İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk'ün imzasının bulunduğu Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı kararında, yerel seçimlerin ardından Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlık makamının devredilmesiyle ilgili hazırlıklar yapılırken, Başkanlık makamında bulunan kitaplar ve bazı belgelerin ne yapılacağı konusunun eski Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'a sorulduğu, Akaydın'ın da "Kitaplarımı ayırıp evime gönderin. Geri kalanını da çöpe atın" dediği belirtildi. Kararda, özel kalemde görevli personelin makamda bulunan belgeleri yırtmaya başladıkları, o sırada ortamda bulunan bir görevlinin, "Bunları yırtmakla bitiremezsiniz, toplayıp götürüp yakalım" dediği ifade edildi.
DUMAN NEDENİYLE FARK EDİLDİ
Bu kişinin teklifiyle mevcut belgelerin çuvallara konularak belediyeye ait Boğaçayı mevkisindeki tesislere gönderildiğinin vurgulandığı kararda, şunlar kaydedildi: "Çuvallar içinde bölgeye gönderilen belgelerin kontrolsüz şekilde yakılması esnasında çıkan duman nedeniyle basın kuruluşları temsilcilerinin de oraya gelerek çekim yaptıkları, olayın yerel ve ulusal basında yer aldığı, bu nedenle konu hakkında müştekinin savcılığa suç duyurusunda bulunması üzerine savcılık tarafından soruşturma başlatıldığı anlaşılmıştır."
ÖZEL BELGE DEĞİL
Kararda, inceleme sırasında yanmamış 144 belge ve yarı yanmış ya da yırtılmış 385 belgenin tespit edildiği, belgelerin hiçbirinde "Gizli" kaşesi bulunmadığı, buna karşın evrakın "özel belge" niteliğinde de olmadığı vurgulanarak, Akaydın hakkında, makamında bulunan ve devir teslim nedeniyle imha edilmesi gereken evrakı, "yasa ve usule uygun olarak imha ettirmediği" gerekçesiyle soruşturma izni verildiği belirtildi. Akaydın, "Bunlar benim kişisel arşivimde bulunan, belediyenin resmi arşivi ile hiç ilgisi olmayan, evrak değeri olmayan şeyler. Ben 'Yak' emri vermedim. Benim suç evrakım olsa gündüz gözüyle milletin içinde yaktırır mıyım?" dedi.
(Yeni Şafak)