Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Paralel Yapı'nın devlet içinde kalmış son unsurlarına ve ekonomik operasyonlarına karşı atılacak adımları açıkladı.
Yalçın Akdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Artık operasyon çekemiyor: "Bunların 40 yıldır güvenlik, bürokrasi, yargı, ekonomi, STK'lara kadar birçok alanda çok ciddi bir gizli güçleri var. 4-5 yıldır cüretkâr hamleler yapmaya başladılar. 'Köşe başlarını ele geçirdik. Artık devletin gücüyle herkesi devirebiliriz' kanaatine kapıldılar ve operasyonlar çekmeye başladılar. İşte MİT Müsteşarı, Genelkurmay Başkanı... Şimdi bunların bu operasyonel kabiliyeti kırıldı, son dönemde yaptığımız mücadeleyle. Artık devlet gücünü kullanarak operasyon çekemiyorlar."
İHRAÇ EDİLECEKLER
Görevden alma yetmez: "Ama o kurumsal yapılar ve alanlardaki gizli güçlerinin bir kısmı duruyor. Bunların da etkisizleştirilmesi ve tasfiye edilmesi gerekiyor. Yani onların yerini değiştirmek daha etkisiz alanlara çekmek bu sorunu çözmüyor. Bunların bir şekilde sistemden tasfiye edilmesi ve zarar verme gücünün tamamen ortadan kaldırılması lazım. Onunla ilgili çalışıyoruz, nasıl bir düzenleme ile bunlar tamamen tasfiye edilebilir diye. Terör örgütü üyesi olmak zaten memuriyet açısından ihracı gerektirecek bir durumdur ama onun ötesinde kamu bürokrasisinde daha etkili tedbirler almak için düzenleme yapmak gerekir mi onu da çalışıyoruz."
TAKİYE YAPIYORLAR
Takiye yöntemleri: "Bunlar tabii takiye yapıyorlar, farklı taktiklerle tutunmaya çalışıyorlar. İsim değiştiriyorlar, yönetimler, dernekler, vakıfları, başkalarına devrediyorlar, şirketleri satıyorlar, başka cemaatlerin içerisine sızarak onlardanmış gibi görünmeye çalışıyorlar veya AK Parti'den referans bularak farklı bir görünümle tekrar kamuya girmeye çalışıyorlar. Bunları da biliyoruz."
OYUNA?GELMEYİZ
Terörü finanse suçu: "Şimdi ya bu şirketleri satıp parayı yurt dışına kaçırmaya çalışıyorlar veya muvazaalı şekilde devirler ve satışlar yapıyorlar. Yine cemaatin, örgütün elemanı ama sanki normal bir vatandaşa devretmiş veya satmış gibi... Bu noktada bunları alanlar ister muvazaa şeklinde almış olsunlar, ister 'bunlar sıkıştı satıyorlar' diye ucuza almış olsunlar, bu kara para aklama suçuna ortak olmaktır ve teröre açıktan destek vermektir. Onlar da bu suça ortak olmuş olurlar. İyi niyetle uyarıyorum. Soruşturma bağlamında onlar bundan kurtulamazlar."
MASAK?ARAŞTIRIYOR
Cemaatler hedeflerinde: "Bir baska şey daha yapıyorlar; ellerindeki kimi mülk veya kurumları başka cemaatlere ucuza devredip, soruşturma oraya uzanırsa 'Bak diğer cemaatlerin de üzerine gidiyorlar' görüntüsü vermeye çalışıyorlar. Hayır, bu hükümetin ilkesi bellidir; özgürlükler konusunda bütün bu yapılar, vakıflar, cemaatler en rahat dönemini yaşıyorlar. Bu oyuna kimse alet olmasın ve bundan zarar görmesin diye iyi niyetle çağrı yapmış oluyorum."
Şirketler inceleniyor: "MASAK şu ana kadar bu yapıyla ilişkili binlerce şirkete yönelik inceleme yaptı. Yaklaşık 2 milyara yakın para cezası kesti. Ama neticede bu devam eden soruşturmalar bağlamında bunlar bir suç faaliyetinin, örgütsel faaliyetin bir parçasıdır. Ondan dolayı bunlarla bir şekilde ilişkili olmak yani ticari maksatla bile birileri bunu almış olsa bu suçun bir parçası olmak anlamına gelebilir."
KİŞİ DEĞİL SİSTEM SORUNU VAR
Büyük fotoğrafa bakalım: "Büyük fotoğrafa bakma lazım. Bu kişisel mesele, çekişme, uyum falanın ötesinde bir sorun. Bir sistem sorunu var. Özal döneminde de vardı. Ben AK Parti yokken başkanlık sisteminin ne kadar önemli bir ihtiyaç olduğu yazmıştım. 2007 sonrası cumhurbaşkanını halk seçerken ne Erdoğan cumhurbaşkanıydı ne Davutoğlu başbakandı. O gün de 'bu kriz üretir, başkanlık sistemi gündeme gelmelidir' dedik. Artık bir an önce bu konuda adım atmak lazım."
Düşük profil sözü yanlış: "Düşük profil diye bir şeyi ben kabul etmem. AK Parti içindeki bütün bu isimler diğer partilerin genel başkanlarından daha güçlü isimlerdir. Yani bu böyle 'düşük profil olacak, emanetçi olacak' bu gelecek kişiye bir kere saygısızlıktır. O kişinin de hakkını hukukunu korumak lazım. Bunu en fazla koruyan da Tayyip Erdoğan'dır. Tayyip Erdoğan yanındaki kişileri kendinin üstündeki makamlara getirmiştir ve gitmiştir kapıda karşılamıştır. Devlet terbiyesiyle nasıl davranması gerekiyorsa onun ve makamın hukukunu koruyarak davranmıştır. Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı... Bu altındakiler için de geçerlidir. Tayyip Erdoğan anayasanın dışında hareket etmek ve fiilen bu tür zorlamalara giden bir insan değil. Usulüne uygun hareket eder."
ERDOĞAN'IN ETKİSİ TABİİDİR
"Erdoğan'ın etkisi tabii olacak. Yani siyasi yasaklıyken etkisi yok muydu? Bu etkiyi kimse kaldıramaz. Yani cumhurbaşkanının hükümet üzerinde bir etkisi yok mudur? Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır. Anayasal olarak zaten bu yetki vardır. Siyasi olarak Tayyip Erdoğan bu hareketin lideridir."
DAVUTOĞLU VAKUR DAVRANDI
"Davutoğlu son derece vakur bir vedada bulundu. Son derece olgun, sorumluluk sahibi bir kişi olarak davrandı. Bütün AK Parti ailesi elbette vefalı bir şekilde onun hukukunu koruyacaktır. Erdoğan'dan sonra birisinin başbakanlık yapabilmesi çok kolay değildi. Ahmet Bey önemli işler yaptı. İki seçime partiyi götürdü. Kendisi bunu bir başarı olarak söylüyor. Zaten seçim sonuçları da bunu ortaya koyuyor."
KONGREDE TEK ADAY OLUR
"Kongreye doğru biraz genel kanaat şekillenir. Yine uzlaşmayla, tek adayla gidilir. Dışarıdan birisi, milletin oy vermediği birisi başbakan olmayacak. Neticede şimdi de ismi geçenlerin hepsi bu kadronun bir parçası."