Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 32. Toplantısı'nın açılış oturumunda konuştu.
"Dünya özellikle de içinde yer aldığımız bölge, uzun bir süredir siyasi, sosyal ve ekonomik buhranlarla boğuşuyor" diyen Erdoğan, "Küresel sistemdeki fay hatlarının hareketlendiği, kırılmaların, sarsıntıların hatta Suriye, Irak, Libya, Yemen'de olduğu gibi devletleri altüst eden büyük depremlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Hepimiz de bir şekilde bu kritik süreçten etkileniyoruz. Esasen bugün dünya siyasetini meşgul eden, gündemi esir alan krizlerin neredeyse tamamı İslam ülkelerinde vuku buluyor. Müslümanlar olarak adeta dünyanın yükünü bizler omuzlarımızda taşıyoruz" şeklinde konuştu.
"BİZE DEMOKRASİ DERSİ VEREN ÜLKELER KENDİLERİNE SIĞINAN ÇOCUKLARA KAPILARINI AÇMADILAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
Toplantımıza katkı sunacak tüm misafirlerimize teşekkür ediyorum. Dünya özelikle de içinde yer aldığımız bölge uzun süredir siyasi, sosyal, ekonomik buhranlarla savaşıyor. Suriye, Irak, Libya Yemen'de olduğu gibi devletlerin altüst olduğu dönemlerden geçiyoruz. Bugün dünya siyasetini meşgul eden krizlerin tamamı İslam ülkelerinde vuku buluyor. Müslümanlar olarak dünyanın yükünü bizler taşıyoruz. Aklımızın alamayacağı vahşetleri televizyon ekranlarında gördükçe kahroluyoruz. Daha dün yanı başımızda Halep'te son hastanede vuruldu. Suriye ve Irak'taki savaştan kaçan 10 bin çocuğun nerede olduğu bulunmuyor.
Şundan emin olun her şey zıddi ile kamildir. Atalarımız kul sıkışmayınca hızır yetişmez derler. Yani sıkıntıda olan dara düşen kendisine inanan insanları Yüce Allah darda koymaz. Nasrun Minellahi Fethun Karip… Her fırsatta bize demokrasi dersi veren ülkeler kendilerine sığınan çocuklara kapılarını açmadılar. 15 Temmuz gecesi neler yaşadığımızı eminim hepiniz duydunuz O gece Silahlı Kuvvetlerimizi içine sızmış bir avuç terörist milletimizin emaneti olan silahları millete çevirdiler. F16'larla tanklarla toplarla ölüm kusarak milletiimizin iradesini gasp etmeye çalıştılar. Kardeşlerimiz bombalar ve silahlarla taranan millet hiçbir zaman onlardan kaçmadı. Tam aksine üstüne üstüne gitti. Benim milletim şehadeti görüyordu. Karaçi'den Cape Town'dan Endonezya'dan Avrupa'ya kadar milyonlarca müslüman bizler için dua etti. Sizin bu kadirşinaslığınızı asla unutmayacağız. İSlam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler FETÖ'yü terör örgütü ilan ettiler. Türk Cumhuriyetleri birçok ülkede kardeşliğimize yakışır kararlar almaya başladılar.
"BU ÖRGÜT GÜNÜMÜZÜN NEO HAŞHAŞİLERİDİR"
FETÖ ve Pensilvanya'daki elebaşı sadece Türkiye için değil sızdıkları ülkeler için de tehdittir. Bizde 40 yıl çalıştılar. Silahlı Kuvvetlerimize, Polis teşkilatımıza, bakanlıklarımıza sızdılar ve buralarda da darbe girişiminin adımını attılar. Bu örgüt günümüzün Neo Haşhaşileridir. Ülkemizde son yıllarda işlenen siyasi cinayetlerden ekonomik manüpülasyonlara kadar birçok hadisede bu örgütün olduğunu biliyoruz. FETÖ'nün bertaraf edilmesine yaşana her gecikme çok daha büyük sıkıntılara neden olacaktır.
"AP'DEKİ TÜRKİYE OYLAMASININ KIYMETİ YOKTUR"
Kardeşin halinden kardeş anlar. Malesef sizlerin sergilediğin tavrın onda birini birçok batılı ülke kurum ve kuruluş göstermedi. Demokrasiye sahip çıkan millet adeta cezalandırılmaya çalışıldı. Türkiye'ye yönelik algı operasyonları artıyor. Yarın AP'de bir toplantı olacak ve Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri için oylama yapacaklarmış. Peşinen ifade etmek isterim ki şu anda buradan söylüyorum, ekranları başında izleyen tüm dünyaya sesleniyorum: Sonuç ne çıkarsa çıksın bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. 15 Temmuz gecesi demokrasi ve istiklali için canlarını ortaya koymuş bir milletin iradesini hiçbir terazi tartamaz. Bu ülkenin istikrar ve istikbal mücadelesi orada ellerin havaya kalkıp inmesiyle kesintiye uğrayacak değildir. Bu millet tatlı su demokratı olmadığını, iradesine, özgürlüğüne ve onuruna sahip çıkmak için gerekirse canını feda edebileceğini 15 Temmuz gecesi tüm dünyaya ispat etmiştir. Bu oylamanın siyasi bir bağlayıcılığı olmasa da açıkçası verilmek istenen mesajı benim hazmetmem mümkün değildir. Avrupa Parlamentosu'nun böyle bir oylamaya gitmeye tevessül etmesi dahi terör örgütlerine kol kanat gerdiğinin, onların yanında saf tuttuğunun ifadesidir. AB üyesi ülkeler terör örgütüne kol kanat geriyor. Bir taraftan PKK'yı terör örgütü ilan edeceksin bir taraftan onların paçavralarına yer vereceksin. Bu nasıl bir yaklaşımdır. Batılı muhataplarımızdan somut bir destek görmedik.
"GELİN ARTIK TAVRIMIZI ORTAK BELİRLEYELİM"
Diyorum gelin artık tavrımızı ortak belirleyelim. Artık biz sömürülen ülkeler olmaktan çıkalım. Yıllarca Afrika'daki ülkeleri Batının nasıl sömürdüğünü bana anlatıyorlar. Oradan madenleri nasıl çıkarıp aldıklarını kendileri anlatıyorlar. Gelin geleceğimizi kendimiz belirleyelim. Sevgili kardeşlerimi bütün kararlar çifte standardın yansımasıdır. Müslümanlara karşı ötekileştirmeler artıyor. Sesimizi yükseltmemiz gerektiğini düşünüyorum. Batı kendi bunalımlarını İslam dünyasına yansıtıyor. Buna daha fazla tahammül edemeyiz. Biz haksızlıkları yüzlerine vurmazsak bunların pervasızlıkları artacaktır. Olaylar karşısında susarsak, bir şey demezsek, Batı'ya selam duran eli kanlı tiranları kırmızı halılarda ağırlamayı, kendilerini eleştirenleri ise diktatör olarak yaftalamayı bunlar sürdüreceklerdir. Eğer bunlar birisine 'diktatör' diyorsa benim indimde o iyidir. Ecdadımız da değerlendirmeyi böyle yapmış. 'Filanca mı dedi, o zaman onun tersini düşün...' Ben de şimdi bunlar birilerine diktatör mü diyor, orada tam tersini düşüneceksin, o insan gayet iyidir. Çünkü onların çıkarlarına gelmiyor. Şimdi ABD bir seçim yaşadı değil mi? Hesap tutmadı. Hesap farklıydı, seçimi Trump kazandı. Amerika'da Trump'a ne demeye başladılar? Diktatör demeye başladılar. Avrupa'nın değişik ülkelerinde sokaklara döküldüler, diktatör demeye başladılar. Hani demokrattınız? Demokrasi sandık değil mi? Sandıktan çıkan neticeye saygı değil mi? Sandıktan çıkan neticeye niye saygı duymuyorsunuz? Sandıktan şimdi böyle bir netice çıktı, Trump çıktı, saygı duyun. Bize de geliyorlar diyorlar ki 'Bak Trump, Müslümanların aleyhinde konuştu, İslam'ın aleyhinde konuştu'... Biz siyasette bu tür şeylerin hepsine alışığız. Bugün böyle konuşulur, sonra bu yanlış düzeltilir. Fakat biz burada kalkıp kesinlikle oyuna gelmememiz lazım.
"ŞİMDİ AYNI OYUNU, AYNI NUMARAYI ÇEVİRMEK İSTİYORLAR"
En son Amerikan Kongresi'nin 11 Eylül terör hadisesi konusunda aldığı kararı biliyorsunuz değil mi? Ne kararı aldılar? Dediler ki 'Bu iki kuleyi Suudi Arabistan vurdu, öyleyse bunun bedelini Suudi Arabistan'dan alacağız. İsteyen Suudi Arabistan aleyhinde dava açabilir.' Başlattılar mı? Dava açmaya başladılar. Böyle mantıksız bir şey olabilir mi? Her ülkenin içinden terörist çıkar mı? Çıkar. Sen şimdi benim ülkemden bir terörist çıktı diye nasıl oluyor da bir devleti, bir ülkeyi cezalandırıyorsun. Böyle bir şey olabilir mi? Ama Amerikan Kongresi böyle bir kararı alabilme cüretini gösterdi. Bakın şimdi yeni bir adım daha atıyorlar. Onu da söyleyeyim. Yine Amerika. Kuveyt Türk ve Kuwait Foundation. Bunların bankalarıyla ilgili teröre destek verdikleri düşüncesiyle şimdi bunlara yönelik de aynı oyunu, aynı numarayı çevirmek istiyorlar.
İslam ülkeleri olarak bu çifte standart karşısında, insanımıza zarar veren bu eylemler karşısında artık sesimizi ve tepkimizi yükseltmemiz gerektiğini düşünüyorum. Batılı ülkelerin kendi çıkmazlarını, kendi bunalımlarını İslam dünyası ve Müslümanlar üzerine yansıtarak perdelemesine daha fazla tahammül edemeyiz. Çünkü biz tepkimizi demokrasinin imkanları içinde ortaya koymazsak, emin olun bu tavrın sahipleri daha fazla cesaret bulacaklardır. Biz haksızlıkları yüzlerine vurmazsak, korkarım ki bunların pervasızlıkları daha da artacaktır. Biz sessiz kalırsak, Batılı ülkeler için El-Kaide, DEAŞ gibi terör örgütleri kötü, ama şu an için onlara zarar vermeyen PKK, YPG, DHKP-C, FETÖ gibi yapılar iyi olmaya devam edecek