Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda, FETÖ/PDY, adli, idari ve istihbari kolluk görevi ifa eden ve aynı zamanda güç kullanma yetkisine sahip bir devlet kurumu olması nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğüne (EGM) sızarak kontrol altına almaya çalıştığı, kadrolaşmanın belli bir düzeye ulaşmasının ardından da kurumun gücünü operasyonlarına ana aracı olarak kullandığı belirtildi.
"Sınavda çıkacak sorular çalıştırılıyor"
Raporda ilgi çeken bilgilerden biri de "fetih okumak" adı altında yapılan uygulamalı sınav çalışmaları oldu.
"Gruplar halinde sınavlara hazırlanan öğrencilere, sınav merkezlerine yerleştirilen örgüt üyelerince sızdırılan soruların 'fetih okumak' adı altında yapılan sınav çalışmasında ezberletilerek sınavlardaki başarılarının üst seviyeye taşınması hedeflendi."
"Örgütten ayrılan kişinin 'Gülen'in gizli bir örgüt kurduğu, eğitimlerin verildiği okulların belirli bir süreden sonra örgüte eleman kazandıran kurumlar haline geldiği" kaydedilen raporda, "Eğitim alan öğrencilerin de kendisine sıkı bağlı birer ajan olarak yetiştirmeye çalıştırdığı' ifadeleri de tüm bu konuları doğrular nitelikte" bilgisine yer verildi.
"Sınavda çıkacak sorular çözümlü halde dağıtıldı"
Özellikle askeri lise ve polis koleji sınavlarına girecek öğrencilerin fiziki yeterliliklerini artırmak için özel spor yaptırıldığı, emniyet ve askeriyede görev yapan yapılanma üyeleri tarafından da mülakat denemelerinden geçirildiği, benzer uygulamaların rütbe alma sınavlarında da uygulandığı bilgileri de raporda yer aldı. Yapılanmadan daha sonra ayrılan bazı kişilerin ifadelerinde de yemin ettirilerek sınavda çıkacak soruların çözümlü halde kendilerine dağıtıldığını anlattıkları aktarıldı.
"İlk maaşlarını Gülen'e bağışladılar"
Örgüt içerisinde yer almış fakat daha sonra kopmuş kişilerin ifadelerine dayanarak, devlet kadroları içerisine yerleştirilen yapı içerisindeki kişilerin her terfi sonrası Gülen'e bağlılıklarını bildirmek için yanına geldikleri ve ilk maaşlarını bağışladıkları kaydedilen raporda, kurumlarda üst düzeye ulaşan kişilerin Gülen'in talimatlarından ayrılmadığı, buralardan örgüte önemli bir istihbarat akışı sağladıkları da iletildi.
Özellikle emniyet teşkilatı içerisinde istihbarat, KOM, terör gibi birimlerde çalışmanın ön koşulunun yapılanma içerisine girmekle mümkün olduğu havası yaratıldığı, özellikle organize suçlarla mücadele şubesinin çok önemli görüldüğü, KOM bünyesindeki şubelerde (organize, mali, narkotik, bilişim) görev yapan yapı üyelerinin haftada bir gün sivil ağabeyleriyle "şakirt" adındaki istişare toplantılarına katılarak değerlendirme, planlama yaptıkları, yapılanmaya dahil olan kişilerin kopmasını önlemek için de çeşitli tedbirler alındığı, sistematik ve psikolojik baskı oluşturulduğu, yapılanma içerisindeki arkadaşlarıyla sürekli yakın diyalogda kalmalarının istendiği ve böylelikle de düşünce, davranış takibinin yapıldığı bildirildi.
"Önemli kurumlara yerleşmeyi hedefledi"
Raporda, Gülen'in hedeflerine ulaşmak için ilk etapta devletle mücadelenin yıpratıcı olacağını düşünerek sistem içinde önemli kurumlara yerleşmeyi hedeflediği ön görüsü paylaşılarak, "Usulsüz dinleme, kamu kurumlarına sızma, baskı, cebir, şiddet ve şantaj, mali yapılanma ve suç gelirlerinin aklanması şeklindeki eylemler bir arada analiz edildiğinde bu eylemleri gerçekleştiren suç organizasyonunun, kamuoyunun da malumu olduğu üzere Fetullah Gülen'in liderliğini yaptığı, hakkında cumhuriyet başsavcılıklarınca paralel devlet yapılanması ve terör örgütü olduğu iddiası ile soruşturmalar yapılarak iddianameler hazırlanan ve kurum müfettişlerince ayrıntılı raporlar düzenlenen FETÖ/PDY olduğu değerlendirilmektedir" denildi.
İzmir'deki askeri casusluk davası
Raporda, kamuoyunda "İzmir askeri casusluk" davası olarak bilinen "Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" soruşturma sürecine ilişkin İzmir Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan ve bahse konu soruşturma fezlekesinde yer alan bölümler de aktarıldı.
Fezlekede, soruşturmayı yapanların zincirleme olarak ve aynı kişiler tarafından geçmişten gelen bir suç birlikteliği ile hiyerarşik yapı içerisinde hareket edilerek yapıldığına dikkat çekildi. Belirli görevliler tarafından yapılan işlemlerin, örgüt içerisindeki iş tanzimini gösterdiği iddialarının yer aldığı fezlekede, örgüt elemanlarının yapacakları iş ve işlemleri daha önceden planladıkları hatta uygun anı bekledikleri, ileride olası bir inceleme veya şikayet sonucu geride delil bırakmamak ve bu şekilde deşifre olmamak için tedbirli davrandıklarının görüldüğü kaydedildi.