Halime Kökçe
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya'dan İslamabad'a giderken uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Endonezya'da Yunus Emre Enstitüsü'nün kurulması hususunu Endonezyalı yetkililerle paylaştığını ifade eden Erdoğan, Paralel Devlet Yapılanması (PDY) konusunda da bilgilendirme yaptıklarını söyledi. "Bazı konularda çok ciddi tedbirler almışlar" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bundan sonraki sürece yönelik de iletişim halinde olacağız. Bunların da ayrıca takipçisi olacağız. 10 kadar okulları var burada. Bu okulların kapatılması mesela tedbirler diye bahsettiğim. Maarif Vakfı kuruluyor biliyorsunuz. Maarif Vakfı'nın buradaki Eğitim Bakanlığı'yla müşterek adımlar atması. İşadamları ile ilgili bazı faaliyetleri var, bunlara yönelik bazı adımların atılması... Yazılı olarak da kendilerine büyük bir dosya takdim ettik."
Doğu'ya yapılan tayinler
Paralel Yapı ile mücadele kapsamında Doğu'ya tayin edilen emniyet mensuplarının terörle mücadelede zafiyet oluşturduğu yorumlarının da hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bölgede, bahsettiğiniz paralel yapılanmaya ek olarak ulusal güvenliğimizi tehdit eden başka unsurlar da var. Bakıyorsunuz bazı vilayetlerimizde kendilerine göre yargı organı oluşturmaya kalkışanlar var.Tabii bu konuda bizler de ilgili birimlerimize, valilerimize, bakanlarımıza, bu tür şeylere asla izin verilmemesi gerektiğini söylüyoruz. Dediğiniz çerçevede tayinler isabetli mi olmuştur, isabetsiz mi olmuştur; elbette o konunun da hassasiyetle değerlendirilmesi gerekir."
"Aynı hassasiyet TSK'da var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) TSK içindeki Paralel Yapı mensupları hakkında bir çalışma yapılıp yapılmayacağı sorusuna ise "Yüksek Askeri Şura ile ilgili konuları şu anda konuşmam doğru olmaz. Şura önce görüşmelerini bitirsin, ondan sonra ilgili arkadaşlar zaten sonuç bildirgesiyle açıklamayı yaparlar. Ama Paralel Yapı'ya yönelik hassasiyet aynı şekilde, şüphesiz orada (TSK) da var" cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son operasyonları, "Tekrar 90'lara dönmek" biçiminde yorumlayanlara da sert tepki gösterdi. Böyle bir şeyin mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O tür ifadeleri kullananların zihinsel yapısı, aslında 90'ların çok daha gerisinde. Dolayısıyla, önce onların kendilerini gözden geçirmeleri lazım. Belki de 90'lar öncesine bir tür özlem duyuyorlar. Ama Türkiye artık o dönemleri çoktan geride bıraktı. Artık o dönemlere yer yok. Bizim yeni Türkiye'yi gayretle, azimle, kararlılıkla inşa etmeyi başarmamız lazım.
"Devlet seyirci kalmaz"
Biliyorsunuz, 2013'te bize o zaman silahları bırakma sözü vermişlerdi. Ama sözlerini tutmadılar. Sözlerini tutmadıkları gibi, terör saldırılarına tekrar başladılar. Son olaylar, kimin hangi hayaller peşinde olduğunu gösteriyor. Devlet bu saldırılara tabii ki seyirci kalmaz, kalamaz.
Cumhurbaşkanı olarak bizler de seyirci kalamayız. Türkiye'nin yönetiminde tabii ki Beştepe'nin de rolü var. Cumhurbaşkanı olarak, Anayasa'da verilen rol neyse, o rolü her zaman üstlenmek durumundayım. Artık 90'ların Türkiyesi değiliz. Geçen yıl, 10 Ağustos'ta milletin oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı'nın da hükümetin de hangi çerçevede neler yapacağı Anayasa'da bellidir. Anayasa'da belirlenen esaslar çerçevesinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz, gerekeni yapacağız."
Hedefleri operasyonlar...
Erdoğan, terör örgütlerine yönelik yapılan son operasyonların ardından bazı kesimlerin "Türkiye bölgesel bir savaşa çekiliyor" yorumunu da değerlendirdi.
"Türkiye'nin bölgesel bir savaşa çekildiği doğru değil" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu iddiayı ortaya atanlar, şu anda yapılmakta olan operasyonları engellemek istiyorlar.Olaylar karşısında operasyon ihtiyacı duyulduğu andan itibaren, gereken neyse elbette yapılacaktır. "
"Parti kapatmaya karşıyım"
Soru üzerine, HDP'nin kapatılacağı iddialarını da değerlendiren Erdoğan, şunları söyledi: "Ben siyasi partilerin kapatılmasına her zaman karşı oldum. Partilerin kapatılmasını hiçbir zaman savunmadım. Tüzel kişiyi cezalandırmanın hiçbir anlamı olmaz. Bir parti kapatılır, diğeri açılır. Nitekim zaten birçoğu yedeklemeyi bile yapmış durumda. Yedek partileri bile var."
Demirtaş'la ilgili soruşturma
Gazetecilerin, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki 6-8 Ekim olayları ile ilgili soruşturmayı hatırlatmaları üzerine Erdoğan, "Bu konuda benim bir değerlendirme yapmam doğru olmaz" dedi.
DAEŞ-PYD işbirliği
DAEŞ, PKK ve PYD'nin aynı anda Türkiye'ye karşı kullanıldığı yorumlarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, bu örgütler arasında çıkar ilişkisi olduğunu söyledi. Bazı bölgelerin DAEŞ tarafından PYD'ye bırakıldığını belirten Erdoğan, "Yapılması gereken boşaltılan şehirlere Araplar, Türkmenler de dahil olmak üzere oraların asli sakinlerinin de tekrar dönebilmelerini sağlamaktır" ifadesini kullandı.
ABD Başkanı Barack Obama ile 22 Temmuz'da özellikle DAEŞ eksenli bir telefon görüşmesi yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, oluşturulacak koalisyon güçleriyle alakalı çalışmaları değerlendirdiklerini anlattı. Daha sonra Suriye sınırında bir astsubayın şehit olmasının ardından DAEŞ'e karşı operasyon yapıldığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: "O sırada Kandil'deki gelişmeler de farklı bir tehdit unsuruydu. İçeride de bazı tehdit unsurları vardı. Bunlara yönelik olarak da adımlarımızı atmak durumunda kaldık.
"Taviz vermeyiz"
Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bu noktada kararlıyız: Tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak konusunda taviz vermemiz mümkün değildir. Olanlar karşısında daha fazla sabretmek mümkün olamazdı. DAEŞ ve PKK da dahil olmak üzere terör odaklarına karşı düzenlediğimiz operasyonlara ilişkin müttefiklerimiz başta olmak üzere ilgili devletleri de bilgilendirdik."
Çin'de Uygur Türkleri konuşuldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin ziyareti sırasında Uygur Türkleri konusunun gündeme geldiğini belirterek, şöyle konuştu: "Bazı Uygurların, DAEŞ başta olmak üzere terör örgütlerine katılmalarından, Çin'in birlik, beraberlik ve bütünlüğüne kasteden terör faaliyetlerinden tabii ki rahatsızlar. Bazı Uygurların DAEŞ'e katıldıklarını bizler de biliyoruz, bunu da açıkça söylemek durumundayım. Pekin'de Çin İslam Cemiyeti mensuplarıyla da bir görüşmem oldu. Onlar heyet halinde ziyaretimize geldiler. Onları da dinledik. "Bizde 35 bin cami, 40 bin de din görevlisi var' diyorlar. Ben de kendilerine bu noktada, 'Çin şu anda dünyada ikinci sırada ama, bundan 10-15 sene sonra belki de dünyada birinci sıraya yükselecek. Sizler böylesine güçlü bir ülkenin vatandaşı, halkı konumundasınız. Öyleyse sizler de birlik ve beraberlik içinde olmaya, bu halk içerisinde konumunuzu sağlamlaştırmaya önem vermelisiniz' dedim. Tüm bu hususlardaki samimiyetimiz ve görüşmelerimiz, Çinli yetkililerce memnuniyetle karşıladı."
'Şangay İşbirliği'ne alın'
Çin Devlet Başkanı Şi'ye Türkiye'yi Şangay İşbirliği'ne dahil etmelerinden memnun olacaklarını da ifade ettiğini belirten Erdoğan "Bana bu konuyu diğer ülkelerle de görüşeceğini söyledi. Sayın Putin de kendisine bu konuyu söylediğimde benzer bir cevap vermişti bana. Kendisine Hindistan'ı ve Pakistan'ı aldıklarını hatırlatarak, Türkiye'yi de, Azerbaycan'ı da buraya katabileceklerini ifade ettim " dedi.
ABD seyahati olabilir
Yakın dönemde bir ABD seyahati yapıp yapmayacağına ilişkin bir soruya Erdoğan, "Henüz nihai kararımızı vermedik. Eğer Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılırsam eylülde, katılmazsam bu ay içerisinde bir ABD seyahati söz konusu olabilir. Gittiğimizde, Maryland'deki külliyenin açılışını da gerçekleştirelim istiyoruz. Orada muhteşem bir eser ortaya çıktı. Dolayısıyla, hem Washington'u hem New York'u içeren bir ziyaret olacak" yanıtını verdi.
Putin'in tavrı değişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'yle DAEŞ'le mücadelede oluşturulacak koalisyon gücünde Suudi Arabistan ve Katar ile Fransa ve İngiltere'nin yer almasını konuştuklarını söyledi. Rusya Devlet Başkanı Putin'in Suriye konusundaki tavrının ise eskiye oranla çok daha olumlu olduğunu belirten Erdoğan, "O ilk zamanlardaki yaklaşımı yok. Artık sonuna kadar Esad'ın yanındayız noktasında değil. Telefon görüşmemizde de kendisini daha olumlu istikamette gördüm. Esad'dan vazgeçebileceğine doğrusu inanıyorum" ifadesini kullandı.
'Terör yapılanmasına sıcak bakmayız'
ABD'nin PYD ile kurduğu ilişkinin PKK ile mücadeleye ve güvenlik anlayışına nasıl yansıyacağının sorulması üzerine Erdoğan, şunları söyledi: "Bizim özellikle Kuzey Suriye'de herhangi bir terör oluşumuna, terör yapılanmasına sıcak bakmamız mümkün değildir. Bu konudaki kararlılığımız Amerika tarafından da biliniyor. NATO'daki müttefikimiz ve stratejik ortağımız olan ABD de, söz konusu bölgede Türkiye'ye karşı oluşturulabilecek bir tehdide sıcak bakmayacaktır. Müttefiklerimizin böyle bir yanlışın içerisine düşeceklerini sanmıyorum."
Erdoğan, Kobani'ye yönelik DAEŞ saldırıların yoğunlaştığı dönemde bazı ifadelerinin çarpıtıldığını, bunların kimler olduğunun da belli olduğunu söyledi. Kobani'nin düşmesini arzulamalarının söz konusu olmadığını dile getiren Erdoğan, "Kobani'nin düşmesini istemediğimiz için Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) ve Peşmergelerin Kobani'nin imdadına koşmalarına imkan sağladık. Tüm bunları yaptıysak, 'Kobani düşmesin' diye yaptık" diye konuştu.
Irak'ın hava operasyonlarına tepkisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'ın Kandil'e yönelik hava operasyonlarına tepki gösterdiğinin hatırlatılması üzerine şunları kaydetti: "Kandil'i vurmamızı onlar kendileri için doğru bulmadıklarını söylüyorlar. Tabii bu tür bir yaklaşım doğru bir yaklaşım değildir. Zira öncelikle Irak olarak siz, kendi topraklarınızda,Türkiye'ye tehdit oluşturan terör unsurlarının barınmasına izin vermemelisiniz. Onları engellemezseniz, Türkiye kendi tedbirini kendisi alacaktır, gereğini de yapacaktır. Kaldı ki biz Irak yönetimine, teröre karşı mücadelede kendilerine gerekli yardımı vermeye hazır olduğumuzu her zaman söyledik. Öte yandan PYD'nin Suriye ordusuna katılabileceğine, Esed rejiminin de bu yöndeki eğilimlerine ilişkin haberler ilginç. Tabii ki koalisyon güçleri olarak tüm bunları aramızda konuşup değerlendireceğiz, ona göre de yol haritamıza işlerlik kazandıracağız."
Türkiye düşmanı medya...
Erdoğan, dünyanın değişik yerlerinde Türkiye düşmanı olan bazı medya organlarının yayınlarına da dikkati çekti. Bunların Türkiye'ye karşı dezenformasyon yaptığını dile getiren Erdoğan, "Ama tabii ki bunlara bizim eyvallah etmemiz mümkün değil. Elbette gereken neyse yapılacaktır. Planımız neyse bu planımızı uygulamaya devam edeceğiz.Terörle beraber hareket edecek olanlar buyursunlar terörle beraber hareket etsinler. Barışa ve Türkiye'nin huzuruna katkıda bulunmak isteyenler de buyursunlar bizimle birlikte hareket etsinler" dedi.