Gülen Örgütü'nün devletteki yapılanmasında uzun yıllar bulunan Hulusi Cemil Altınlı dün başlayan söyleşimizin ilk bölümünde 1998'de öldürülen Cevzet Soysal'la ilgili istihbarat çalışmasına Fethullah Gülen'den gelen talimat üzerine başladıklarını açıklamıştı. Altınlı'nın açıklamalarına göre Gülen, Hizbullah'ın cemaatle ilgili istihbarat topladığını öğrenince Güneydoğu'da görev yapan kendisine bağlı polislere "Hizbullah'ı bitirin" talimatı vermişti. Altınlı'nın, çok önemli açıklamalarda bulunduğu söyleşimizin devamı şöyle:
CEMAT KURGULU KAÇIRMA
Fethullah Gülen'den gelen talimat doğrultusunda Hizbullah Örgütü'nü çökertmek için hangi çalışmaları yaptınız?
Ve Gülen'den gelen talimatı size kim bildirdi? Talimatı bize bildiren İstihbarat Şube Müdürü Cemil Ceylan'dır. Bu, Mehdi'den gelen talimat. Kimse açıkça söylemese de Gülen cemaatte Mehdi olarak algılanırdı. Mehdi'den gelen talimat baş üstünedir. Bunun üzerine Batman'da Cemil Ceylan ve Ahmet Akbal, aralarında benim de olduğum dört kişiye görev verdi. Görev şuydu: Önemli bir Hizbullahçı, cemaatin kurgusu ile kaçırılacak, işin arkasında cemaatin olduğunu bilmeyen ülkücü polisler tarafından sert sorguyla, yani işkenceyle sorgulanacak. Bu sorgudan elde edilen bilgilerle devlet bu kez resmi manada Hizbullah'a operasyon yapacak. Hatta Cemil Müdür, bizi bunun için odasına çağırdığında "Amir- memur ilişkisini şimdilik bir kenara bırakın. Zihin jimnastiği yapalım. Benim şahsi kanaatime göre bu örgüt devletin mevcut kanunlarıyla çözülmez, bitiremeyiz. Önce illegal sorgu yapmamız lazım. Alacağımız kişiyi -hatta inek tabirini kullandı- sütünü kesilinceye kadar sağacağız, sonra legal operasyon için düğmeye basacağız" demişti. Kurgu buydu. Sert sorguda ise (Tabii bunu biz yapmayacağız. Terör Müdürü Ahmet Akbal'ın talimatı ile faili meçhuldeki ülkücü ekip yapacak, orada da doğrudan cemaati topa sokmuyorlar) elektrik verme, tırnak sökme gibi yöntemler kullanılıyor. Sadist ruhlu polisler var bu işi yapan. Biz sadece keşif istihbarat yapıp hedef şahsın evden çıkış saatini vereceğiz ve JİTEM'ci süsü vermek için yeşil parka giymiş bu sorgucu ekip meşhur Beyaz Toros'la gelip adamı kaçıracaklar. Bu zihin jimnastiği sırasında kimi kaldıralım, polis deyimiyle 'paket yapalım' diye düşündük. Önce aklımıza Ahmet Seyidoğlu geldi. Hizbullah'ta çok etkili biri. Lider pozisyonunda örgütte. Kaçırınca götüreceğimiz yer de belli. Emniyet İstihbarat'ın örtülü ödeneğinden tek katlı bir müstakil ev kiralanmıştı. Evde faili meçhul ekibinde yer alan Cemil Köroğlu kalıyordu. Orada tutulacaktı ve Beşiri kırsalı bölgesinde Muammer Komiser'in iyi bildiği kuş uçmaz kervan geçmez, hatta PKK'nın geçiş koridorunda bulunan tenha yerlerde sorgulanacaktı hedef şahıs. Ben Beyaz Ford minibüste, emniyetin obzervasyon aracında Seyidoğlu'nun evden giriş çıkışını takip ettim, üç korumayla geziyordu. Bu nedenle onu almaktan vazgeçtik. Sonra Ahmet Aslangiray adlı bir şahısta karar kıldık. Bu da Hizbullah'ın üst düzey isimlerinden. Bunun da koruması vardı, bundan da vazgeçtik. Ardından Batman'ın Hürriyet Mahallesi'nde yaşayan Sofi Sıddık Öz'de karar kıldık. Ufak tefek biriydi. Takipten sonra bizim ekip birkaç saniye içinde bunu Beyaz Toros'a atıp götürdü. Sonra faili meçhul ekibine teslim ettiler. Sofi Sıddık'ı tek katlı müstakil eve götürüp bağlamışlar. Ama adam gece bağdan kurtulup kaçmış ve Hizbullah'a da "Beni JİTEM kaçırdı, ben ellerinden kurtuldum" diye anlatmış. Bunun üzerine Sofi Sıddık'ı bir örgütçünün evine yerleştirmişler. Sofi Sıddık evde Hizbullahçı'nın kız kardeşine sarkıntılık etmiş. Bunun üzerine adam olayı Hüseyin Velioğlu'na taşımış. "Bu ne biçim cemaatçi, benim namusuma göz dikiyor" diye. JİTEM'den kaçtığını söylediği için zaten mimli olan ve ajan olarak görülen Sofi Sıddık'ı Hizbullah bu olaydan sonra işkenceyle sorguladı ve öldürüp domuz bağıyla gömdü. Hatta sonra cesedi de bulunmuştu. Sofi Sıddık'ı elimizden kaçırdığımız kötü oldu ama sonuçta kasti değildi. Cemil ve Ahmet Müdürler "Yeni birini kaçıralım" dediler. Böylece Cevzet Soysal'da karar kılındı.
'CEMAATÇİLER YALAN SÖYLÜYOR'
Cemil Ceylan ve Ahmet Akbal savcılıktaki ifadelerinde sizin para sıkıntısı çektiğinizi, hatta cincilikle uğraştığınızı söylediler ve tüm itiraflarınızın yalan olduğunu iddia ettiler. Buna ne diyorsunuz?
Bakın, ben her söylediğimin arkasındayım. Bu olayın beni mağdur edeceğini bile bile ben bu işe girdim. Ben cemaatte bulunduğumu da inkâr etmiyorum. Ama devlet çizgisinden ayrılmadım. Hatta bu yüzden cemaat beni hedef seçti, aylarca hapis yatırdı. Beni mesleğimden etti. Dediğim gibi ben her söylediğimin arkasındayım. Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakanlığı döneminde "Paralel Devlet konusunda kim ne biliyorsa savcılıklara açıklasın" dediği için ben bildiklerimin yarattığı vicdan azabının yükünden biraz olsun kurtulma niyetiyle devletin savcısına gittim. Bilmediğim konuda bir şey söylemem. Ama bildiğim konulardan yüzde yüz eminim, vicdanen de müsterihim. Bakın sorduğunuz üzere Cemil Müdür, benim cinciliğe meraklı olduğumu söylemiş. Cincilikle istihbarat faaliyeti yaptığımı ima ediyor hatta. Bunu beni itibarsızlaştırmak için cemaatin üst yönetiminden gelen talimat doğrultusunda yapıyor. Cinci dediği hocayı ben kendisiyle tanıştırdım. Üstelik kendisinin isteğiyle… Cinci falan değildir. Siirt merkezde Beşir Hoca diye biri vardı. Kalp gözü açık, muhterem birisiydi. Ben Cemil Ceylan'la tanıştırdım. Şimdi çıkmış adama cinci diyor. Yalan söylüyor. Cemaatçiler yalan söylüyorlar.
'SAHTE PLAKALI BEYAZ TOROS'LA KAÇIRILDI'
Sizin söylediklerinizi ispatlayacak en önemli delil Cevzet Soysal'ın cesedinin söylediğiniz bölgede bulunması. Cesedin yerini bulmak için soruşturma makamları nasıl bir yol izlemeli sizce?
Faili meçhul ekibinde olan Komiser Muammer Şahin bölgede askerlik yaptığı için Cevzet Soysal'ın gömüldüğü yeri çok iyi biliyor. 2012'de emniyetten ayrılmış. Şimdi bir özel okulda güvenlik danışmanı olarak çalışıyor. Bilal Özdal, İbrahim Turan ve Cem Köroğlu'nun halen polislik yaptığını biliyorum. Bu ekipte konuşma ihtimali en yüksek olan kişinin adını ben Fuzuli (Aydoğdu) Başsavcı'ya verdim. Bizim istihbarat ekibinde ise Aydın Mimir ve Ömer Kesinci vardı. Cemil Müdür'ün altındaki amirimiz dediğim gibi Fatih Karataş'tı. Bunlar konuşmalılar. Öte dünyaya bu vicdan azabı yüküyle gidemezler. Sofi Sıddık'ı ve Cevzet Soysal'ı kaçırdıkları Beyaz Toros'un sahte plakası bile aklımda. 06 MTM 11. Bu sahte plaka Ankara'dan getirilmişti. Bu işlerde genelde İstanbul, Ankara plakası kullanırdık Batman'da. Her ikisini de kaçırırken yeşil parka giydiler ve kar maskeleri taktılar.