29 Muhtarlar Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben muhtarlarla buluştukça birileri bundan rahatsız oluyor. Kürsüden ülkemizle ve dünyayla ilgili meseleleri anlatırken karşımda oturan muhtarların bakışları, isyanları, tasdikleri bana çok şey anlatıyor. Milletin irfanı çok farklıdır, ilim sahibi olabilirsin ama irfan sahibi olamazsan bir hiçsin. Kendi aile içinde seçime girse 3 oyu bir araya getirenlerin muhtarları küçümsemeye çalışmaları hadleri değildir. " dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
Yabancı medya mensupları bana istikrarın sırrını soruyorlar, başarımı milletle olan samimi muhabbetime borçluyum. Eğer millete afra tafra yaparsan seni bir seçimle getirirler, bir seçimle götürürler.
Geçtiğimiz hafta yaptığımız toplantıda artık tehditlerin kapımıza dayanmasını beklemeyeceğimi ifade etmiştim. Bu yeni güvnelik anlayışı Suriye'de ve Irak'ta neden olduğumuzun açık sebebidir. Şimdi bataklığı kurutma döneminin yaşandığı bir süreçteyiz.
O dönem bitti! Ne zaman bitti? Biz demokrasi ile ilgili açılım süreci başlattık fakat netice alamadık. Bunların hepsi bir adımdı ama bizi anlamadılar. Gaziantep'te o kına töreninde 56 kardeşimizin bir canlı bombayla şehit edilmesi bu işin bitiş noktası oldu.
"HALEP'İN ÜZERİNDE BİR HESABA GİRMEK DOĞRU OLMAZ"
Madem DEAŞ denilen terör örgütü böyle bir adım attı o zaman Cerablus'tan gireceğiz dedik. ÖSO önde arkasında lojistik destek bizde olmak üzere Cerablus'a girildi. Oraya Cerablus halkı geldi ve yerleştiler. Orada artık çocuklar okullarına gidiyor. Camiler hazırlandı. Ardından Rai'ye girildi. Rai'den bunların kutsadıkları meşhur Dabık vardı. Dabık'a girildi ve DEAŞ orayı da terketti. Şimdi El Bab'a doğru gidiliyor.
Bu arada PYD ve YPG... Onlara karşı da gerekli mücadele veriliyor. Şimdi Münbiç'ee doğru. Bizim şu anda Halep'le bir sorunumuz yok ama itirazlarımız var. Putin'le görüştüm. Halep halkını huzura kavuşturalım dedim. Halep, Haleplilerindir. Halep'in üzerinde bir hesaba girmek doğru olmaz. Bizim Halep ile kültürel bağlarımız var. Orada bir şey olursa o insanlar Gaziantep'e, Kilis'e gelecek.
Türkiye 1984 yılından beri bölücü terör örgütü ile mücadele ediyor. Bugüne kadar önlemlerimizi kendi topraklarımızda almaya çalıştık. Terör örgütleri Kuzey Irak'taki üslerinde barındırıyorlar. Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Bunları ilk kez biz söylemedik ama gerekli önlemler bugüne kadar ne hikmetse alınamamıştır.
"SURİYE'DE DE YILLARCA SÜRECİN DIŞINDA TUTULDUK"
Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak çok uğraşlar verdim ama önümüze hep farklı mazeretler getirildi. Hatalar yapıldı. Çünkü ben özellikle oraya katılmamızın gereğine inanmıştım. Tabi mecliste öyle bir irade ortaya çıkınca Irak'taki gelişmelere uzak kaldık. Bugün Irak'ta işlerin bu noktaya gelinmesindeki en büyük neden Türkiye'nin operasyonda olmamasıdır. Karar meclisten geçti ama bu kez de oradaki kardeşlerimizi Türkiye'yi istemiyoruz dediler.
Suriye'de de yıllarca sürecin dışında tutulduk. Hem de milyonlarca mülteciye sahip çıktık. Sonra baktık ki kimseden fayda yok. Bu kararı vermesine verdik ama ülkemizde çok da rahat bir hareket alanımız yoktu. Dışarıdan olduğu kadar içeriden de kuşatılmaya çalışıyorduk.
"HİÇBİR ZAMAN MUHATAP ALMADIM ALMAYACAĞIMDA"
2012'den itibaren Türkiye'ye nasıl hamleler yapıldığını da gördük. Çözüm süreciyle neticeye ulaşmayı hedeflerken nasıl sabote edildiğini gördük. Terör örgütünü süreçten geri çevirmeye kalkanların derdi Türkiye'yi kendi içinde sıkıştırmanın derdindeydi.
İşte 53 kürt kardeşimizin şehit edilmesinin ardında da sokağa çıkın mesajı vardı. Ölen de öldüren Kürt. Dikakt ederseniz devlet ve millet olarak örgütün güdümündeki siyasileri de muhatap almıyoruz hiçbir zaman almadım almayacağımda. Benim insanıma, vatandaşıma saygı duymayana benim saygım yoktur. Çünkü bizim muhatabımız terörle bağı olmayan bölge insanıdır. Buna böyle bakacağız.
Gezi olayları birkaç gün içinde birileri tarafından hükümeti yıkmaya yönelik fırsata çevrilmeye çalışıldı. Biz de tavrımızı ona göre belirledik. Mesele ağaç veya yeşil meselesi değildi. Ben belediye başkanlığı dönemimde 2,5 milyon ağaç ve fidan dikmiştim. Yeşili bu kadar seven kişiyi kimse ağaç düşmanı ilan edemez.
İkinci bir adım attılar 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimi geldi. Gezi'yi yeşil-ağaç meselesi olarak pazarlamaya çalışanlar bunu da hukuk olarak milletimize yutturmaya çalıştılar. Biz de gerekli tedbirleri alıp bu darbe girişimini sonuçsuz bıraktık.
BÖLGEMİZDE YAŞANAN HER HADİSENİN BİZİMLE İLİŞKİSİ VARDIR
2014 Haziran'ında mahalli seçimlerde milletimiz bunların oyununu bozdu. Yüzde 46 ile partim rekor kırdı. Ardından cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 52 ile bir kez daha ibra edildik. Her defasında bu oyunları bozduk ama bölgedeki gelişmeleri sürekli ertelemek zorudna kaldık.
Gerek Suriye'de gerek Irak'ta hatta Mısır, Libya ve Filistin'i de ekleyebiliriz. Kimse kendini kandırmasın. Bölgemizde yaşanan her hadisenin bizimle doğrdudan ilişkisi vardır.
Dün Gine Cumhurbaşkanı ile öğle yemeğindeydik. Türkiye'ye bakışları çok farklı. Yükümüz ağır, bu sorumluluktan kaçamayız. Irak ve Suriye meselesini konuşurken tarihi ve hukuki haklarımızı da unutmamız gerekir. Biz Lozan deyince bize sizin Suriye ve Irak'ta gözünüz var diyorlar.
"TÜRKİYE, SURİYE VE IRAK'TA YAŞANAN HER GELİŞMENİN İÇİNDE OLACAKTIR"
Misak-ı Milli'yi ben demedim. Bu tariihe geçti. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Tam tersine bu topraklarda yaşayan kardeşlerimizi çatışmaya sürükleyenleyenlere karşıyız. Her zaman söyledim. Bizim fiziki sınırlarımız başka gönül sınırlarımız başka. Bizim için Balkanlar yüreğimizin bir yanı Kafkaslar öbür yanıdır. Hal böyle iken bizin Suriye ve Irak'a uzak kalmamızı isteyenler samimi olabilir mi?
Sınırlarım tehdit altında, yüzlerce insanım şehit oldu. Ben böyle bir şeye izin verebilir miyim? Türkiye Suriye ve Irak'ta yaşanan her gelişmenin içinde mutlaka yer alacaktır.
MÜNBİÇ'İ PYD'DEN TEMİZLEYECEĞİZ
Biz bütün terör örgütleriyle mücadelemizi sürdüreceğiz. Terör koridorunu biraz aşağıdan da olsa kurma gayretindeler. Münbiç'i PYD'den temizlemeye kararlıyız. Biz ABD'li dostlarımıza söylüyoruz. DEAŞ ile gelin beraber mücadele edelim. Terör örgütünün yanında neden olalım. El Nusra'da DEAŞ ile mücadele ediyor. Ona neden terör örgütü diyorsunuz? Senin teröristin kötü benim ki iyi olamaz. Türkiye'nin gözünde hepsi biran önce kafaları ezilmesi gereken terör örgütleridir. Musul ve Kerkük'teki kardeşlerimizi yalnız bırakamayız.
DEAŞ, İslam'ın Sunnilik yorumunu istismar ederek insanları katletmektedir. Değerli kardeşlerim Türkiye hem Suriye'de hem Irak'ta varolmak için geçerli her türlü sebepe sahiptir.
"15 TEMMUZ'UN ŞEHİT SAYISI 246 OLDU"
DEAŞ'a karşı mücadele eden diğer ülkelere bize çıkarılan zorluklar neden çıkarılmıyor? Bu tezgah eski Türkiye'de işleyebilirdi ama bugün kü Türkiye'de böyle bir durum kabul edilemez. Irak'ın mezhep savaşına itilmesine rıza göstermeyeceğiz.
15 Temmuz... Kardeşlerim şu anda cezaevlerindeki bu FETÖ'cüler masummuş. Şehit sayımız arttı. Şu anda 246 şehidimiz var. Bunlar 15 Temmuz'un şehitleri..Bu şehit aileleri, gazi aileleri, benim milletim yaşadıkları mağdur değil mi? Kim ki bunlarla ilgili FETÖ terör örgütünün mensupları sebebiyle mağduriyet edebiyatı yapıyorsa kusura bakmasınlar, ihanet içindedir. Kimse bize gelip de bu konuda akıl vermesin. O aklı kendilerine saklasınlar.
Karısına, kocasına, evladına sahip olma sonra içeri girince 'Benim evladım mağdur', himmet paralarını toplayacaksın ne mağduru? İhanet şebekesi bu ülkenin Cumhurbaşkanına küfre kadar her şeyi söyleyecek, alkış yapanlar mağdur. İçlerinden birisi 'Sen ne diyorsun' diyemiyor.
Şahsımı,ailemi öldürmeye gelenler günler sonra ormanda yakalandılar. Benm güvenlik güçlerim onları öldürmedi. Aldı yargıya götürdü. Cumhurbaşkanını öldürmeye geleni öldürmüyor, yargıya teslim ediyor. Bu denli hukuku koruyan bir anlayışımız var. Çünkü nefsi hareket etmedik. Meselemiz vatandır. Buna dikkat ettik.