İstanbul Esenyurt'ta yaşayan Bingöllü Zozan, Hollywood filmlerine konu olacak bir hikâyenin baş kahramanı. 2003'te Bingöl'den İstanbul'a göç eden Akar ailesinin en küçük çocuğu olan Zozan, karşılaştığı kalabalık yüzünden içine kapandı. Bir öğretmeninin desteğiyle spora başlayan genç kız, kısa sürede güreş milli takımına seçildi ve Türkiye şampiyonluğunun ardından Bulgaristan'da altın madalyaya uzandı. 15 yaşındaki Zozan Akar'ın kısa sürede gelen bu başarısının altında film gibi bir öykü var. 2003'te Bingöl'den İstanbul'a göç eden Akar ailesi, akrabalarının yaşadığı Esenyurt'a yerleşti. Esenyurt'un bir mahallesi büyüklüğündeki Bingöl'de yaşayan Zozan, İstanbul'da gördüğü kalabalık yüzünden içine kapandı. Uzun bir süre dışarı çıkamadı. Türkçe'yi de az bildiği için kimseyle iletişime geçemedi. Okula başlayan Zozan, kimseyle konuşmuyor, kaynaşmıyordu. Sonunda İstanbul Valiliği, "Özel Eğitim Gereksinimli Öğrenci" listesine Zozan'ı da ekledi. "Dikkat Bozukluğu" ve "Hiperaktive Bozukluğu" tanısı konulan genç kız, uzun bir süre psikolog eşliğinde tedavi gördü. Okuldaki öğretmenleri Zozan'ın spora başlamasını önerince aile soluğu Esenyurt Belediyesi Spor Okulu'nda aldı. Zozan, kendisini şampiyonluğa götüren süreci şöyle anlattı:
'ENGEL' İBARESİ İSTEMİYOR
"Spor okulunda Yavuz Güvendi ile karşılaştım. Ona 'Güreş yapmak istiyorum' dedim. Yavuz hoca bana, 'Malzemeler yanındaysa hemen başla' deyince bir anda kendimi minderde buldum. Uzunca bir süre güreş tekniklerini öğrendim. O sırada tabii arkadaşlarla iletişimim değişti. Artık herkesle sohbet ediyordum. Daha sonra spor çok ilgimi çekti. Önce Türkiye şampiyonu oldum. Ardından milli takıma seçildim. Balkan Şampiyonu olarak Türk bayrağını dalgalandırdığım için çok gurur duydum. Artık eski Zozan değilim. Valiliğin verdiği rapordaki 'engel' ibaresinin değiştirilmesini istiyorum.