Uzun zamandır buluşmak istediğim isimlerden biriydi Lale Mansur; cüretkarlığını, hümanistliğini, apolitik ve asosyal olmayışını her zaman yakından takip ettim. Bir aktris olarak, cesur ve olağanüstü bir yetenek ama politik düşüncelerindeki keskinliği bazen yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek kadar iddialı. Lale Mansur'la Burgazada'daki yazlığında buluşup Akil İnsanlar heyetinde bulunmasından evliliğine kadar pek çok konuda konuştum...
İlk filminizi Atıf Yılmaz ile çekmişsiniz ve o projeyle 1992 yılında Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu seçildiniz...
Evet, 'Düş Gezginleri' filmiydi.
Yer aldığınız projelerde epey cesurdunuz...
Benim ilk rolüm lezbiyen bir hayat kadınıydı, ardından Şener Şen ile 'Amerikalı' filminde oynadım ama daha sonra fahişe rollerini reddettim. Yoksa Türkiye'nin aranan fahişesi olarak bir kariyer yapabilirdim.
Sanki biraz erotizm sınırlarında dolaşan filmlerdi...
Öyle düşünmüyorum; zamanında diğer arkadaşların yaptığı gibi seks filmleri çevirmedim. İlk filmimde lezbiyen bir hayat kadınını oynadım ama oradaki konu küçük kasaba ahlakını ele alıyordu. Millet sadece filmdeki bir-iki açık sahneyi görüp yorum yapıyorsa, özür dilerim ama abazandır.
SİZ ALDATMADINIZ MI?
Sinema sektörü kadınlar için hep tehlikeliydi çünkü hemen yaftalanabilirsiniz...
Hiç umurumda değil ama evet bir ara bize de kumpas kurmaya çalıştılar. Gazeteciler; Atıf Abi ile beni takip etmiş ama zaman içinde böyle bir şey olmadığı ortaya çıktı. Bir halt olsaydı bugüne kadar çıkardı.
Eşiniz Cem Bey ile sizi bir arada çok göremiyoruz...
Hayatımda olması bana yaptığı en büyük iyilik. Hep bir aradayız, hatta birlikte çok eğleniriz ama paparazzilerin olduğu yerlere gitmek hiç ilgimizi çekmiyor.
Bir aralar formalite bir evlilik yaşadığınızı düşündüm...
Aslında Cem'le her şeyi birlikte yapıyoruz. Cem, Sabancı Üniversitesi'nde Gençlik Orkestrası'nı yönetiyor. Orkestrayla Avrupa turnesine çıkacaklar, ben de onlara eşlik edeceğim.
Eşinizin hakettiği yerde olduğunu düşünüyor musunuz?
Dünyada evet ama Türkiye'de hayır... Klasik müzik camiasında; despot, küfreden, zenginlerin yanında prense dönüşen ve cüzdanları kabarık olmayanlara pislik muamelesi yapan insanlar var. Ama çok iyi beceriyorlar halkla ilişkileri, yutturuyorlar kendilerini. Cem böyle değil, o işini sevgiyle yapıyor. Bu sebeple Gençlik Orkestrası hariç, Türkiye'de başka orkestralarla pek çalışmıyor artık.
Mesut Yar'ın televizyon programında size 'Hiç aldattınız mı?' diye sorulmuş...
O programda ne kadar eğlendiğimi size tarif edemem. Ben bu soruya düşünmeden, anında 'Evet' dedim. Peki, siz ömrünüzde hiç kimseyi aldatmadınız mı? Anne-babanıza 'Ders çalışmaya gidiyorum' deyip kız arkadaşla buluşmalar, okulu kırmalar... Aldatmak, evliyken başka biriyle sevişmek midir?
BARIŞ ÖN PLANDA
İcra ettiğiniz işin doğasında takdir görmek varken, siz hedefte oldunuz...
Kimin umurunda! Çünkü bu ülkede bir barış olabilmesi benim için daha ön planda. Belki yuhalanmadım ama aşırı ulusalcılardan ciddi tepki aldım. Mesela Hülya Koçyiğit zarif bir insan, onun için çok zor oldu. Türkiye'nin sevgilisiyken, nefret objesine dönüştü. Kolay kaldırılabilir bir şey değil, ben 11 yıl hapisle yargılanmış biri olarak alışkınım.
Eğer barış olursa 10 yıl sonra nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
Yaptığımızı, barış için bir beyin fırtınası gibi düşünün. Bizler, bir tuğlanın üzerine iki tane daha tuğla koyacağız, biri bir tekme atacak, ikisi gidecek biri kalacak. O tek tuğla üzerinden tekrar inşaya başlanacak. Son derece gerçekçiydim.
Barış sürecinin işe yaradığını düşünüyor musunuz?
100 kişiden 10 kişinin fikri değişse ya da baştan düşünmeye başlasa, bu 10 kişinin değiştirebileceği kaç kişilik ailesi var?
ESKİ SOLCULAR ADAMI BAYAR BUNLAR SOLCU DEĞİL, ASKERCİYMİŞ
Çalışmadan maaş aldığınız da söylendi...
Evet, Akil İnsanlar içinde yer aldıktan sonra Müjdat Gezen, benim için "Çalışmadan para alıyor" dedi. Onunla hâlâ mahkemeliğiz. Kaldı ki, Müjdat'la birlikte zamanında tutuklandık. Neyse yani, zamanında beraber bir şeyler yaptığım insan, bugün geldi bunları söyledi.
Çalışmadan maaş alıyor muydunuz sahiden?
Evet, alıyorum ama emekli maaşı. Müjdat, ulusalcı oldu, başka bir şey görmüyor. Bu eski solcular adamı bayar. Ben de solcu zannediyordum ama bunlar askerciymiş. n Siz de kendinizi solcu olarak mı tanımlıyorsunuz? Ben, bu gezegende yaşayan en kötü canlı türlerinden birine aitim.
YARGILANDIM
İşinizde bu kadar seçiciyken, kendinizi bir anda politikanın ortasında buldunuz, değil mi?
Çok ortasında buldum diyemem. Mesela 'Çatısız Kadınlar' zamanında, Düşünce Suçuna Karşı Girişim Platformu içeresinde yer aldığım için DGM'de 11 yıl hapisle yargılanıyordum. Aslında bu sivil itaatsizlik yeni değil.