Uzman Fizyoterapist İmran Erkanat Toylan, "Riskli bebek dediğimizde aklımıza 36 haftadan erken ve 2500 gramın altında doğan, annenin hamileliği süresince tansiyon gibi gebelik şekeri gibi stres gibi anne karnında bebeği strese sokarak gelişimini yavaşlayan, doğum sırasında olabilecek komplikasyonlara maruz kalmış ve kuvöz de kalmış bebekler gelir. Riskli bebekler anne karnında, doğum sırasında yada doğumdan hemen sonra meydana gelen zorlayıcı sebepler nedeni ile merkezi sinir sistemleri hayatta kalma mücadelesi vermeye başlar. Merkezi sinir sisteminin hayatta kalma için harcadığı çaba yeni doğan üzerinde sempatik sistemi aktive ettiği için stres oluşturur. Yeni doğan yaşam savaşını kazandığında sakinleşmesi, normal gelişimini sürdürmeye devam etmesi gerekir" dedi.
Erkanat Toylan, Beyin plastisitesinin (beynin kendini yenileme ve yeniden öğrenme, programlama kapasitesi) inanılmaz olduğunu belirterek, "Pek çok riskli doğan, bu sayede yaşamının ilk yıllarından itibaren normal gelişerek hayatlarını sürdürür. Ancak çok az bir kısımda olsa riskli yeni doğan serebral palsi farklı formlarından psikomotor gelişim geriliğine, okul yıllarında tespit edilen öğrenme güçlüğüne, dikkat eksikliği gibi problemlere, yaygın gelişimsel bozukluktan otizm gibi geniş bir spektrumdaki sorunlarla karşı karşıya kalırlar.
Çocuklarla çalışan bir fizyoterapist olarak riskli yeni doğanlar bize geldiklerinde Bayley III gibi gelişim tarama testleri ile klinik gözlem ile değerlendirmeye alırız. İyi olduğu alanlar ve desteklenmesi gereken alanlar belirlenir. Çocukları değerlendirirken aile işbirliği bizim için en önemli unsurdur. Ailenin içinde olduğu gelişimi destekleyen oyuna dayalı eğlenceli bir program hazırlanır. Program emeklemek, yürümek, zıplamak gibi kaba motor becerileri; kaşık tutmak, düğme iliklemek , yazı yazmak gibi ince motor becerileri ; kendi başına yemek yemek gibi, üstünü başını giymek gibi günlük yaşam aktivitelerini; anne- baba ve akranları ile oyun oynamak , duygu ve düşüncelerini ifade edebilmek gibi sosyal becerileri ve iletişim becerilerini ; oyunu kurmak sürdürmek, devam ettirmek, gibi motor planlama becerilerini destekler" diye konuştu.
Oyun temelli yaklaşımlara uygun olan bobath konsepti, duyu bütünleme terapilerinin aktif olarak kullanıldığını anlatan Erkanat Toylan daha sonra şunları kaydetti:
"İlk 3 ay içinde sakinleştirilmede güçlük yaşayan bebekler, ilk 3 ay içinde sosyal gülümsemesi olmayan bebekler, ilk 6 ay içinde gelişiminde yavaşlık olan bebekler, ilk 6 ay içinde el tercihi olduğu düşünülen bebekler, ilk 9 içinde desteksiz oturamayan bebekler, 15 aya kadar yürümeyen çocuklar, 18 aya kadar anlamlı 2-3 kelimesi olmayan çocuklar, 2-3 yaşında sürekli aynı oyunları oynamak isteyen yada oyun oynamayan çocuklar, ilk 6 ay içinde beslenme ile sıkıntıları olan bebekler ile 1 yaşından sonra hep aynı yemekleri yemek isteyen çocuklar, amaca uygun olmadan hareket eden çocuklar mutlaka erken müdahale değerlendirmelerini bilen, programı uygulayabilecek bir çocuk fizyoterapistine yönlendirilmelidirler."