olduğunu anlatan Kırbaş, "Bu yoğun bakım yataklarına 53 tane yeni yatak ekleyeceğiz. Bunların 20 tanesi yenidoğan yoğun bakımı olacak. Onun dışında endokrin, gastroentroloji, kulak-burun-boğaz, ortopedi, kadın doğum gibi farklı branşlarda da yoğun bakımları açıyoruz. 41 tane mevcut yoğun bakım yatağımızın seviyesini de birinci seviyeden ikinci seviyeye çıkartıyoruz. Yani bu daha ağır, daha ciddi vakaların bakılabileceği, takip edilebileceği 41 tane yeni yoğun bakım yatağı demek. Yoğun bakım yatakları çok değerli yataklar ve bulunmuyor. Bizim bölgemizde de özellikle yenidoğan açısından çok büyük ihtiyaç. Bu yaptığımız yeni yatırımlarla bu ihtiyaçları karşılamış olacağız" diye konuştu.
AYLARCA SIRA BEKLEMEYECEK
astaneye yapılan diğer bir yeniliğin ameliyathane gözleri sayısının arttırılması olduğuna dikkat çeken Kırbaş, bundan böyle hastaların uzun süre beklemeyeceğini vurguladı. Kırbaş, özellikle ortopedi, plastik, beyin ve çocuk cerrahisi gibi dört branşta hastaların çok ciddi bir bekleme süresi olduğunu ifade ederek, "Bu altı aya kadar uzayabiliyor. Yeni dört tane ameliyat gözü açıyoruz. Bu gözler bu dört branşa tahsis edilecek. Zaten hastalarımız şu anda mevcut. Ameliyat olmak için aylarca sırada bekliyorlar. Böylece hastalarımızı bekletmeden çok daha hızlı bir şekilde ameliyatlarını yapıp sağlıklarına kavuşturabileceğiz" ifadelerini kullandı.
Yeni açılacak palyatif bakım merkeziyle özellikle kemoterapi sonrası oluşan yan etkilerin ve reaksiyonların hasta tarafından evde tolere edilmesine gerek kalmayacağını aktaran Kırbaş, şunları kaydetti:
"Bu merkez aslında çok büyük bir ihtiyaç ama bu gruptaki hastalar bir şekilde kliniklerin dışında kalıyor. Hastalar kemoterapi sonrasında gelişen yan etkileri, reaksiyonları maalesef evlerinde tolere etmek zorunda kalıyorlar ve çok ciddi durumlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Biz palyatif bakım merkezinde bu hastaların kemoterapi sonrasındaki komplikasyonları ile mücadele edeceğiz. Onların sıkıntılarını azaltmaya çalışacağız. Yine onkolojik hastaların bir kısmında da çok ciddi ağrılar olabiliyor. Ağrı tedavisi gerekebiliyor. Bu hastalarımızın ağrılarını dindirmeye çalışacağız. Bir diğer hasta grubumuzda diyabetik hastalar. Bu hastalarda çok farklı komplikasyonlar gelişebiliyor. Bunlardan birisi diyabetik ayak. Şeker hastalarında kan dolaşımı bozulduğu için ayak parmaklarında ve ayaklarda kan dolaşımı bozulabiliyor. Kangrene gidip uzuvların kesilmesini gerektirecek kadar ciddi durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu palyatif bakım merkezinde de bu grup hastalarımızın da tedavisini yapacağız. İnanıyorum ki bu da bizim bölgemize ciddi bir yenilik ve önemli bir hizmeti yerine getirecek. Son yatırımımızda yeni bir tüp bebek merkezi açıyoruz. Bu bölgede devlete ait bir kurumda tüp bebek merkezi yok. Çocuk sahibi olmak isteyen aileler özele gidebiliyorlar ama devasa rakamlar karşılığında bu hizmeti alabiliyorlar. Bizim buradaki tüp bebek merkezimiz en son teknoloji ile donatılmış. Tıbbi cihazlarla donatılmış. Eğitimli personeli ile yeşil kartlı hastalarımızın bile hizmet alabileceği bir merkez olacak."
HİZMET ANLAYIŞI DEĞİŞİYOR
Bu yatırımların hastanenin gelirini arttıracağını anlatan Kırbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böylece hastanemizin ihtiyaçlarını karşılayıp daha ileri teknolojilere yatırım yapabileceğiz. Hastanemizin hizmet anlayışını daha da ilerilere götürebileceğiz. Diğer yönden de Diyarbakır'daki ve çevresindeki hastalarımızın da Ankara, İstanbul gibi merkezlere gitmesine gerek kalmadan evinden çıkıp hastanemize geldiklerinde ihtiyaçları olan hizmetleri karşılayabileceğiz. Bütün bu hizmetleri bir araya getirdiğimizde hastanemizin 5 milyon TL gibi ciddi bir gelir artışı olacak. Bu bahsettiğim yenilikler son 6 aylık yenilikler. Rektörümüz Talip Gül hocamızın inisiyatifinde, başkanlığında gündeme getirdiğimiz ve yaptığımız yatırımların sonucudur."