Türkiye, 15 Temmuz gecesi demokrasi zaferini verdi. Bu sürecin öncesi, şimdi birçok yapıma konu oldu. Başrollerini Yavuz Bingöl, Ufuk Bayraktar ve Müge Boz'un paylaştıkları 'Sevda Kuşun Kanadında' adlı dizi, 70'li yıllarda yaşanan naif aşk hikayeleri ekseninde dönemin sosyal ve siyasal arka planını masaya yatırıyor. 15 Temmuz darbe kalkışmasının da köklerine iniyor. Anlatılan olaylar paralel yapılanmayı mercek altına alıyor. Fethi karakteri de bu paralel örgütün lideri, gelecekte de yaşanacak olan 15 Temmuz darbe girişiminin baş mimari. Fethi karakterini oynayan Kürşat Kurnaz'la rolünü ve oyunculuk yaşamını konuştuk.
Profesyonel oyunculuk mesleğine nasıl başladınız? Çocukluğunuzdan beri hep istiyor muydunuz?
1989 Samsun Bafra doğumluyum. Çocukluk yıllarından beri hep oyuncu olmak istiyordum. Hitit Üniversitesi'nde makine mühendisliğini kazandığım yıl, Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı Oyunculuk Bölümü'nü de kazandım. Oyunculuk okudum. Okul bitince İstanbul'a yerleştim. Dizi alanında ilk rolüm 'Karadayı'da Fettah karakteri. Ardından 'Kara Para Aşk'ta Tolga Komiser rolünü oynadım. Sonra da 'Kolpaçino 3. Devre' filminde yer aldım.
ŞEYTAN'IN TA KENDİSİ
'Sevda Kuşun Kanadında'da Fethi karakterinin kim olduğunu öğrenince ilk tepkiniz ne oldu?
Senaryo bana geldiğinde ve Fethi karakterinin kim olduğunu söylediklerinde çok şaşırdım. Acaba seyirci beni nasıl karşılar diye çok tedirgin oldum. Yakın arkadaşlarım Erol Taş'ın kahvehanede dayak yemesi örneğini çokça verdi. Fakat bu aslında öyle de bir durum değil. Çünkü Erol Taş'ın oynadığı tüm roller Fethi karakterinin yanında melek kalır. Fethi Şeytan'ın ta kendisi, o bir hain. İnsanları kandırarak avuçlarına alan, tehdit eden, geçmişten beri Türkiye'yi yıkma hayalleri kuran biri. Ama profesyonel olmam gerekiyordu ve neticede ben kendimi iyi tanıyorum. Ayrıca birileri elini taşın altına koymalı, hain Gülen'in yaptıklarını anlatmalıydı.
Role seçilme ve sonrasında hazırlanma süreci hakkında neler söylersiniz? Rolü kabul ederken tedirgin oldunuz mu?
Bana ağustos ayı gibi rol teklifi geldi. En az bir ay kadar da karaktere hazırlandım. Bu süreçte internette Gülen'in videolarını izledim. Normalde Gülen'e veya gençliğine hiç benzemiyorum. Fakat deneme çekimlerinde saçım ve makyajım yapıldı, sonra da kıyafetim değişti. Kendimi aynada görünce ben de şaşırdım. Beni sette o zaman ilk kez gören Yavuz Bingöl, 'gerçeğini görmek istemem, sahtesi burada, makyajla çok benzemiş, şunu karavadan dışarıya atın' demişti. O an sokakta nasıl yürüyeceğimi düşünmeye başladım. Rolü kabul ederken de evet tedirgin oldum ama ben bir oyuncuyum. Seyirciye, tiyatroda, dizide ve sinemada gerçekleri göstermek gerek. Bu rolü kabul etmeden önce halkın gerçekleri sayemde göreceğinin farkına vardım. Bence bu önemli. Özellikle bir oyuncu için daha önemli.
Tepkiler ne boyutta? Aileniz, yakın çevreniz nasıl karşıladı?
Herkes Gülen'in gerçekte nasıl bir hain olduğunu bildiği için role hazırlanmam zor oldu. Hala da zor. Herkes önce bir 'nasıl yani?' dedi. Sonra da 'kendine dikkat et, gerçeği yurt dışına kaçtı, gelmiyor, seni bulup dövebilirler' dedi. Ailem hala tedirgin. Fakat onlar benim oyunculuğu neden seçtiğimi iyi biliyor. Tanınmamak için de evden dışarıya tebdil-i kıyafetle çıkıyorum; şapka takıyorum, atkı doluyorum ve montu kafama kadar geçiriyorum. Ama yine de tanıyanlar oluyor.
ONU İZLERKEN KANIM DONDU
Dizide Fethi'nin kötülüklerini nasıl izleyeceğiz?
Canlandırdığım karakter bir katil, uyuşturucu satıcısı da olabilirdi. 27 yaşındayım. Bu yaşıma kadar çok insan tanıdım. Ancak Fethi hepsinden beter. Role hazırlanırken Gülen'in videolarını izlediğimde, Türkiye'yi ta 20'li yaşlarında ele geçirmek istediğini öğrendim. Kanım dondu. İnsanların beynini nasıl yıkadığını, sistemin içine nasıl sızdığını hep beraber izleyeceğiz. Dizide Gülen'in 70'li yıllardan beri Türkiye'yi bölme, ele geçirme planlarını ve yabancı bağlantılarını kullanarak alçak oyunlarını nasıl hazırladığını bir bir göreceğiz.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ İÇİN NELER SÖYLEBİLİRSİNİZ?
O gece Kadıköy'de bir arkadaşımın evindeydim. Başka bir proje için rol çalışıyorduk. Sonrasında Mecidiköy'e geçmem gerekiyordu. Abim aradı. 'Neredesin?' diye sordu. Mecidiyeköy'e gideceğimi söylediğimde 'gidemezsin yollar kapalı' dedi. Biz arkadaşlarla ne olduğunu anlamaya çalışırken Twitter'a baktık, televizyonları açtık... O an şoke olduk. Darbe girişimi diyorlardı. Korktuk mu, evet. Dedim 'yandık'. Çünkü darbe demek karanlık bir gelecek demek... Daha sonra Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 'sokaklara çıkın' çağrısıyla biz de evden dışarıya çıktık. Kadıköy'deydik. Sela sesleri yükseldi. Uçaklar patlamalı seslerle geçiyordu. Köprüye gitmeyi çok istedik ama yollar kapalıydı, gidemedik. Fakat giden başka arkadaşlarım var. Paralelcilerin açtığı ateşin arasında kalan arkadaşlarım da var... Askeriyenin, devletin içine sızan, PKK'yı da besleyen, Fethullah Gülen ve örgütüdür. O karanlık gece Türkiye aydınlandı, bu gerçeği gördü. Allah o günleri bir daha yaşatmasın ama yine olsa yine bir an düşünmeden çıkarım sokağa. 15 Temmuz, demokrasinin zaferi, bir milletin yeniden uyanışının gerçek hikayesidir.
(Karar)