Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Valiler Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "PKK ile FETÖ'nun, DEAŞ ile DHKP-C'nin bizim nezdimizde bir farkı yoktur. Hepsi de ülkemizin, milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin düşmanıdır. İşte bunları 15 Temmuz'dan sonra çok daha açık ve net gördük, yaşadık. Öyleyse hepsinin de kökünü kazıyana kadar, azimle, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Tek fert kalıncaya kadar, şahsım için söylüyorum, bu mücadeleyi sürdüreceğim. Bu can bu tende olduğu sürece bu mücadeleyi sürdüreceğim." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Fetullahçı Terör Örgütü) Belediye başkanlığımdan bu yana tanıdığım bu örgüt, ne yazık ki bizlere ihanet etmiştir, vatana ihanet etmiştir. İşte 1999, ondan sonra da kaçıp gitmiştir. Bölücü terör örgütünün başı buraya teslim edilirken, o da buradan malum yere gitmiştir, Pensilvanya'ya." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Külliye'de yaptığı konuşmadan önemli başlıklar şöyle:
Bugün kurumlarımızın geçmişine baktığımız zaman 200 yıllık 300-500-1000 yıllık kuruluş yıldönümleri görüyoruz. Osmanlı Devlet'nin 33 vilayeti vardı. Bugün aynı topraklar üzerinde 64 devlet hüküm sürüyor.
Devlet yönetim anlayışımız böylesine eski ve güçlüdür. sizlerin büyük sorumluluğu var. Hükümetin devletin o şehirdeki tutan eli hisseden kalbi durumundadır.
Şayet valiliklerimiz görevlerini hakkıyla yerine getiremezse tıpkı bu uzuvlarını kaybeden bir insanın engelli durumuna düşmesi gibidir. Hayat günün 24 saati haftanın 7 günü yılın 365 günü kesintisiz sürdüğüne göre valilerimiz de aynı anlayışla çalışması gerekmektedir.
Klasik memur anlayışı ile çalışamassınız. Sorumluluğunuz bütünüyle devlete karşıdır. Türkiye son 200 yıldır pekçok şeyi kaçıran geriden takip eden bu yüzden de büyük bedeller ödeyen bir millettir.
Bu sabah gerek bakanımızın gerek başbakanımızın konuşmalarını izledim. Orada birçok şeyler detaylandırarak anlatıldı. Bazı tespitlerimi aynı zamanda yerel yönetimden gelmiş bir Cumhurbaşkanı olarak ifade etmek istiyorum.
FETÖ'NÜN KANLI YÜZÜNÜ GÖRDÜK
Türkiye aynı anda birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalan bir ülkedir. Bunlardan biri terörle mücadele ikincisi Suriye nedeniyle sınır güvenliğimizi sağlama hususudur.
Suriye krizi ile DAEŞ belasıyla karşı karşıya kaldık. Son olarak da FETÖ'nün kanlı yüzünü gördük. Bu terör örgütleri arka planda irtibat halindedir.
Gaziantep'deki son saldırı başta olmak üzere birçok saldırının arkasında FETÖ'nün izlerini görüyoruz. Bu durum bizim tüm terör örgütleriyle aynı hassasiyetle mücadele etmemizi mecbur kılıyor.
Hepsinin kökünü kazıyana kadar yolumuza devam edeceğiz. Şahsım için söylüyorum bu can bu tende olduğu sürece bu mücadeleyi sürdüreceğim.
BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BAŞI TESLİM EDİLDİ O KAÇTI
Bu örgüt vatana ihanet etmiştir. İşte 1999 sonra da kaçıp gitmiştir. Bölücü terör örgütünün başı buraya teslim edilirken o buradan gitmiştir.
Bu darbe diğerlerinden farklı olarak milletimizin değerlerini istismar eden kullanan çarpıtan bir çetenin ürünüdür. Diğer darbelerde milletimiz karşısındaki gücün kim olduğunu bildiği için gardını alabiliyordu.
FETÖ milletin kanını emerek büyümüş ve sinsice her tarafa yayılmıştır. 15 Temmuz darbe girişimine karışan subayların rütbelerine bakınca 1990'larda sızdığını görüyoruz.
Çok kişilikli bir hayat süren sürekli takiye yapan bu insanların haleti ruhiyelerinin sağlıklı olabilmesi mümkün değildir. Askeri kılıktaki bu terörirstlerle harekete geçti ve o geceyi bu millete yaşattı.
17-25 ARALIK'TA BU YAPININ KARANLIK YÜZÜNÜ GÖRDÜK AMA İNANDIRAMADIK
17-25 Aralık'ta bu yapının karanlık yüzünü tamamen gördük. Şahsen konuşmalarımda bunlar terör örgütü dedikçe karşımdakiler terör örgütü can alır, silahlı olur diyordu.
Bunlar bu milletin vergileriyle silahlandırdığı bir terör örgütü. FETÖ'nün gerçek niyetini keşfeden milletimiz 15 Temmuz gecesi devletten çok daha kararlı bir şekilde bu ihanet şebekesinin karşısına dikildi.
Bu kişi sadece Türkiye Cumhuriyetini ele geçirme arzusunda olan bir meczup değil. Mısır gazetesine verdiği röportajda 170 ülkede eğitim öğretim çalışmaları yaptığını söylüyor.
Bu 170 ülkeyi ele geçirmeye çalışıyoruz demek. Bu okullarda o ülkelerin devlet başkanlarının çocuklarını yetiştiriyorlar. Birçok yer onlar bu tür görevler üstlenmeye başladılar.
YURT DIŞINDAKİ OKULLARDA TÜRK ÜNVANI YASAKLANACAK
Gittiğim her yerde belgelerle bunları anlatıyorum. Beni anlamakta zorlanıyorlar. Dün Bakanlar Kurulu'nda söyledim. Hemen düzenleme yapalım. Dünyadaki bizim bilgimiz dışında nerede Türkiye ünvanı varsa yasaklamamız lazım.
29 gün sabahlara kadar bu millet meydanlardan çekilmedi üzerine düşeni yapmaya devam etti. Artık hükümet olarak devletin şehirlerdeki temsilcileri olara sıra sizlerdedir, bizlerdedir.
İçeride ve dışarda şöyle bir beklentiye kapıldılar. Bu badirenin etkileri yıllar sürer. Biz darbenin üzerinden 40 gün geçmeden Suriey'de uzun süredir planladığımız Cerablus harekatına başladık, PKK'ya tarihin en büyük operasyonunu yürütüyoruz.
Bu kadar cephede bu yapılmaz dediler. Bir defa şuna inanmamız lazım. Bunların hepsi bir iman meselesidir. Bütün bunların yanında Evelallah bu millet ben varım dedi. Bu millet ben varım dediğine göre bu cephelerin hepsi küçüktür. Hala birilerinden müsade mi alacaktık. Onun için imkanlarımızı seferber ettik.
RAİ'DE DE AYNI ŞEKİLDE
Aynı şekilde Kilis. Sürekli havan toplarıyla rahatsız edildi. Bir yere kadar. Şu anda Cerablus'ta DAEŞ diye bir şey kalmadı. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Rai'de de aynı şekilde. Bizimde kendimize göre planlarımız var. Bu plan Türkiye sınırlarını güvence altına alma planıdır.
Suriye'nin topraklarında zerre kadar gözümüz yok. Ama herkes de haddini bilmeli .. Bu adımları atarken bu kararlılık içinde atıyoruz. Biz asıl o ülkenin sahipleri olan halkın davetine icabet ediyoruz. Yönetim zalim. Bir katilden mi izin alacağız. Zaten iş bu noktaya gelmeseydi Suriye çok daha farklı bir durumda olacaktı.
CERABLUS HAREKATI DENGELERİ ALT ÜST ETTİ
Türkiye'nin Suriye operasyonlarının hızlı ve başarılı bir şekilde yürümesi dünya kamuoyunun bölgeye bakışını değiştirdi. Cerablus operasyonunun başarısı Suriye'deki dengeleri alt üst etti. Bölgede Türkiye'nin içinde olmadığı hiçbir senaryonun devreye sokulması mümkün değildir.
PKK'nın PYD'nin YPG'nin eylemlerinin yarın Irak'ta kaybedeceğinin bir sancısıdır. PKK ciddi sıkıntı içerisindedir. Geçtiğimiz yılın Temmuz ayında çeşitli ilçelerimizde bölge halkının örgütle arasına mesafe koymasına neden olmuştur.
Dünyaya buradan bir daha sesleniyorum. Benim milletim helikopterlerle taranırken onlar elinde silahla yürümediler. Onların tek silahı vardı bayrağıydı. Bir diğer silahı da imanıydı. PKK ve iktisaklı kuruluşlarının devirlerinin kapandığı bir döneme giriiyoruz.
TELEFONUM 24 SAAT AÇIK!
Devlet içinde bıraktığını her bir terör örgütü mensubundan dolayı çok büyük vebal altında kalacağınızı bilmelisiniz. Ben 24 saat telefonlarım açık ya da atlar gelirsiniz. Aynı şeyi de sizden istiyorum. Ben gece 1'de 'de ararım. Dedim ya valinin görevi sabah 9 akşam 6 değil. 24 saat. Bu anlayışla çalışırsak bu devlet devlet olur. Biz devlet doğduk devlet olarak büyüdük bugünlere de öyle geldik.
Terör örgütleriyle mücadelemizi kararlı ve tavizsiz sürdürmek durumundayız. En başta siz bu hassasiyeti göstermelisiniz. Sadece terör örgütleriyle mücadele değil, vatandaşlarımıza daha çok hizmet etmelisiniz.
Zaman zaman vatandaşlardan şikayet alıyorum. Valilerimiz alçak gönüllü değil diyorlar. Arkadaşlar bu şikayetlere yakışan valilerimiz olduğunu sanmıyorum ama bir şeyler var ki bu şikayet gittiğim yerlerde bana kadar geliyor. Hepiniz bu konuda adeta toprak gibi olun. Asla bu konuda taviz vermeyin. Biz bu milletin hizmetkarı olmaya geldik.