Ankara-Washington hattında 2 yıldır devam eden Suriye müzakerelerinde dün ilk somut sonuçlar alındı.
Obama'nın DEAŞ ile mücadele Özel Temsilcisi John Allen ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, son 2 günde toplam 10 saat süren kıran kırana müzakerelerin ardından, "Kazan Kazan" prensibine uygun olarak anlaşmaya vardı. Buna göre, Türkiye ABD'nin silahlandırılmasını talep ettiği 2 Predatör'ün İncirlik'i operasyonel amaçlı kullanmasına izin verdi.
Buna karşılık ABD ise İncirlik'i kullanacak bu insansız hava cihazlarının, Türkiye'nin talep ettiği şekilde, DEAŞ ve Esad terörüyle mücadelede kullanılacağını taahhüt etti. Edinilen bilgiye göre, 2 Predatör aynı zamanda, Kırşehir'de eğitilen Eğit-Donat savaşçıları sahaya indiklerinde, DEAŞ ve Esad teröründen kurtardıkları bölgelerin korunması amacıyla da hizmet verecek.
Rus-Çin vetosu böyle aşılacak
Kaynaklar, Predatörlerin, "Havadan güvenlik şemsiyesi" oluşturarak, Türkiye'nin talep ettiği 'Güvenli Bölge'ye de yumuşak geçiş sağlayacağını vurgularken, "Türkiye, güvenli bölgeyi hem sınırlarını terörden kurtarmak hem de yeni mülteci akınlarını önlemek amacıyla istiyordu. Ancak bunun için sürekli Rusya ve Çin tarafından veto edilen BM kararı gerekiyor. Varılan anlaşma ile kurtarılan bölgelerin yeniden DEAŞ ya da Esad Rejimi'nin eline geçmesi önlenecek. Bu bir anlamda Güvenli Bölgeye geçiş sağlayacak 'Güvenlik Şemsiyesi' oluşturacak" açıklamasını yaptı.
Bakan Çavuşoğlu sinyali vermişti
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, anlaşmanın yakın olduğunun sinyalini 2 hafta önce yaptığı bir açıklamada vermişti. Eğit-donat programı kapsamında Kırşehir'de eğitilmesi öngörülen Suriyeli muhaliflere sahada hava desteği sağlanması konusunda ABD ile prensipte anlaşıldığını söyleyen Çavuşoğlu, "Eğit-donat programındaki güçlere hava desteği konusunda ABD ile bir iş birliği var mı?" sorusuna, "Elbette, havadan desteklenmeleri gerekiyor. Bu olmazsa programın amacı ne" yanıtını vermişti. Çavuşoğlu, bu desteğin İncirlik Hava Üssü'nden kalkacak silahlı İnsansız Hava Araçları'nın da dahil olup olmadığı sorusuna ise "Bunlar teknik detaylar. Prensipte anlaşma var. Nasıl olacağı konusu, ordunun sorumluluğundadır" demişti.
Türkmenler dönsün o bayrak insin
TÜRK yetkililer görüşmede ayrıca, Esad rejiminin DEAŞ ve PYD ile olan gizli bağlantısına vurgu yaptı. Rejimin Halep'in kuzeyini DEAŞ'a bıraktığı istihbaratını ABD'li yetkililerle paylaşan Türk tarafı, bu senaryonun gerçekleşmesi halinde mevcut 2 milyon Suriyeli mülteciye ek olarak 4.5 milyonluk yeni göçün yaşanabileceğini belirtti.
'Kanton mesajı' delil oldu
Türk tarafı, Tel Abyad'ın DEAŞ'tan kurtulmasının önemli bir gelişme olduğunu ancak PYD'nin burada bir etnik temizliğe girişmesi durumunda bir Kürt-Arap çatışmasının tetiklenebileceği kaygısını ABD'li yetkililerle paylaştı. Ankara PYD Kandil bağlantısı konusunda da Tel Abyad'ın düşmesinin ardından Kandil'den gelen 'iki kantonun birleşmesini kutlayan' açıklamayı delil olarak gösterdi. PYD ile olan itilafın nedenini, örgütün rejim ile olan gizli ittifakı ile açıklayan Ankara, "PYD Tel Abyad gibi yanlışlar yaparsa hem Türkiye'ye, hem Suriye'ye hem de kendilerine zarar verirler. Ancak rasyonel davranırlarsa bölgede bir aktör olabilir" değerlendirmesini yaptı. Ankara, PYD'den beklentilerini ise "Çatışma sırasında kaçan Tel Abyad halkı geri dönsün. PYD bayrağı insin. Yerel yönetimde etnik hiyerarşi kurulmasın" olarak sıraladı.
Türkiye'nin tek taraflı müdahale ihtimali ise tek şarta bağlandı: Ulusal güvenliğimiz tehdit altına girerse...
Star