Resepsiyona sanat camiasından da pek çok isim katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ilk kez 30 Ağustos resepsiyonuna ev sahipliği yaptı. Resepsiyondaki yenilikler, mekanla sınırlı değildi. Başından sonuna kadar ilklerin yaşandığı resepsiyonda sorularımızı yanıtlayan Erdoğan'ın özellikle seçim güvenliğine yönelik sözleri önemliydi. 1 Kasım'a resepsiyondaki gibi tatlı bir havada girilmesi temennisinde bulunan Erdoğan, şu açıklamaları yaptı:
- TEMENNİMİZ, YAŞADIKLARIMIZI YAŞATMAYACAK BİR KARAR VERMESİ: Sayın Başbakan, 25 kişilik geçici kabineyi takdim etti. Ben de onayladım. Kaybedecek vaktimiz yok. Malum YSK seçim takvimini açıkladı. Türkiye'nin özellikle siyasetinde hırgürden öte başında da söylediğim gibi egoları bir kenara koymak suretiyle birlik beraberlik içerisinde bir kabine oluşabilirdi. Sadece benim dediğim olsun değil, ülkenin menfaatlerini de gözönüne alarak bir koalisyon çıkardı. Başbakan, gayret etti ama maalesef netice alınamadı.
Sonunda, MHP'den Tuğrul Türkeş'in katılımı buna bir renk getirdi. HDP iki milletvekili ile hükümette yerini aldı. Bize düşen bu süreci en güzel şekilde değerlendirmek ve 1 Kasım seçimlerinden temennimiz odur ki milletimiz bu süreçte yaşadıklarımızı bizlere yaşatmayacak bir kararı verir ve bu kararla da Türkiye 2016 yılına girmiş olur.
- SİYASETİN ŞİRAZESİNDE SAPMA VAR: (Tuğrul Türkeş'e yönelik MHP'den gelen tepkiler konusunda) Tuğrul Bey'in MHP içindeki yeri malum. Merhum Alpaslan Türkeş'in kurmuş olduğu bir parti ve Tuğrul Bey de O'nun mahdumu. Anayasanın koyduğu kural nedir? Partiye değil, milletvekiline teklif yapılır diyor. Uygulama bir anayasa amir hükmünün uygulaması. Amir hükmün uygulamasını, milletvekili serbest iradesiyle kullanmaz mı? Milletvekili, milletin vekilidir. A veya B şahsın değildir. Teklif geldiği zaman kantara çıkarmıştır ve kabul etmiştir. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Fakat bu süreç içerisinde maalesef, ben siyasetin şirazesinde bir sapma var diye düşünüyorum. Bu ülkemiz için, özellikle de milli duygular için olumlu bir gelişme değil. Hele hele terör salgınının bu denli egemen olduğu bir dönemde, millilik duygusu taşıyanların buraya nasıl bir destek verebilirim gayreti içerisinde olması lazım.
- X PARTİYE TEPKİN VARSA GEL ELİNİ TAŞIN ALTINA KOY: Eğer x partiye karşı bir tavrın varsa, o zaman sen gel buraya, elini, gövdeni taşın altına koy. Hem oraya katılmayacaksın, ondan sonra burada kalkıp da aklıselimle böyle bir adım atana da her türlü hakareti yapacaksın. Biz, bunlara da biraz alıştık. Ben, cumhurbaşkanlığı makamında bu hakaretleri yiyorum. Yani aileme varıncaya kadar yapılmadık bir şey var mı? Anamuhalefeti de yapıyor, yavrusu da. Biz ya sabır çekiyoruz. Milletim her şeyi gördüğü için de sosyal medya da gereken cevapları...
- YA GÖMECEKLER, YA TERK EDECEKLER: Onun için biz sabredeceğiz ama bu arada terörle olan mücadelemizde de istedikleri kadar bu olayı Beştepe'nin yönettiğini söylesinler, güvenlik güçlerimizle, terörle mücadelede herhangi bir rehavete kapılmadan sonuna kadar bu işi sürdüreceğiz. Ta ki, bunlar ya silahları gömecekler ya bu ülkeyi terkedecekler. İster batıda olsun, ister doğuda, güneydoğuda, kuzeyde, güneyde, neresi olursa olsun. Bu ülke, birkaç çapulcunun, teröristin at oynatacağı ülke değildir. Bunun bedelini ödeyecekler?
- KATILMAMAKTA DİRENENLER ŞİRAZESİNİ KAYBEDENLER: (Törenlere katılmayan liderler var sorusu üzerine) Hiçbir yere katılmamakta direnenler şirazesini kaybetmiş olanlardır. Bunu daha farklı anlatmaya gerek yok herhalde. Yani, orada olmaz, burada olmaz, şurada olmaz. E, nerede olacaksın.
- 7 HAZİRAN'DA YAŞANANLAR, 1 KASIM'DA YAŞANMAYACAK: (Seçim güvenliğinin tartışılması konusunda) Seçim güvenliği noktasında tabii ki hükümetimiz, silahlı kuvvetler olsun, İçişleri Bakanlığı olsun, istihbaratı olsun her şeyiyle tüm tedbirlerini almak suretiyle, bunu en az hasarla atlatacağına inanıyorum. Şu an o çalışmaları yaptıklarını da görüyorum. İnşallah seçim güvenliği içerisinde öyle zannediyorum ki 7 Haziran'da yaşananlar, 1 Kasım'da yaşanmayacaktır diye düşünüyorum.
- YSK KARARIYLA OLMAZ: (Taşımalı sistem söz konusu mu sorusu üzerine) Taşımalı sistem için anayasa değişikliği gerekiyor. Yoksa geçemezsiniz. Bu bilinmiyor zannediliyor ki YSK bir karar alacak, bu iş olacak. Hayır olmuyor.
- IŞİD OPERASYONLARI, PKK OPERASYONLARINI DURDURMAYACAK: (IŞİD'e yönelik operasyonlar konusunda) Bu süreç yeni başlamadı. DAİŞ sınırlarımızı tehdit eder hale geldi. Özellikle Cerablus'ta bir yapılanması var. Bunlara karşı koalisyon güçleri olarak böyle bir adımın atılmasına merkez bu kararı verdi ve bu adım atıldı. Böyle bir adımın atılması, bölücü terör örgütüyle işlerin durması anlamına gelmeyecektir.
- ARKADAŞLARIN GÖRÜŞMELERİ OLDU: (Tuğrul Türkeş'le daha önce görüştünüz mü sorusu üzerine) Baykal ile yaptığım görüşmeyi biliyorsunuz. Meclis Başkanı seçiminin öncesi. Sayın Celal Doğan, benden bir randevu talebinde bulundu. Doğan ile geçmişimiz belediye başkanlığı dönemine dayanıyor. Randevu talebine hayır diyemezdim. Olay bu. Son dönemde arkadaşların görüşmeleri oldu.
- SEÇİM ATMOSFERİ TATLI BİR HAVADA GEÇSİN: (Muhalefet partilerinin kendisini eleştirmesi, 1 Kasım öncesi konuşup konuşmayacağı konusunda) Bunu gelişmeler tayin edecektir. Bu gelişmelere göre ama televizyon programlarıyla ama farklı yerlerdeki törenlerle gerekli cevabı vermemiz gerekirse vereceğiz. Ama benim derdim ülkede şu seçim atmosferi gergin değil, şöyle daha tatlı bir havada geçsin. Mevsim koşulları da şu anda güzel. 27 Eylül okulların açılması, 1 ay gibi bir zaman kalıyor. O da mevsimin koşulları itibariyle en güzel olduğu zaman.
- CUMHURBAŞKANI DAVET EDEBİLİR: (Hükümeti Beştepe'de toplayacak mısınız sorusu üzerine) Onu bu akşam size söylersem yanlış olur. Ama biliyorsunuz cumhurbaşkanı istediği zamanda Bakanlar Kurulu'nu toplantıya davet edebilir.
HDP'nin çağrısı samimi değil
- HDP, DAĞA TAŞERONLUK YAPTI: (HDP'den yapılan silahları bıraksın çağrısını samimi buluyor musunuz sorusu üzerine) Ben onları samimi bulmuyorum. Onlar biliyorsunuz 7 Haziran öncesinde de vardı. Bunlar da biliyorsunuz, saz vesaire de çalıyorlardı. Güftelerini sazla besteliyorlardı ama netice öyle olmadı. Netice ne oldu? İşte 6-7-8 Ekim'de hali gördünüz. Seçimden sonra 80 milletvekili almışsın, daha iyi olması, objektif olması gerekirken ne oldu? Seçimden sonra çok daha berbat oldu, çok daha kötü oldu. Parlamentoya dönecekleri yerde, bunlar parlamentoya değil tam aksine dağa taşeronluk yapmaya başladılar. Bunları görmemiz lazım. Bu hakikati görmemiz lazım. Bu hakikati göremezsek yapacak birşey kalmıyor. Bunda çok dikkatli olmanız lazım.
Bütün ailemi tedirgin ediyor
- BİR TANE MANYAĞI BULMUŞLAR: (Kızı Sümeyye Erdoğan'la ilgili açıklamalar konusunda) Başta şahsım olmak üzere bütün ailemi tabii ki yaralıyor, tedirgin ediyor, üzüyor. Bu yakıştırmalar çok çok çirkin. Bir tane manyağı bulmuşlar, bu manyak üzerinden Türkiye'deki uzantısı da bakıyorsunuz, o da kalkıp adeta ona bir taşeron oluyor. Bu şekilde böyle bir ahlaki olmayan yola başvuruyorlar. Bizim başvuracağımız tek yol var, hukuk. Yazılı, görsel, sosyal medya olsun hepsinde bu ahlaksızlık ne yazık ki var. Twitter konusundaki hassasiyetimin ne olduğu ortaya çok açık, net çıkıyor. Benim kızımın başına gelenler aynı şekilde bir başkasının da başına geliyor. Bu konuda özellikle yazılı ve görsel medya olarak, sizlerin de sosyal medya içinde çalışmalarınız var, hep birlikte bir dayanışma içerisinde ülkemizde bunu da tam çizgisine oturtmamız lazım. (CHP'nin tutumunu yeterli buldunuz mu sorusu üzerine) Asla.
Kürt kardeşlerim tasfiye etmelidir
- MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİK OLDU MU MESELE BİTMİŞTİR: (Çözüm süreci buzdolabından çıkacak mı sorusu üzerine) Türkiye, refah, mutluluk, huzur noktasında bunu yakaladığı anda çıkabilir. Milli birlik ve kardeşlik oldu mu zaten mesele bitmiştir. 78 milyonun kardeşliğini gördüğüm zaman zaten yapacak bir şey kalmıyor. Ondan sonra hep beraber acaba milli gelirimizi nasıl 15'e 25'e çıkaracağız bunun gayreti içerisinde olacağız. Niye güneydoğuda, doğuda devlet var da özel sektör yok. İşadamı, zavallı gidiyor yatırım yapıyor ama iş makinaları yakılıyor. Termik santral yapılacak, Silopi'de 500-600 milyon dolarlık dev bir termik santral var, geldiler o santralı sabote ettiler. Bu insan bir daha oraya yatırım yapar mı? Meşhur sigorta şirketleri de sigorta etmekten kaçınıyor. Bunlar, ihanet şebekesi değil de nedir? Benim Kürt kardeşimin bu bölücü terör örgütünü sevmesi diye bir şey yok. Ama burada maalesef çok farklı bir ırkçılık, siyasi bir Kürtçülük ve bununla beraber benim temiz Kürt kardeşlerimi bunlar lekeliyor. Bütün mesele, o tertemiz pırıl pırıl Kürt kardeşlerimizin bunları tasfiye etmesidir. Bunu yaptığı anda doğu, güneydoğu aradığı huzuru bulacaktır.