Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Polis Akademisi "Türkiye'nin Yeni Güvenlik Konsepti" Konferansı'nda konuştu. Erdoğan, konuşmasında, "Biz kabile devleti değiliz, çadır devleti değiliz. Biz medeniyetler inşa etmiş bir devlet geleneğinin ta kendisiyiz. Biz onurluyuz, gururluyuz." diyerek şöyle konuştu: Ama bu geleneğin içinden geldiğini zanneden bazı gafiller, işte 15 Temmuz'u yapmışlardır. Bedelini ağır ödediler, ödemeye de devam edecekler. Hala bu gafletin içinde olanlar varsa bence bir an önce kendilerine gelmeli ve bu gittikleri yanlış yoldan dönmelidirler. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "PKK, FETÖ, DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin asıl amacının, bizi büyük fotoğraftan kopartıp kendi içimize hapsetmek olduğunu çok iyi biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"KABİLE DEVLETİ DEĞİLİZ"
* Polis Akademilerinin kapıları tüm vatandaşlarımıza açıktır. Akademiye girmek için tek ölçü ülkesine ve milletine sadakatle bağlı olmak. Sadece Türkiye Cumhuriyeti Devletine hizmet etmektir. Ruhunu FETÖ'ye ya da başka illegal örgütlere satmış hiç kimseye bu topraklarda yer yoktur. Beklentilerini ülkesinin menfaatinin üzerinde tutan zihniyeti ortadan kaldırdık ve kaldırmaya devam edeceğiz. Müslüman aynı delikten iki kez ısırılmaz bu şuurda olacağız. Gereken dersleri çıkararak kendimize yeni bir gelecek kurmakta kararlıyız. Yeni Türkiye'yi inşaa edeceğiz.
* Devletler, gelişen yenilenen dinamik bir yapıya sahiptir. Türkiye gibi kadim miraslara sahip Türkiye'de inişler ve çıkışlar çok daha sert yaşanıyor. 2200 yılı aşkın bir devlet geleneğine sahibiz. Biz kabile devleti değiliz, çadır devleti değiliz. Biz medeniyetler inşa etmiş bir devlet geleneğinin ta kendisiyiz. Biz onurluyuz, gururluyuz. Ama bu geleneğin içinden geldiğini zanneden bazı gafiller, işte 15 Temmuz'u yapmışlardır. Bedelini ağır ödediler, ödemeye de devam edecekler. Hala bu gafletin içinde olanlar varsa bence bir an önce kendilerine gelmeli ve bu gittikleri yanlış yoldan dönmelidirler.
* Osmanlı Söğüt'te dikilen ağacın 3 kıtayı kucakladığı dünya tarihinin nadir devletlerinden biridir. Türkiye Cumhuriyeti ilk devlet değil kendimizi aldatmayalım. Biz taa çok yeni Cumhuriyet'in kuruluşunun kısa bir zaman öncesinde 3 milyon kilometrelik bir ülkeydik. Lozan deyince birileri kızdı. Burnumuzun dibindeki yerler bizden alındı. Bu sözleşmeden başarıyla çıktık diyenler oldu.
"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ASIL AMACI..."
* Neydik, ne olduk, ne olacağız? Bu bizim için çok önemli. Bunları şunun için anlatıyorum Türkiye terör örgütleriyle mücadelesini elbette sürdürecek ama kafasıanı bu soruna gömüp çevresinden kopmayacaktır. FETÖ, DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin asıl amacının, bizi büyük fotoğraftan kopartıp kendi içimize hapsetmek olduğunu çok iyi biliyoruz. Gençler saygıdeğer hocalar dert başka. Bu örgütler diğer güçlerin planlarını rahatça uygulamaları için üzerimize salınmış birer araçtır. Çünkü biz politikalarımızı hayata geçirince onların programlarını uygulama şansı yoktur. Ne yapacağız? 15 Temmuz gecesi yapılanı yapacağız.
* Polislik rastgele bir meslek değil. Bu mesleğin manevi boyutu çok büyük. Sizler bu mesleğin içerisinde inşallah Türkiye'nin içinde farklı bir makamı temsil ediyorsunuz. Ben şimdi uluslararası toplantılarda dünya beşten büyüktür diyorum. Türkiye inşallah kendisinden büyük Türkiye'yi inşaa edecektir. Neyle sizlerle!
"SANA KEPENK İNDİR DİYENE SEN MEYDAN OKUYACAKSIN"
* Doğu ve Güneydoğu'da hep birlikte mücadele veriyoruz. İşte şimdi hepsi kaçacak delik arıyorlar. Bu tüm emniyet teşkilatımız, korucularımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Türkiye genelinde bir mücadele veriyor. "Bu neyi getirecek biliyor musunuz? Bölgede yaşayan tüm insanımızın da kendine olan özgüvenini artıracak. 'Kepenk indir' dediği zaman artık kepenk indiren bir Güneydoğulu, Doğulu olmayacak ben buna inanıyorum. Çünkü böyle bir şey yaptığı takdirde onlar da bedel ödeyecekler. Sana kepenk indirin diyene sen meydan okuyacaksın. Teröristlere bu meydanları sokakları dar edeceğiz. Gelip evinde yiyip içecekler sonra evden eve koridorlar açacaklar. Böyle bir şey olabilir mi? Buna vatanseverlik denmez, buna terör örgütüne yardım yataklık denir. Onun için ben polis teşkilatımızın askerimizin bu mücadelenin son safhasında bu işi bitireceğimize inanıyorum.
"BUGÜN BİR BATILI GELDİ ONA DEDİM Kİ..."
* Bugün bir Batılı geldi. Öğleden sonra cezaevlerindeki vekillerle ilgili bir karar çıkacak dedi. Ona hemen şunu söyledim: Yapabiliyorsan şunu yap! Hemen bir telefon aç ve deki: Bu Türkiye'nin iç hukukuna fazla karışmayın. Bunlar öyle kararlılar ki gönderdiğiniz mektubu size iade eder ve gereğini yaparlar. Bizim iç hukukumuza hiç kimse karışamaz. Bizde de hukukçular var kusura bakmasınlar. Onlar kendi işine biz kendi işimize. Şu anda Avrupa2nın değişik ülkelerinde teröristler kol geziyor. Milletvekilleri Brüksel'in meydanlarında nutuk atıyorlar. Bu şuurla geleceğe yürümemiz lazım. Biz bunları tanıyoruz ama bunların cibilliyetlerinin gereği bu. biz işimize bakacağız kararlı mücadelemizi sürdüreceğiz.
"2023 HEDEFLERİNE GİDERKEN BİRİLERİNİN AYAĞINA BASACAĞIZ BİLİYORUZ"
* 2023 hedeflerine ulaşacağız. Bunu yaparken birilerinin ayağına basacağız bunu biliyoruz. Biz Türkiye'yi adım adım ileri götürmekte kararlıyız. Bizden sornaki nesillere büyük ve güçlü Türkiye'yi miras bırakmak için bu mücadeleyi gerekirse canımız pahasına vereceğiz. 15 Temmuz bu milletin gerektiğinde hangi fedakarlıkları yapabileceğini gösterdi. Ölümden korkmayanı durduracak bir güç yoktur. Karanlığın en koyu olduğu an aydınlığa en yakın olduğu zamandır.
YENİ GÜVENLİK KONSEPTİ
* Türkiye'nin yeni güvenlik konseptini oluşturuyoruz. İçeride ve dışarıdaki tehditleri, sorunları kaynağında çözeceğiz. Kapıya kadar gelmesini beklemeyeceğiz. Her konu yeni güvenlik konseptinin içindedir. Sınır güvenliğini istediğiniz kadar iyi sağlayın ekonominizi güvenceye alamazsanız o sınırlar çöker. Mutlaka önceliklerimiz olacaktır. Terörle mücadele bu önceliklerin başında geliyor. Türkiye'nin terörle mücadelesi sadece kendi topraklarıyla sınırlı değildir. Suriye ve Irak'ta yürüttüğümüz operasyonlar, ülkemize yönelik terör tehditleri bu ülkelerde olduğu için oradayız. Kimsenin toprağında gözümüz yok. Gaziantep saldırısından sonra karar verdik ve Cerablus'a girdik. DEAŞ orayı terk etti. Ardından Rai'ye girdik. DEAŞ oradan da gitti. Bizim başından beri söylediğimiz şey: Terörden arındırılmış bir bölge dedik. Buna hep doğru söylüyorsunuz dediler ama bizimle hareket etmediler. Şu anda El Bab'a dayandık, El Bab'ı batıdan da ayrıca çevreledik, kuşattık. Yetmez, biz şimdi oradan da Münbiç'e doğru ayrıca gideceğiz. Niye Münbiç'e gideceğiz, çok meraklı olduğumuz için değil. Münbiç'te PYD var, YPG var. Onlar da orayı terk etsin, doğuya gitsin. Bunu söyledik. 'Gidecekler' dediler, 'gitsin' dedik. Şu ana kadar bir miktar gittiğini söylüyorlar. Biz tamamen orayı PYD ve YPG'nin boşaltmasını istiyoruz.
DEAŞ, PKK GÜCÜNÜ NEREDEN ALIYOR?
* PKK şimdi Sincar'ı da Kandil gibi bir terör bölgesi yapmak istiyor. Onlara burayı yar etmeyeceğiz. Koalisyon güçlerine söyledik. Gelin beraber hareket edelim. Pekli diyorlar. Şu anda askerimizle görüşmeler devam ediyor. DEAŞ gücünü nereden alıyor? PKK terör örgütünün üsleri nerede? Hepsi Suriye ve Irak'ta. Bakın Kandil'e müdahale edin dediğimizde bizim gücümüz yok dediler. Müdaha etmediler. Uçaklarımızı kaldırdır gereken müdahaleyi yaptık. Sincar, Telafer... çözülmesi lazım. Çözülmesse orası da sıkıntılı bir yer. 400 bin Türkmen var orada. Tehditler nedeniyle 60 bine düştü. Suriye kendi devleti içinde cirit atan PYD'yi, YPG'yi, DEAŞ'ı tepelediler de biz mi tuttuk? Ne dedik.? Sorunun kapımıza dayanmasını beklemeyeceğiz dedik. Suriye'de terörden arındırılmış güvenli bölge oluşturma çabamızın önüne kimse geçemez. Aktif politikamız devam edecek. Kendi topraklarını yönetemeyen ülkelerin Türkiye'yi eleştirme hakkı yoktur. Burada bir kez daha tekrarlıyorum: Suriye ve Irak konusu Türkiye çin enerji meselesi, siyasi etkinliği genişletme amacı taşımıyor. 2023 hedeflerimiz için terör tehdidinden kurtulmamız lazım. Bizim için beka meselesidir. Bu mesele bizim için insani meseledir.
BURADAN AÇIKÇA SÖYLÜYORUM: YARGIDA, TSK'DA, EMNİYETTE BUNLARDAN HALA VAR
17-25 Aralık darbe girişiminde aldığımız tedbirlerin faydasını 15 Temmuz'da gördük eğer o tedbirleri almasaydık çok daha kanlı bir gece olurdu. Devlerin bu ihanet çetesinden tamamen temizlenmediğini biliyoruz. Buradan açıkça söylüyorum: Hala yargıda, TSK'da, emniyette hala bunlar var. Sorumluluk makamında olan Cumhurbaşkanınız olarak söylüyorum. Ne ülkeyi bunlara yedireceğiz ne milleti böldüreceğiz. Ecdad bize bunların mantelitesinde bir devlet bırakmadı. Ne diyorlar? Tweetlerinde görmüşsünüzdür. O bize şah damarından daha yakındır diyor. Kutsal kitabında Rabbimiz diyor: Size şah damarınızdan daha yakınım diyor. Bu ifadeyi kullanmak şirktir. Nasıl bir beyin yıkama bu. Her şeyi yalan, riya, iki yüzlülük üzerine kuurulu böyle bir şer şebekesi ile mücadele kolay değil. FETÖ'nün operasyonel gücünü büyük ölçüde kırdık. Kamu kurumlarımızdaki ihraçlarla örgüt pasifize edildi. Diğer yandan PKK'nın devlet içindeki militanları da gereken tavrı görüyor. Milletvekillerinden tutunda belediyelere kadar, iş dünyasına kadar uluslararası düzeyde sürdürülüyor. Tek bir terörist kalana kadar devam edecek. OHAL bittikten sonra da mücadele bitmeyecek. Şayet sizler bu davatya sahip çıkmassanız siyasi irade tek başına başarılı olamaz.