MERSİN'in Tarsus İlçesi'nde üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın bindiği minibüs şoförü tarafından hunharca öldürülmesiyle ilgili Tarsus 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması başladı. Tutuklu 3 zanlının hakim karşısına çıktığı duruşmada aileyi Özgecan'ın amcası Yaşasın Aslan temsil ederken, adliye bahçesi yüzlerce avukat ve bazı STK'ların temsilcileri ile doldu.
11 Şubat'ta ortadan kaybolduktan 2 gün sonra dere kenarında yakılmış cesedi bulunan Özgecan Aslan'ın katil zanlıları minibüs şoförü 26 yaşındaki Ahmet Suphi Altındöken, babası 50 yaşındaki Necmittin Altındöken ile arkadaşı 25 yaşındaki Fatih Gökçe sabaha karşı karanlıkta çok sıkı güvenlik önlemleri altında gizlice adliyeye getirildi.
SUPHİ ALTINDÖKEN AĞLARKEN, ARKADAŞI FATİH'İ SUÇLADI
Mersin'in Tarsus ilçesinde minibüsüne binen 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ı hunharca öldüren katil zanlısı Suphi Altındöken yargılanmak için çıktığı ilk duruşmada gözyaşı döktü.
Duruşmada kimlik tespitleri yapıldı, iddianame okundu. Salon 90 kişilik olduğu için yüzlerce avukat duruşmaya giremedi.
Duruşma, iki kadın üye, bir başkan yüzlerce avukat ve kitle örgütü temsilcileri ile Özgecan Aslan'ın amcası Yaşasın Aslan'ın ve sanıklarin katılımıyla başladı.
Mahkemede ifade veren Suphi Altındöken sürekli ağlarken, arkadaşı Fatih Gökçe'yi suçladı.
Sanık Suphi Altındöken savunmasında şunları söyledi: "Maktül bindi, yorgundum, ben Mersin'e gitmeyecektim, 100 TL istedim, patrona yalan söyleyip 30 TL'sini verecektim. O yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde U dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'Bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. Ben sinirli biriyim, herkes bilir.
Kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. Ben de sinirlenip dövmeye başladım. Kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık Fatih'i çağırdım. Geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi. Issız bi yere gittik. Fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık.
"BUNU İLK KEZ SÖYLÜYORUM"
Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım. Hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. Fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Ben paniktim, Fatih soğukkanlıydı. Fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "Kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. Önce çuvala koyup gömecektik, sonra Fatih babamdan mazot istedi. Bıçakları temizledi.
"ÇOLUĞUNU ÇOCUĞUNU YAKARIM DEDİ"
Bana 'kız güzelmiş' dedi, 'sen bir şey mi yaptın' dedim. Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim dedi. Ayrı arabalarla yola çıktık, geminin orda onu bekledim, Fatih aradı üniversitenin oraya çağırdı. Buluştuk, ben onun aracını takip ettim, bi sürü köyden geçtik, bir yerde durduk. Cesedi indirdim, bana benzini getir dedi, ben öyle bir niyetim olmadığı için benzin şişesini kasten düşürdüm, yakmayalım dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih elini omzuma koydu, "Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım' dedi."
Duruşma devam ediyor.
GERGİNLİK YAŞANDI
Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili görülen dava sırasında Tarsus Adliyesi bahçesinde basın açıklaması yapan Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) üyelerine, alanda bulunan bazı kadın gruplarınca tepki gösterildi.
KADEM Başkanı Sare Aydın Yılmaz, adliye bahçesinde Özgecan Aslan'ın öldürülmesini kınayan açıklamasında, kadın cinayetlerine son vermek için Tarsus'a geldiklerini söyledi. Artık görevin yargıda olduğunu belirten Yılmaz, şöyle devam etti: "Gerek Özgecan'ın ailesinin ve gerekse toplumsal adalet duygusunun tesisi için faillerin hukukun sınırları içinde en kısa sürede hak ettikleri biçimde cezalandırılmalarını beklemekteyiz. Bu vesileyle şiddet mağduru olarak hayatını kaybeden kadınlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden istisnasız tüm sivil toplum kuruluşlarımıza kişisel çaba gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz."
Yılmaz basın açıklamasını sürdürürken alanda bulunan diğer bazı kadınlar, sloganlar atarak açıklamaya müdahale etti. Grupların, KADEM üyelerine doğru yönelmesi üzerine polis ekipleri araya girerek gerginliği önlemeye çalıştı. Polis, iki grubu sakinleştirmeye çalışırken gruptan bazı kadınlar tepkisini arttırdı.
Bu sırada KADEM Başkanı Yılmaz, AA muhabirine, kadına yönelik şiddetle mücadele eden bir dernek olarak toplam 20 kişi davayı takip etmek için Tarsus'a geldiklerini ve demokratik haklarının diğer bazı kadınlar tarafından engellendiğini söyledi.
Olayı kınadıklarını belirten Yılmaz, şöyle devam etti: "Bizim alandan dışarıya çıkmamızı istediler. Ben şimdi bu meydana gelen tüm kadın derneklerine soruyorum; 'Bu mudur sizin kadına yönelik şiddetle mücadele anlayışınız? Bu mudur sizin demokratik hakları kullanmaya karşı göstereceğiniz demokratik tavır? Bu mudur sizin kadına yönelik, Özgecan'ın masum davasını takip edeceğiz diye İzmir'den Ankara'dan otobüslerle buraya gelip hemcinslerinizi dışarı çıkarmak istemek? Bu mudur adalet? Bu mudur demokratik tavır? Neden bahsediyor bu kadın dernekleri, neresi demokratik tavırdır? Benim savunduğum fikri, derneğimin amacını beğenmiyor olabilirsin, ben seninkini beğenmiyor olabilirim ama ben sana 'buradan dışarı çık' deme haddini kendimde görmem. Çünkü ben demokrasiye inanmış bir insanım. Demokrasiye inanan bir derneğin başkanıyım. Demokrasi diye üzerimize gelirken demokratik hakların ne olduğunu bilmeyen birden fazla kadın derneği var burada. Kadına yönelik şiddetle mücadele eğer tüm kadın dernekleriyle ortak yapılacaksa bu tavrı kınıyorum. Bu tavrı kendilerine iade ediyorum."
Kendisinin bir kadın olarak onlara 'git' demeyeceğini belirten Yılmaz, "Sonuna kadar hakkınızı savunun, sonuna kadar da üzerimize gelebilirsiniz. 20 tane KADEM'in üyesi burada Türkiye'nin geri kalan sivil toplumu burada, biz azınlık da olsak ne hakkımızdan ne de Özgecan'ın masum davasından vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Özgecan'ın ailesiyle dünden bu yana irtibatta olduklarını da belirten Yılmaz, aileyle görüşeceklerini ve ailenin bir tek kendilerini kabul ettiğini söyledi.
Yılmaz, eğer Türkiye'de kadın hakları savunulacaksa önce insanların birbirine tahammül etmeyi öğrenmesi gerektiğini vurgulayarak "Bu ülkede tahammül etmeyi öğrenmedikten sonra bir arada kavga gürültüyle yaşamak zorunda kalırız. Bu KADEM'in asla tevessül edeceği bir araç değildir" diye konuştu.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBETTLERİ İSTENİYOR
Ahmet Suphi Altındöken'in 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma'; Necmittin Altındöken ile Fatih Gökçe'nin ise 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandıkları davanın ilk duruşması Başkanlığını Ercan Kumhak'ın yaptığı, Nesibe Çınar ve Fatma Serpil Aydın'ın hakim üye olduğu Tarsus 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 09.20'de başladı.
1000 POLİS GÖREV YAPIYOR
Türkiye'de infial yaratan Özgecan cinayetiyle ilgili hukukçular ve sivil toplum örgütlerinin davayı yakından takip edeceklerini haftalar öncesinden açıklaması nedeniyle Tarsus'a Mersin'den takviye polis gönderildi. Yaklaşık 1000 polis, adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Önlemler çerçevesinde polis, Tarsus Adliyesi'nin dışında iki ayrı arama noktası oluşturarak adliyeye gelenler üst aramasından sonra bahçeye alındı. Alınan tedbirler kapsamında adliye çevresinde ambulans, itfaiye ve TOMA'lar hazır bekletildi. Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı'nın aldığı kararla da adliyede Özgecan Aslan dışında başka hiçbir davanın duruşması yapılmadığı için başka kişiler de binaya giremedi.
ZANLILAR ADLİYEDE
Zanlıların duruşma günü mahkemeye getirilmeden bulundukları cezaevlerine yapılacak SEGBİS bağlantısı ile ifadelerinin alınması planlanan ancak avukatların itirazı üzerine duruşma salonunda hazır bulundurulan Ahmet Suphi Altındöken, Necmittin Altındöken ile Fatih Gökçe de tutuklu oldukları Adana, Gaziantep ve Osmaniye'deki cezaevlerinden adliyeye getirildi. Zanlıların güvenlik gerekçesiyle saat 05.00 sıralarında cezaevi ring araçlarıyla adliyeye getirildikleri belirtildi.
TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN GELDİLER
Davaya müdahil olmak için Mersin Barosu'na başvuran yüzlerce avukat ile davayı takip etmek isteyen sivil toplum örgütleri de duruşma öncesinden adliyeye geldi. Türkiye'nin hemen hemen her ilinden gelen avukat ve vatandaşlar, adliye bahçesinde yoğunluk oluştururken, Büyükşehir ile Tarsus Belediyesi de bahçede stant kurup çay ve simit ikramında bulundu. Ayrıca, insanların sıcaktan etkilenmemesi için bahçenin bazı noktalarına büyük şemsiyeler yerleştirdi.
İNDİRİM UYGULANMASIN
Adliye bahçesinde toplanan çeşitli sivil toplum örgütlerinden yaklaşık 1000 kişi Özgecan Aslan'ın öldürülmesini protesto etti. Örgütlerin temsilcileri burada yaptıkları açıklamada Özgecan'ın katil zanlılarına iyi hal indirimi yapılmaması ve en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini belirtirken, kadın cinayetlerini kınadı.