HER SEÇİM KURTULUŞ SAVAŞI:
Bu memlekette her seçim yeni bir Kurtuluş Savaşı. Milletimiz, Demokrat Parti'nin iktidara geldiği seçimleri "Kurtuluş günü" olarak ilan etmişti. Arkasından malum 27 Mayıs darbesi geldi. Ardından 1970'lerin kara günlerine şahit olduk. Rahmetli Özal ile bir parça nefes alan bu millet, 1990'lanrda yeniden kaosa, krize, teröre boğuldu. Millet, koalisyon dönemini 2002'de AK Parti ile sona erdirdi. Hükümeti DSP, MHP, ANAP'tan aldık. Yine bir Kurtuluş Savaşı'nın içindeyiz. Görüyorsunuz, biz yeni Türkiye'nin inşası için canla başla çalışırken karşımızda bir eski Türkiye koalisyonu var. Musluklardan kan akıtan, eli kanlı bir partiyle milliyetçi olduğu iddiasındaki parti kol kola girdi. Pensilvanya, Kandil, Gezi, Ermeni diasporası, eşcinsel dernekleri birleşmiş, önlerine ana muhalefeti ve milliyetçi olduğu iddiasındaki partiyi de katmış, eski Türkiye koalisyonuna devam ediyorlar. Bunların her işi gibi ideolojileri de yalan.
KASETLE GELDİ:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu her fırsatta "altın klozet"ten bahsediyor. "Gel gez bak" dedim. Gidemez, çünkü akşam bir yalan, sabah bir yalan. Bakınız Baykal'ı da böyle aldatmadı mı? Gazeteciler, "Aday mısınız" diye sordu, "Hayır değilim" dedi. Adam CD'den veyahut kasetten gelmiş bir genel başkan. O kaset olmasa genel başkan olması mümkün değildi.
ÇİÇEKLERLE KARŞILARLAR:
Pazar günü eski Türkiye koalisyonu bittiği gün olacak. Siyaset dürüstlükle, ilkelerle, omurgalı duruşla olur. Bunların siyaseti kendi milletine düşmanlık üzerine kurulu. Milletin aleyhine ne varsa onun yanında yer alıyorlar. Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi; düşman ülkeye girse ve dese ki, 'Ben, Tayyip Erdoğan'ı düşürmek için geldim.' İnan bana onları, ellerinde çiçeklerle karşılarlar. O derece muvazeneyi kaybetmiş durumdalar.
Batman'da "Barajı aştık, aştık. Aşamadık meskenimiz dağlardır" pankartı açtılar. Çünkü bunlar dağdan yönetiliyorlar. Bunlar, silahı bırakmadılar. İşte bakın 6-7-8 Ekim tarihlerinde, bu eş başkanlardan bir tanesi, sokağa davet etmedi mi? 50 kişi öldü. Ölenler Kürt, öldürenler Kürt.
HAYDİ SANDIĞA:
Yeni Türkiye'yi inşa ederken, bana Menderes'in, Mursi'nin akıbeti hatırlatılıyor. Dün mandayı, himayeyi savunanlarla bugün o manşetlerden medet umanlar arasında bir fark var mı? Biz Türkiye'yi büyütmenin, güçlendirmenin çabası içerisindeyiz. Biz "İstikrar ve güven" diyoruz, onlar "Kaos" diyor. Biz "Yeni anayasa" diyoruz, onlar darbe anayasasına sarılıyor. Biz "Daha güçlü, daha büyük Türkiye için başkanlık sistemi" diyoruz bunlar koalisyon sistemini baş tacı ediyor. Manda heveslilerini, tek parti özlemiyle yanıp tutuşanları, milleti bölmenin, ülkeyi parçalamanın hesabını yapan üst aklı mağlup etmek için haydi sandığa.
YENİ TÜRKİYE İÇİN BİRER TUĞLA:
Herkes sandığa gitsin, tercihini kimden yana kullanacaksa kullansın. Ama bu oranlar yüzde 100'e doğru yürüsün. Türkiye'nin yeni bir anayasaya, onunla birlikte başkanlık sistemine ihtiyacı var. 7 Haziran'da vereceğiniz her oy, yeni Türkiye'nin inşası için bir tuğla vazifesi görecek.
HESABINI VERECEKLER:
Milliyetçilik, Türkmen kardeşlerimize giden yardımların önünü bölücü örgütle, paralel örgütle bir olup kesmeye çalışmak değildir. Pensilvanya'ya şirin gözükmek için, bölücü örgütün güdümündeki partiye destek vermek için Türkmenlere yapılan ihanete ortak olan herkes, bunun hesabını pazar günü verecektir.
KANDİL KOMUTA MERKEZİ:
Bakıyoruz, daha seçimler yapılmadan seçim süresi için, seçim sonrası için bahane üretmeye başladılar. Kendi durumlarından o kadar ümitsizler ki hep birlikte bölücü örgütün güdümündeki parti için çalışıyorlar. Oyunu görüyor musun? CHP destekliyor, MHP destekliyor, Pensilvanya destekliyor, Ermeni lobisi destekliyor. Kandil zaten komuta merkezi durumunda, emirler oradan geliyor. Tüm bunlar kimi destekliyor? 6, 7, 8 Ekim olaylarında milleti sokağa döküp, 50 kişinin ölümüne yol açan partiyi destekliyor.
MİLLETİ TEHDİT EDİYORLAR:
O kadar ileri gittiler ki tek parti döneminin Türkçe ezanına özenip Kürtçe ezan fitnesi çıkartan yine bunlar. 'Meclise girmezsek şöyle olur, böyle olur' diye, bir yanda eş başkanlar, bir yanda Kandil, bir yanda bunların destekçisi olan yerli, yabancı medya gece gündüz milleti tehdit ediyorlar. Siz bu milleti ne sanıyorsunuz? Çanakkale'yi, Kut'ül Amare'yi, Kurtuluş Savaşı'nı ne çabuk unuttunuz? 1950 demokrasi zaferini ne çabuk unuttunuz? Milletimiz 12 yıldır seçimiyle, referandumuyla 9 defa size bu tehditlerin işe yaramayacağını göstermedi mi?
'BU NASIL DİKTATÖRLÜK?'
"Tayyip Erdoğan, diktatör.' 'Doksan tane partinin olduğu bir ülkede Tayyip Erdoğan, diktatör'. Şu anda 20 parti seçime giriyor. Diktatörün olduğu ülkede bunlar olabilir mi? Bunlar meşhur komünist rejimlerin kalıntıları. Bunlar Boraltan Köprüsü üzerinde Azeri kardeşlerimizi -o zaman ki CHP rejimi- Stalin rejimine teslim ediyor. Stalin'in askerleri Azeri kardeşlerimizi şehit ediyor. Bahçeli, şimdi bunlar için Meclis'e girme çalışması yapıyor. Çözüm sürecini yürütürken bize demediklerini bırakmayanlar şimdi gidip anaları ağlatanların bizzat kendileriyle al takke, ver külah, birlikte yol yürüyor. Pensilvanya'daki ihanet şebekesiyle Kandil'deki kan tüccarı da yoldaş oldu. Paralel Yapı Suriye'deki Türkmenlere gönderdiğimiz yardım üzerinden bizi dünyaya şikayet ederken en büyük desteği bunlardan alıyor. Sen (Cumhuriyet gazetesi) basın ahlakından öyle uzaksın ki. MİT operasyonunu Paralel'le iş tutarak dünyaya faş ediyorsun. Bu casusluktur, bu ajanlıktır. Dünyadaki ağababalarından destek alıp bizi, hükümeti veya MİT'i bir yerlere şikayet etme gayretindeler."
KOCAMAN BİR KUCAK VERDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ziyaret ettiği Manisa Valiliği'nin çıkışında kendisini görmeye gelen Down Sendromlu bir çocuk ile kucaklaştı.
HEYBESİNDE SAMAN BİLE YOK
Ana muhalefetin başındaki zatın yalanlarını, yanlışlarını, iftiralarını düzeltmekten adeta 'yoruldum'. Bu seçimlerde de çıktı bir takım vaatlerle emekliyi, çalışanı, öğrenciyi kandırmaya çalışıyor. Bunların heybesinde, millete hizmet namına hiçbir şey yok. Saman bile yok. Sadece çalım var, yalan var, hakaret var, tehdit var, bahane var.
ŞENLİĞİ HER YIL YAPACAĞIZ
Milliyetçisi de Ulusalcısı da Fetih Şenliği'nden rahatsız oldu. Doğan Medya Grubu da çok rahatsız olmuş, köşe yazarları yazıyor. Ordunun mehterinin orada ne işi var? Türk Yıldızları ne için gösteri yapıyor? Yahu bu partinin fetih şenliği değil ki. Bu Cumhurbaşkanının himayesinde İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlemiş olduğu bir fetih şenliği. Biz, her yıl bu fetih şenliğini yapacağız. Üstelik bir haftaya yayacağız.