Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçim bölgesi Konya'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Terör saldırılarıyla bayramın gölgelenmemesini umut ettiklerini belirten Davutoğlu, "Kim ne yaparsa yapsın milletin kardeşliği ezelidir. Bu ülkeyi bölmek isteyenlere en güzel mesajı bayram namazında saf saf, yan yana durarak veririz. Asırlarca böyle oldu kıyamete kadar da böyle olacak" diye konuştu. Sorular üzerine HDP'li bakanların seçim hükümetinden istifalarını değerlendiren Davutoğlu şunları söyledi:
KİMSE BASKIDA BULUNMADI: Bu hükümet anayasal zorunluluk hükümetidir. Bu kabine AK Parti ya da koalisyon kabinesi değildir. Teklifimizi bütün partilerin vekillerine yaptık ve hükümet oluştu. Kimse onlara baskıda bulunmadı. Ayrılık kararlarını Bakanlar Kurulu toplantısında açıklarken son derece makul, medeni bir şekilde ayrılmayı talep ettiler. Ben onları davet ederken muhatapları bendim, giderken de muhatapları bendim. Kendilerine gelirken, 'hoş geldiniz' dedik, giderken de 'güle güle' dedik.
BENİ ÜZEN HUSUS...: Beni üzen husus şu, ayrılma kararı Bakanlar Kurulu'nda açıklanırken son derece medeni bir şekilde, Cizre'deki olayları neden olarak gösterdiler. İllegal yapılanmalar sürerken sorumluluk önceliği vatandaştır. Onların sorumluluğu o bölgede güvenlik güçlerini eleştirmek değil, o bölgedeki saldırıları yapanları eleştirmektir. Burada bir zihniyet farkı var. Bütün bakanlar halkın güvenliği ile yükümlüdür. Hizmetlerine teşekkür ettim ve bu izahatları da onlara yaptım. Kapıya kadar onları uğurladım. Onlara demokratik usul ne ise o şekilde muamele edilir.
TABAN TABANA ZIT: Ama daha sonra yaptıkları açıklamada ellerine verilmiş bir metni okumak kimseye yakışmaz. İçerideki söylem ile dışarıdaki söylem taban tabana zıt. Kendileri Cizre'deki bazı uygulamaları kabul edemediklerini ifade ettiler. Ama Cizre'deki, Varto'daki olaylarda, öncelikle birer bakan olarak güvenlik görevlilerinin neden tedbir aldıklarını değil, niye hendek kazıldığını, niye mayın döşendiğini bunları sormaları ve bunların olmaması için tedbir almakla yükümlü olduklarını ifade ettim.
NASIL YAZILDIĞI BİLİNİYOR: Açık ifade ediyorum, her ikisine saygı duymakla birlikte, kendilerinin yazdığı bir metin olmadığı aşikar. İçeride teşekkür eden, vazifelerden affını isteyen arkadaşlarımız birden HDP genel merkezinde kimlik değiştirmişçesine bir tavırla cumhurbaşkanımıza bana hükümetimize açık hakaret içeren açıklamaları yakıştıramadım. Ellerine verilen metni okuyan sayın bakanlardan şunu beklerdim; o metni ellerine verenlere dönüp, 'biz kendi açıklamamızı yapacak kadar kendimize güveniriz' deyip bu metni iade etmeleri lazımdı. O metnin nerede, kimce yazıldığı da açıktır. Üzüldüğüm husus budur. Yoksa meşru siyaset içinde herkes görev alır, iade eder. Doğal süreçlerdir. O metnin nasıl yazıldığı herkesçe biliniyor. Yaptıkları açıklamayı kimin nasıl yazdığı malum. Türkiye'deki siyaseti Kandil yönetemez.
YSK BU TÜR KARARLAR ALABİLİR: (YSK'nın Cizre'deki sandıklara ilişkin kararı) YSK'nın aldığı kararlar, bağımsız kararlardır. Herhangi bir şeyde hükümetten telkin almaz. Bizim tarafımızdan tartışılacak kararlar değildir. Kendi kuralları içinde işleyen kararlardır. YSK bu tür kararlar alabilir.
COŞKUYLA SELAMLAŞALIM: Son dönemlerde eti tırnaktan ayırmaya çalışanlar, ülkeyi bölmek isteyenler, vatandaşlar arasında fitne tohumu ekmek isteyenlere karşı bayramı da bir mübarek vesile olarak görelim ve omuz omuza verelim. Bu bayram sevincini kana, teröre, şiddete bulamak isteyenlere, kardeşi kardeşten ayırmak isteyenlere karşı gelin hep beraber daha bir coşkuyla selamlaşalım.mşularımıza dönelim, muhabbetle bakalım, nesiniz, kimsiniz, hangi kökendensiniz diye sormaksızın kucaklaşalım.
"O GAZETE IRKÇILIĞIN EN ADİSİNİ YAPTI"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Konya İl Teşkilatı tarafından düzenlenen akşam yemeği ve bayramlaşma programında da konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'yerli ve milli 550 milletvekilini Meclis'e gönderin' çağrısını çarpıtıp ırkçı bir şekilde manşetine taşıyan Sözcü gazetesini isim vermeden "O gazete ırkçılığın en adisini yaptı" sözleriyle eleştiren Davutoğlu şunları söyledi: Bugün bu gazete manşetinden yıllarca bu millete hizmet için gece gündüz çalışan bazı bakanlarımızı da manşetinden göstererek ve bunların Kürt olduğunu ifade ederek 'Bunlar mı milli' diye sordu. Sizin gibi milli olmaktansa bu vatanın birliği için gece gündüz çalışan o Kürt kardeşlerimizin gibi milli olmak en büyük onurdur. Orta Asya çocukları, Mezopotamya çocukları, Rumeli çocukları hepsi yerlidir, millidir.
BAYRAM NAMAZINI DİYARBAKIR'DA KILACAK
Memleketi Konya'da dün anne ve babasının kabrinde dua eden ayrıca çeşitli ziyaretlerde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, geceyarısı eşi Sare Davutoğlu ve beraberindeki heyetle sürpriz bir şekilde Diyarbakır'a gitti. Davutoğlu'nun beraberindeki heyetle bayram namazını tarihi Ulu Cami'de kılacağı, ardından da AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı'ndaki toplantıya katılacağı belirtildi. Davutoğlu, daha sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılmak üzere uçakla Diyarbakır'dan ABD'nin New York kentine hareket edecek.
"KİMİN NEYLE KAVGALI OLDUĞU ORTAYA ÇIKIYOR"
Başbakan Davutoğlu , partisinin "Haydi Bismillah" şarkısının YSK tarafından yasaklanmasını, "YSK kararlarına saygılıyız. Ama önemli olan YSK'yı böyle bir karara sevk etmek için CHP'nin harekete geçmiş olmasıdır. İşte gördüğünüz gibi bazen örtüler öyle bir kalkıyor ki her şey ayan beyan ortaya çıkıyor. Kimin neyle kavgalı olduğu, kimin neyi savunduğu, kimin ne niyetle hareket ettiği ortaya çıkıyor" ifadeleriyle değerlendirdi.