Suriyeli ve Türk sanatçıların birlikte üretimlerini ele alan "Together/Bir Arada" adlı açık stüdyo çalıştayının ardından AA muhabirine açıklamada bulunan Suriyeli ressam Felek el Gazzi, "En büyük hayalim dünya çapında bir sanatçı olmak. Dünyanın pek çok yerindeki sergilere katılmak. Bunu neden istiyorum? Suriye'de tuhaf bir şekilde tanıştığım ve savaşta ölen bir insana söz verdim. Bunu başaracağım." diye konuştu.
Felek el Gazzi, Suriye devriminin başlangıç günlerinde yaşadığı olayı aktararak, "Bir faaliyet düzenlenmişti ve ikimiz de oraya katılan sanatçılardandık. Benim işlerimi gören bu genç coşkuyla, 'Bu eserlerin dünyaya yayılması lazım. Bunu ilerletmen gerekli' demişti. Ben de 'Neden olmasın?' diye cevap vermiştim. İsmini bile bilmiyorum. Sonra öldüğünü faaliyeti düzenleyenlerden duydum. Bu söz hep içimde kaldı." ifadelerini kullandı.
Pek bilinmeyen ve yaygın olmayan bir yöntemle eserlerini meydana getiren sanatçı, Şam'da doğduğunu ve resim tutkusunun çocukluğunda ortaya çıktığını dile getirdi.
Gazzi, çizgi film kahramanları oluşturma hayaliyle 2004'te bir sinema şirketinde çizgi film çizimleri yapmaya başladığını, üç yıl devam ettiği çizgi film işinde tecrübe kazanmasının ardından ise çocuk kitaplarına çizimler yaparak hikayeler yazdığını söyledi.
Suriye devriminin başladığı günlerde muhasara altında olan Doğu Guta bölgesinde yaşadığını aktaran Gazzi, şunları kaydetti:
"Savaşın ilk günlerinde bir yerden bir yere gitmek çok zordu. Evden çıkınca her yerde kontrol noktalarıyla karşılaşıyorduk. Bu nedenle eşimle birlikte şehir merkezi yakınlarında bir ev tutmaya karar verdik ve Mezze'ye yerleştik. Burada da sorunlar baş gösterince Suriye'den de ayrılmaya karar verdik çünkü işsizlik ve pahalılık bizi çok yormuştu."
Felek el Gazzi, 2012'de iki çocuğu ve eşiyle Suriye'den Cezayir'e gittiklerini ancak iş imkanı olmadığı için oradan da Ürdün'e geçtiklerini dile getirdi. Sanatçı, Ürdün'de Suriyelilere karşı olumsuz yaklaşım ve pahalılık yüzünden tutunamadıklarını sözlerine ekledi.
Daha sonra İstanbul'a geldiğini ve öğretmen olarak işe başladığını söyleyen Gazzi, "İstanbul'a gelince bize bir aile yardım etti. O kadar mutlu oldum ki. Bunu hiçbir zaman unutmam. Ev ve ev eşyası ayarladılar. Böyle bir şeyi daha önce görmemiştim. Rahatlama hissettim ve boş vakitlerimi çizim yaparak değerlendirmeye başladım." diye konuştu.
Gazzi, sanat hayatında İstanbul'un etkisinin büyük olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:
"Biz direnen bir halkız. Hayatı ve ümidi seviyoruz. Yeniden barış ve güvenlik içerisinde ülkemizde yaşamayı umut ediyoruz. Ben İstanbul'dan çok etkilendim. Şam'a çok benzese de kendine ait özel bir duygusu var. İnsanı kendine çekiyor. Zorluklar nedeniyle Avrupa'ya giden arkadaşlarım da çoğu zaman bana İstanbul'u soruyorlar. Çok özlediklerini ifade ediyorlar."
İşler yoğunlaştığında sanatı bıraktığını ve işler rahatladığında ise yeniden resim yapmaya devam ettiğini ifade eden sanatçı, kendisi dışında dünyada sadece Kanadalı bir ressamım mumla resim yaptığını kaydetti. Gazzi, mum alevindeki dumanla eser üretmeye devam edeceğini vurgulayarak, mumum artık sanat hayatının bir parçası olduğunu aktardı.
AA