AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek başkanlığında toplanan, 15 Temmuz darbe girişimini, darbelerin ve gizli oluşumların siyaset üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ı dinledi.
Arslan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) karakteriyle, yapısıyla bilindiğini, kendisinin de bunu önceki yıla kadar verdiği tüm konferanslarda dile getirdiğini söyledi.
Bu kişilerin belirli bir listeye tabi tutulduğunun altını çizen Arslan, "Emniyette başlatılan bu tahkikat gündeme gelince devletin tamamını ele geçirmeye çalışılan bir teşkilat gözardı edildi. TSK ve diğer kurumlardaki yapılanma ise arka planda kaldı. Bu örgüt gözden uzak tutuldu. Eksiği fazlası olan bütün arkadaşlarımız mücadele etti. Listedeki kişiler görevden uzaklaştırılmıştı ama idari yargı kararı ile bu kişiler tekrar göreve dönmüştü." diye konuştu.Örgütün yapısının FETÖ'nün zulmüne uğrayanlar tarafından yakınen bilindiğini vurgulayan Arslan, 1991 yılında örgüt üyelerine çift torba usulü ile kura çektirilmesi olayının da Emniyet Genel Müdürü Ünal Erkan tarafından ortaya çıkarıldığını dile getirdi.
"TAM TETİKÇİ OLANLAR GÖREVE GETİRİLDİ"
Şimdiki bilgilerle bu örgütün elemanlarının, farklı etnik kimlik, siyasi görüş adı altında devletin birimlerine sızmaya devam ettiğinin belirlendiğini ifade eden Arslan, şunları kaydetti:
"Bu örgütün devlet kadrolarını ele geçirmesindeki en önemli etken siyasi iktidarların verdiği destektir. Bir bürokrat ne kadar direnirse dirensin bir şekilde görevden alınır. Daha önceki yıllarda siyasi değil, gizlice devletin kurumlarına sızmaya çalışan bu örgüt, rahmetli Turgut Özal zamanında açık bir şekilde devlet kadrolarına yerleşmeye başladı. 1987 yılında özel sınıf uygulaması başlatıldı. Polislikle hiç ilgisi olmayan birimlerden alınan kişiler 8 aylık eğitimden sonra teşkilata girdiler. Bunların içinden istisna olarak çok kaliteli arkadaşlar çıktı. Ama Fetullahçı kadroların emniyete yerleşmesi bu özel sınıf uygulamasıyla oldu."
"KOÇ'UN TUTUKLANMASI İÇİN HAZIRLIK YAPIYORLARDI"
Önceki yıllarda devletle ekonomik ve adli problemi olan herkesin çözüm yerinin "Fetullah Gülen'in yargısı" olduğunu savunan Arslan, şunları kaydetti:
"Rahmi Koç, Ergenekon operasyonunda FETÖ'nün 'Ejder' kod adlı kişisiydi. Örgüt, operasyon kapsamında Koç'un tutuklanması için hazırlıklar yapıyorlardı. Bir problemi olanların çözüm yeri Fetullah Gülen'in yüksek yargısıydı. O yıllarda bu konuları çözmek için buralara giden insanları da yadırgamamak lazım. Çünkü bütün kuruluşları çökecek. Bütün kuruluşları Fetullah Gülen'e yapılacak bir himmete bağlı. Bu himmeti yapmayıp operasyon geçiren nice insanlar gördük. Futbol dünyasını ele geçirmek istemelerine, orada dirayetli bir kişi görmek istememeleri dolayısıyla Aziz Yıldırım'ı hedef seçtiler. Yoksa Aziz Yıldırım, 'Çatladıkapı spor Kulübü' başkanı olsaydı operasyon ona yapılacaktı, o kulübe yapılacaktı."
"GÜLEN'İN A TAKIMI GÜNEYDOĞU'DAYDI"
Yapılan soruşturmalar kapsamında görevden uzaklaştırmalara da değinen Arslan, "Bir örgütü gönderirken yerine şucu-bucu gibi diğer yapılandırmaları getirmenin sakıncalı olduğu kanaatindeyim. Kıdem ve liyakatin önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle emniyette kimin ne iş yaptığı, kimin kıdemli olduğu bilinir. Çok çalışan bir kişi bir göreve getirildiğinde alt kadrolar buradan motive olur. Görev verdiğimiz kişileri denetlemeniz de önemlidir." diye konuştu.