Anayasa Mahkemesi'nin işe iadelere ilişkin önemli bir kararı önceki gün Resmi Gazete'de yayımlandı. Karara konu olay şöyle gelişti: Bir yemek şirketi, İzmir'deki faaliyetlerini küçülteceğini, isteyen işçilerin İstanbul'da çalışabileceğini, İstanbul'da çalışmayı kabul etmeyenlerin ise işten çıkarılacağını duyurdu. Şirket, İstanbul'a gitmeyi kabul etmeyen 50 işçiyi topluca işten çıkardı. İşten atılanlardan Bayram Ö. isimli aşçı, iş akdinin haksız yere feshedildiği gerekçesiyle İzmir 10. İş Mahkemesi'nde dava açtı. Yerel mahkeme işçiyi haklı bularak, işe iadesine karar verdi. İşverenin temyiz talebi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 22. Hukuk Dairesi ise işverenin işletmesel bir karar aldığını belirterek yerel mahkemenin kararını ortadan kaldırıp, davanın 'kesin' olarak reddine karar verdi. Bunun üzerine işçi Bayram Ö., Yargıtay'ın kendini yerel mahkemenin yerine koyarak karar verdiğini, üstelik de gerekçe göstermediğini belirterek adil yargılama hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu inceleyen AYM'deki Birinci Bölüm, Yargıtay'da karara bağlanmış olması nedeniyle dosyanın AYM Genel Kurulu tarafından görüşülmesi gerektiğine karar verdi. İddiaları da haklı bulan AYM, yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verdi.
'BAŞKA ŞEHİRDE GÖREV YAZILI BİLDİRİLMELİ'
Davacı, kendisine başka bir yerde çalışması için yazılı bir teklifte bulunulmadığını belirtirken, işveren işyeri panosuna konuyla ilgili duyuru astığını bildirdi. Yargıtay, işverenin herkese açık panoya yaptığı duyuruyu yeterli gördü. Ancak AYM bunu hukuka aykırı bularak, talebin yazılı iletilmesi gerektiğini ve işçi tarafından 6 işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişikliklerin işçiyi bağlamayacağını vurguladı.
İŞE İADE İŞLEMİ AYNI GÖREV DEĞİLSE SAYILMAZ
İşe iade sırasında işçi daha önce hangi görevde çalışıyorsa işverenin yine aynı görevde başlatması gerekir. Bu görev dışında başka bir pozisyonda işe başlatılması işe iade sayılmaz. Noter kanalıyla bu durum tespit ettirilebilir.
"DOSYANIN YEREL MAHKEMEYE GİTMESİ GEREKSİZ"
Davacı başvurusunda, işverenin küçülme nedeniyle ihtiyaç fazlasını gerekçe göstererek iş akdini feshetmesine karşın, kendisi işten atıldıktan sonra işyerine 4 aşçı alındığını, diğer birimlere de 14 yeni işçi alımı yapıldığını, işverenin asıl amacının yüksek ücretlileri çıkarıp düşük ücretlileri işe almak olduğunu iddia etti. AYM kararında, iş ve işe iade davalarında yargılamanın hızla tamamlanması açısından dosyanın yerel mahkemeye gitmesine gerek kalmadan Yargıtay tarafından kesin karara bağlanmasında ise hukuken bir sakınca olmadığı ifade edildi.
TEBLİĞ TARİHİ ÖNEMLİ
Tebliğ tarihi önemli olduğu için iş akdinin feshedildiğine dair yazı tebellüğ edilirken işçi tarafından tebliğ tarihinin doğru bir şekilde yazılması gerekir. Aksi takdirde işveren eğer tebliğ yazısına daha eski bir tarih atmışsa hak kaybının yaşanması söz konusu olabilir.
"EN FAZLA 8 AYLIK TAZMİNAT ÖDENİR"
İşe iade davalarının mahkemelerde 2 ay, Yargıtay'da da bir ay içinde sonuçlandırılması gerekiyor. Ancak, sonuçlanması bir yılı buluyor. İşveren bu süre içerisinde işe başlatmadığı takdirde işçiye en az 4 ay, en fazla 8 ay tazminat ödemek zorunda. İşverenin işe başlatmama durumunda kaç aylık tazminat ödeyeceği mahkeme tarafından belirleniyor. İşçiye ayrıca, işsiz kaldığı döneme ilişkin 4 aya kadar ücreti ödenebiliyor. İşe başlanması durumunda işverenin iş akdi feshedilirken ihbar ve kıdem tazminatından, 4 aylık ücrete karşılık gelen tutar mahsup edilir. İşveren, kalan tutarın ise iade edilmesini isteyebilir. İşveren başlatmayı kabul ettiği halde işçi işe gitmezse tazminatı alamaz.
Habertürk