MAHMUT ÖVÜR / SABAH.COM.TR
Devleti içeride kuşatan, iç savaş çıkarmak için 15 Temmuz kanlı saldırısını gerçekleştiren FETÖ'ye karşı çok yönlü mücadele sürüyor.
Bugünlerde sık sık geçmişin karanlıklarında kalan birçok olayın FETÖ'yle ilişkili olabileceği söyleniyor.
İşi rahmetli Özal'ın ölümüne kadar götürenler var. O dönemlerden ne çıkar bilmiyorum ama şunu az çok biliyoruz.
Necip Heblemitoğlu ve Gaffar Okkan cinayetinden, Hrant Dink suikastına kadar bir dizi sarsıcı olay bu yapıyla ilişkili ve neredeyse her olayda şüphe yaratacak kadar FETÖ izine rastlanıyor.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin "düşürülmesi" olayında izden çok daha fazlası var. Çünkü o olayda görülen iki askeri 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast yapacak ekibin içinde gördük.
Bu iddialar arka arkaya gelince ister istemez şu da söyleniyor: "Bu kadarı da fazla artık her şey FETÖ'ye yıkılacak"
Eskiden yani 70'li yıllardan sonra gerçekleşen onlarca olayda kontrgerilla veya derin devlet izinin söylenmesi gibi.
Ne yazık ki geçmişin hiçbir olayı tam olarak aydınlatılamadığı için bu söylem haksız sayılmaz. Bütün darbelere zemin oluşturan onlarca cinayet ve kitlesel katliamın faili meçhul kalmasında bir gariplik yok mu? Yıllar yılıdır hep bir fail arayıp durduk.
Şimdi belki o karanlık geçmişi de biraz aydınlatacak bir ipucu elimize geçmiş durumda. Çünkü FETÖ yapılanması o karanlık olayları da içine alan bir geçmişten geliyor. Güç aldığı yapı da bu ülkenin geçmişinde var olan bir örgüt: Gladyo...
FETÖ'nün bu küresel bağı konusunda pek çok kanıt var. Sadece ABD'de ve Batı'da Vatikandahil ilişkili olduğu kurumlara bakmak yeterli...
Yapılması gereken bu sinsi örgütün olayları karmaşıklaştıran, herkesi suça bulaştıran, izini flulaştıran kirli planlarındaki sırrı açığa çıkarmak... Şeytani bir kirli akılla karşı karşıya olduğumuzu unutmamalıyız.
Bugün ortaya çıkan en uçuk iddiayı bile ciddiye almak gerekir. Onca olmaz denileni yapan, onlarca insanı aldatmayı başaran, sonunda F-16'larla halkı bombalayan, yani "Yok, o kadar da değil" denilenleri yapabilen bir örgütle karşı karşıyayız.
Şu plana bakın, 2001 yılında Tuncay Güney ifade veriyor, Ergenekon şeması çiziliyor. O dönem bir şey yapılmıyor ama örgüt pes etmiyor tam 6 yıl sonra o projeyi hayata geçiriyor.
AK Parti'yle ilişkisi de ihanet üzerine kurulu. Her istediğini alıyor ama yetinmiyor, dönüp en kirli ve kanlı operasyonları o partiye yapıyor.
Araya sıkıştırdıkları da farklı değil. 2009 yılında inanılmaz bir KCK operasyonuyla on binlerce BDP'li içeri alınıyor, 2011 yılında Oslo sürecini sabote ediyor sonra da dönüp 2014 yılında o yapılarla ittifak yapıyor.
Deyim yerindeyse tam bir hipnoz durumu... CHP ve MHP de bundan kurtulamadı. 2010'da Baykal, 2011'de de 11 MHP'liyi kasetle siyaset dışı bırakan yapı, 2014 seçimlerinde sanki hiçbir şey olmamış gibi o partilerle kol kola yürüdü.
Kısaca herkese her türlü tezgahı çekti, ancak ortak tepki almadı. Biri tepki verirken öteki sessiz kaldı.
Sonunda 2015 Temmuz'unda finali kanla yaptı. Ve öyle bir tepki aldı ki, milyonlar sokağa inerek büyük bir destan yazdı.
Hala o kirli akılla mücadele bitmedi. Karşımızda aklını küresel güçlere kiralayan ve 40 yılda "altın nesil"den halkını bombalayan katiller çıkaran kirli bir örgüt var. Şansımız var ki onun bu kirli yüzü artık açığa çıktı, gerisi de gelir.