TRT muhabirinin "Erkek olsaydınız bu kadar eleştirilir miydiniz" sorusu üzerine tartışma yaşandı.
ABD'de 2016 başkanlık seçimlerine aday olmaya hazırlanan Hillary Clinton'ın Dışişleri Bakanlığı döneminde şahsi e-posta adresini kullandığının ortaya çıkmasıyla başlayan tartışmada, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun (TRT) Birleşmiş Milletler muhabiri Kahraman Halisçelik kendini bir anda olayın aktörleri arasında buldu.
Clinton salı günü BM'de düzenlediği basın toplantısında kişisel e-posta hesabını Dışişleri Bakanlığı'nın izniyle kullandığını, kişisel mesajları temizledikten sonra işle ilgili tüm mesajları bakanlığa teslim ettiğini söyledi. Clinton'ın sildiği mesajlar arasında kızının düğün planları, annesinin cenazesi ve kendisinin yoga pozları gibi detaylar olduğunu söylemesi ise "kadın aday" olduğunu hatırlatma çabası olarak yorumlandı.
Basın toplantısında Clinton'a gelen ilk sorunun "Erkek olsaydınız e-postalarınızla ilgili bu kadar olay yaratılır mıydı" olması da bunun kanıtı olarak gösterildi. Clinton TRT muhabiri Kahraman Halisçelik'in sorusuna gülümseyerek, "Bunu yanıtlamayı başkalarına bırakacağım" yanıtını verirken sosyal medyada siyasetçinin TRT'yi özellikle seçtiği iddiaları dolaşmaya başladı.
'TRT ÖZELLİKLE SEÇİLDİ
Wall Street Journal muhabiri Byron Tau, Twitter'da Clinton'ın muhabir seçmeyi sözcüsü Nick Merrill'e bıraktığını, onun da TRT'ye söz verdiğini hatırlatarak "Yani (kanal) özellikle seçildi" yorumunu yaptı. Muhafazakar Fox televizyonu yorumcusu Todd Starnes da "Hillary yalnızca kadın muhabirlerden ya da Türk kökenli erkek muhabirlerden soru alıyor" dedi. New York Times'ın Washington muhabirlerinden Josh Barro ise "Lol (yüksek sesle kahkaha)! Hillary'nin sözcüsü tüm bunların cinsiyetçilik olup olmadığını soran Türk muhabire söz verdi" diye yazdı.
TWİTTER'I DA SALLADI
Yüzlerce kişi konu hakkında yorum yaparken "#TurkishTV" (Türk televizyonu) etiketi bir anda Twitter'da en çok konuşulan konular arasına girdi. Birkaç saat içinde CNN'den Washington Post'a kadar birçok yayın organının internet sitesinde Clinton'un basın toplantısını bir Türk muhabirin açmasından bahsediliyordu.
PROTOKOL GEREĞİ
Ancak bu makaleler yayımlandığında işin aslı da ortaya çıkmıştı. Birleşmiş Milletler'de protokol gereği basın toplantılarında ilk soruyu daima BM Muhabirleri Derneği'nin (UNCA) başkanı soruyor. UNCA Başkanı İtalyan gazeteci Giampaolo Pioli, salı günü yurtdışında olduğu için Clinton'ın basın toplantısında ilk soru hakkı UNCA Başkan Yardımcısı Kahraman Halisçelik'e verildi. Amerikan basınına konuşan Pioli bu uygulamanın protokol gereği olduğunu doğruladı.
Ancak bu kez de Clinton ile ilgili 'cinsiyetçilik' tartışması başladı. Muhafazakar basın, Clinton'a yönelik her eleştirinin, ilgisi olmasa bile 'cinsiyetçi' olarak nitelendirildiğini belirtirken "Kimse cinsiyetçi olmakla suçlanmadan Clinton'ı eleştiremeyecek mi" sorusunu yöneltti. Clinton'ın, dışişleri bakanı olarak görev yaptığı dönemde bakanlığın resmi e-posta adresi yerine kişisel hesabını kullandığı ortaya çıkmıştı. Clinton, salı günü "Kolaylık olması ve iki ayrı adres için iki telefon taşımak istemediğimden tüm yazışmalarımı özel e-posta adresimden yaptım" dedi. Clinton ayrıca 60 bin kadar e-postanın yarısının özel hayatıyla ilgili olduğunu, bu nedenle silindiğini açıkladı. Amerikan basınında silinen mesajların içeriği ve Clinton'un bunları hangi yetkiyle sildiğine dair tartışma sürüyor.