Aydın Doğan'ın Mesut Yılmaz'la birlikte çekilen görüntülerini 'pijama' konusu üzerinden değil de, manidar tarih üzerinden değerlendiren Nuh Albayrak, o gün yaşananları Star gazetesindeki köşesine taşıdı.
İşte nuh Albayrak'ın yazısı;
Bugün aslında başka bir konuyu yazacaktım ama, Ahmet Hakan'ı okuyunca fikrimi değiştirdim.
Çünkü Ahmet Hakan'ın ilk defa stilini bozarak bütün köşesini ayırdığı 'pijama meselesi'ndeki bildiklerimi paylaşmazsam tarih önünde mesul olurum diye düşündüm..
Bir kere sayın Aydın Doğan çok haklı; pijama işi tamamen iftiradır.
Ama mesele "Pijama değil, kot pantolondu"dan ibaret de değildir.
OLAYIN ÖZETİ
Aslında ne oldu?
Tarih 29 Haziran 1997 Pazar...
Bu tarih size bir şey hatırlattı mı bilmiyorum ama, ben biraz yardımcı olayım.
Biliyorsunuz 28 Şubat döneminde medya ve askerin yoğun baskısı sonucu Necmettin Erbakan, başbakanlığı ortağı Çiller'e devretmek için 18 Haziran'da istifa etti.
Ama hemen ertesi gün "Refahsız arayış" manşetiyle çıkan Hürriyet, yeni rotayı çizmişti bile.
Nitekim sayın Aydın Doğan, yabancı bir muhabire, "1997 yılında istifaya zorlanan hükümete karşı benim medya organlarım savaş verdi" diye açıklama yapmıştı.
Ve hükümeti kurma görevini Tansu Çiller'e vermesi beklenen Cumhurbaşkanı Demirel, ters köşe yapıp Mesut Yılmaz'ı tercih etti.
Ve tam da o günlerde Hürriyet'in önünde bir ses bombası patlamıştı. Hükümeti kurma çalışmalarını yürüten sayın Yılmaz da 29 Haziran 1997 Pazar günü Doğan Grubu Onursal Başkanı Aydın Doğan'ı ziyaret için Çamlıca'daki evine gitmişti.
Bu ziyareti öğrenen bir televizyon kanalının haber müdürü, Çamlıca'ya muhabir ve kameraman gönderdi. Villanın önündeki bir başka muhabir ise Akşam Gazetesi'ndendi.
Gazeteciye polis engeli...
Bu arkadaşları evin önünden uzaklaştırmak isteyen korumalar sonuç alamayınca polis devreye girdi ama, onlar da muvaffak olamadı.
Sayın Yılmaz'ın eve kaçta girdiğini tam olarak bilmiyoruz. Ama ziyareti öğrenen muhabirler, saat 13.30'da Çamlıca'ya varıyor ve tam 18.30 civarına kadar bekliyor.
Ve nihayet Mesut Yılmaz ve Aydın Doğan kapıda görünüyor.
Habercileri karşısında bulan Aydın Bey'in ilk işi hangi kuruma ait olduklarını sormak oluyor.
Zaten "geçmiş olsun ziyaretiydi" dışında da herhangi bir açıklama yapılmıyor.
Televizyon kanalı, görüntüleri 19.00 Ana Haber Bülteni'nin ancak sonuna yetiştirebiliyor ve herhangi bir kıyafet yorumu yapmaksızın, "Yılmaz'dan geçmiş olsun ziyareti" şeklinde yayınlıyor.
"Pijama ile karşılama" muhabbetini ise Nazlı Ilıcak ve Star TV başlatıyor.
Aydın Doğan'ın anlaşılmaz tepkisi...
Doğan Medyası'nda yayınlanacak haberler önce kendisinin onayından mı geçiyor bilmiyorum ama, Aydın Bey, görüntüyü yayınlayan kanalların patronlarına, "Peşime adam mı takıyorsunuz? Uygun olmayan kıyafetlerimle görüntülerimi niye yayınlıyorsunuz?" şeklinde tepki gösteriyor.
Oysa takip edilen Aydın Bey değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanıdır...
Ayrıca, kıyafeti konusunda habercilere intikal eden herhangi bir çekincesi de söz konusu değildir.
Kaldı ki, Ahmet Hakan'ın yayınladığı fotoğrafta da görüldüğü gibi, 'eli cebinde' uğurlamada kıyafet ile ilgili haksız bir değerlendirmenin ne önemi olabilir ki?..
Bu sorular cevap arıyor?
Bu durumda, bu yoğun tepkinin bir başka sebebi olsa gerek...
Bu ziyaret neden özellikle aslında sayın Yılmaz'ın en yoğun olduğu o gün? Elbette bizi ilgilendirmez ama, bu nasıl bir 'geçmiş olsun' ziyareti ki sayın Yılmaz'ın kabineyi kurmakla meşgul olduğu (!) bir günde 6 saatten fazla sürüyor?
Sayın Yılmaz'ın kurduğu 55. Hükümet, bu ziyaretin ertesi günü, yani 30 Haziran Pazartesi günü açıklanıyor ve normal olarak diğer gazetelerde 1 Temmuz Salı günü yayınlanıyor. Oysa Hürriyet ve o dönemde Doğan Grubu'na dahil olan Milliyet, kabineyi, Başbakan Yılmaz'ın açıkladığı gün yayınlıyor.
En önemlisi de sevgili Ahmet Hakan, hiçbir önemi kalmamış ve külliyen iftiradan ibaret bu pijama tartışmasını, hem de bu kadar yüksek dozda neden tekrar gündeme getiriyor? (Bu soruyu kendisine sormak ve yazımdaki hususları ana hatlarıyla paylaşmak için Ahmet Hakan ile görüşmeye çalıştım ama, başarılı olamadım.)