Enver Baytan Hocaefendi'yle 11 yıl önce Türkçe Ezan ve Dine Müdahale'nin öyküsünü anlattığım Garp İzi belgeseli vesilesiyle tanımıştım.. 1925 doğumlu, tek parti döneminin tüm zulümlerini yaşamıştı.. Sonra evine de gitmik nasib oldu.. İki katlı bir küçük evin ikinci katında eski bir- iki koltuk ve sehpa ile kitaplar vardı. Bu söyleşiyi de hasta hali ile evinde yapmıştım.. İşte o söyleşiden bir bölüm...
SAMANLIKTA EĞİTİM
"İlk dini bilgilerin çoğunu samanlıkta öğrenmek zorunda kaldık.. Çünkü yasak.. Mektep yok.. Acaib bir hal vardı yani.. Jandarmalar dolaşıyordu köyleri. 7 yaşında hafızlığa başladım. Hafızlıktan sonra babam Gönen'in Keçeler Köyü'ne götürdü.Camiinin avlusunda çocuğuz.İki veya üç kişiyiz. Jandarma geldi. Jandarma onbaşı sordu, 'adın ne, ne yapıyorsun, kimden Kur'an talimi alıyorsun..?' Çocuğuz tabii, cevap verdim; falan hocadan.. Onbaşı emretti. 'Hocayı bul'. Buldular hocayı, doğru merkeze götürdüler içeri attılar. Sonra babam İstanbul'a getirdi. Burada Gönenli Mehmed Efendi'nin talebesi oldum. O da bize tembih ederdi; "Size sorarlarsa, ders okumaya geldim demeyin, yakınımı ziyarete geldim deyin" derdi. Menderes dönemine kadar böyleydi."
ZORLA TÜRKÇE EZAN
"Ben yeni (Türkçe) denilen ezanı çok okudum, talebe iken.. Çünkü asıl ezan yasak, 'Tanrı oludur, Tanrı uludur..' diye okumak mecburiyeti vardı. Her müezzin minarenin şerefesini dolaşarak 'Tanrı uludur tanrı uludur' diye şerefeyi dolaşmak zorundaydı. İçeride kaamet getirirken de tanrı uludur diyerek Türkçe kaametini getiriyor yine. Hocalarımız bize "içinizden gerçek ezanınızı okuyun" diye tembih ederdi.. Türkiye'de elbette serbestlik hususunda gelişmeler var. Ancak geçmişte böyle değildi. Tabi buralara kolay gelinmedi. Erbakan.. Büyük Millet Meclisi'nde kolunu, ayağını sıvayıp da takunyaları giyip böyle abdest alınır diyen kimdi? Elbette Necmettin Erbakan.. Allah rahmet eylesin.. O'na takunyalı dediler.. Sonra ondan görerek, başka toplulukta olanlar bile namaza girmeye başladılar. Daha önceleri, namaza girerken sağa sola bakarlar, kimseyi göremezse camiye girerlerdi. Beni gören olur da bulunduğum merkez e bildirir mi diye korkarlardı insanlar. Erbakan bu korkuları yıktı. Elinden geleni yaptı. Şimdi de Tayyip bey de elinden geleni yapıyor, fiilen Cuma Namazını kılıyor.. Camiye gidiyor.. Sonra cesaretli.. Cesur davranıyor. Aleyhtekilere cesur cevaplar veriyor. İyi de yapıyor."
ÇİLE DOLU BİR HAYATIN ARDINDAN...
Önceki gün Hakk'a yürüyen, ömrünü İslam'a hizmete adamış, 7 yaşında hafız olduktan sonra 70 küsur yılını kürsülerde vaiz olarak geçiren Enver Baytan Hocaefendi(91) son röportajını STAR'a vermişti. 17 yayımlanmış eseri de bulunan Baytan'ın, aynı zamanda Milli Görüş davasının önde gelen pek çok siyasetçisinde de emeği vardı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan'la aynı dava mücadelesinde yer alan Enver Baytan Hocaefendi, ömrüne, yasaklar, mahkemeler, yokluklarla dolu hatıralar sığdırmıştı.
ENVER BAYTAN HOCAEFENDİ DUALARLA UĞURLANDI
İslam alimlerinden emekli vaiz Enver Baytan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı. Hayatını İslam'a hizmet yolunda geçiren Baytan için öğle vakti Fatih Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Baytan'ın oğlu Orhan Baytan, taziyeleri kabul etti. Cenazeye Baytan'ın ailesi ve yakınları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ilahiyatçılar, din adamı ve vatandaşlar katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da cenazede dua etti. Baytan'ın naaşı, Edirnekapı Sakızağacı Şehitliğinde toprağa verildi. (Star)