Koalisyonun ikinci turunda kapısı çalınan ama çok da memnun olmuş bir görüntü vermeyen MHP Lideri Devlet Bahçeli, tutarlı davrandığı için takdir ediliyor.
Ben de takdir ediyorum.
Seçim günü söylediği sözün arkasında duruyor.
Bu tablodan (seçim sonuçları henüz "resmileşmemişti" ama tablo aşağı yukarı belliydi) sağlıklı bir hükümet çıkmayacağını düşündüğü için "erken seçim" demişti. O tavrını sürdürüyor.
Fakat benim takdirim biraz rezervli...
Bahçeli, yeni bir şey üretmediği, yeni bir pozisyonu temellük etmediği, sistemi işletecek yeni bir siyaset dili geliştirmediği, yani durduğu yerde durduğu için tutarlı.
Çok kötü bir koalisyon dönemi geçirmişti. Koalisyonu "çapa" olarak gördüğü ve koalisyon ortağı olarak aynı "kötü deneyimi" tekrardan yaşamak istemediği için tutarlı.
Kendisini dışarıda tutmaya özen gösterdiği ve bunu başardığı için tutarlı.
Hiçbir şey yapmazsanız, hiçbir şey söylemezseniz, hiçbir çaba göstermezseniz, tutarlı olursunuz. Durduğunuz yerde durmanız ve aynı yanlışları sürdürmeniz bile bu durumu değiştirmez.
En fazla, "Bak, adam yanlış olduğunu bile bile tutarlılığını sürdürüyor" derler.
Ki, bu da yargı yerine geçmez. Bilakis, "haklılığınızın" altı çizilir.
Siyasetimizin en tutarlı ismi Devlet Bahçeli, koalisyona hayır derken muhtemelen şöyle düşünmüştür: "Oturduğumuz yerden, sadece çözüm süreci aleyhinde konuşarak oylarımızı üç puan artırdık. Çözüm süreci tantanası devam edeceğine göre, hiç çalışmadan, hiç üretmeden, hiç zahmete girmeden oy oranımızı daha da yukarılara çekebiliriz. Kaldı ki millet bize ana muhalefet görevi verdi."
Bu "tutarlılık", olası bir "tekrar seçim" de MHP'ye yarar sağlar mı?
Sanmıyorum.
Bilakis, bu "kör gözüne parmağım" tutarlılık gösterisinin tezciye nedeni olacağını ve görevden kaçan MHP'nin cezalandırılacağını düşünüyorum.
Kırmızı çizgiler lafı bitsin artık?
Dün, kendimi, "kırmızı çizgiler" derken yakaladım. Bu ifadeyi kullanmamaya söz vermiştim oysa. "Klişeleştiği" için değil sadece, ota bota her yerde kullanıldığı için...
Eskiden "ilkelerimiz var" denirdi...
Şimdi "kırmızı çizgilerimiz var" deniyor.
Joker bir ifade oldu.
Nerede kullanırsan kullan, gidiyor. İngiliz anahtarı gibi, her kapıyı açıyor. Her cümleye oturuyor. Her müşkülü çözüyor.
Düstur, istikamet, ilke, prensip, yol haritası... Bu sözcükleri kullanmadan, sadece "kırmızı çizgiler" diyerek de meramınızı ifade edebilirsiniz
Rezervleriniz mi var?
Detaya dökmeniz gerekmez... "Kırmızı çizgiler" deyin kâfi.
Bir şeyi çok mu istiyorsunuz? Aynı ifadeyi kullanın ve kendinizi karşı tarafın ferasetine bırakın. Anlayacaklardır.
Bir şeye "evet" derken de "hayır" derken de "belki" derken de aynı numaraya başvurabilirsiniz.
Sırıtmayacaktır.
Daha doğrusu, yiyeceklerdir.
Hülasa, hiçbir şey söylemeden, işe yarar bir cümle kurmadan, herhangi bir fikir serdetmeden, sadece "kırmızı çizgiler" lafzını kullanarak da aydın, entelektüel, siyaset gözlemcisi, kanaat önderi olabilirsiniz.
Ben böyle köşe yazarı oldum. (Şaka, şaka!)
Bu yazıda benim kırmızı çizgim, "Herhalde bizim de kırmızı çizgilerimiz var. Hırsızlara, haramilere, Cumhuriyet düşmanlarına geçit yok. Efendim? Koalisyon mu dediniz? Herhalde şaka yapıyorsunuz!" diyen, ama koalisyonun bir parçası olmak için can atan bazı muhterem zevattı. Farkındaysanız, isimlerini bile anladım.