Referandumla Rusya'ya dâhil olan Kırım'ın Cumhurbaşkanı Oleg Belaventsev Kırım Tatarları'na verilen hakların, Tatarların hamisi konumundaki Türkiye ile ilişkilere pozitif etki yapacağını söyledi. Belaventsev, "Kırım Tatarları'nın sorunlarının çözülmesi için çok şey yapılıyor" dedi
Türkiye-Rusya ilişkileri 20. yüzyıl boyunca ya çatışmalı ya da mesafeli bir seyir izledi. 20. yüzyılın ilk yarısında 1. Dünya Savaşı, ikinci yarısından itibaren de soğuk savaş, iki ülke ilişkilerini belirleyen ana faktörler oldu. Soğuk savaşın ardından 2000'lerde iki ülke, kendi ekonomik, jeopolitik ve stratejik ajandalarını hayata geçirmeye başladı. 2010'larda Türkiye-Rusya ilişkileri tarihinin en uyumlu dönemlerini yaşamaya başladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak Aralık 2014'te Türkiye'ye yaptığı ziyaret bunun bir uzantısıydı. Ne var ki ilişkiler sorunsuz değil. Özellikle Suriye konusundaki derin anlaşmazlık ve Kırım'ın 1 yıl önce referandumla Rusya'ya dâhil olmasının ardından, bölgeyle ekonomik ilişkilerde aksama olması iki temel sorunlu alanı oluşturuyor. Suriye anlaşmazlığı iki ülkenin politik ve istihbari temaslarıyla çözümlenebilir. Kırım ise Suriye'ye göre çözümü daha kolay görünen bir mesele. Kırım Cumhurbaşkanı, Rusya Federasyonu'nun Kırım'daki Yetkili Temsilcisi Oleg Belaventsev Sabah'tan Ferhat Ünlü'ye değerlendirmelerde bulundu. Belaventsev, Kırım Tatarları'na son bir yıl içinde verilen hakların, Tatarların hamisi konumundaki Türkiye ile ilişkilere pozitif etki yapacağını düşünüyor. Belaventsev, "Kırım Tatar politikamız Türkiye ile uyumlu" diyor.
- Türkiye, NATO üyesi de olduğu için Kırım'ı Rusya'nın toprağı olarak kabul etmiyor. Bu durum Kırım'ın Türkiye ile olan ekonomik ilişkilerini nasıl etkiliyor?
- Türkiye'nin, Kırım'ı, Rusya'nın Federal Bölgesi olarak kabul etmesini arzuluyoruz. Mevcut durum Türklerle genetik yakınlığı olan Kırım Tatarları'na yardım edilmesini de zorlaştırıyor. Türkiye, Kırım Tatarları'nın adaptasyonunda 'köprü' görevini görebilir. Kırımlılar ilişkilerin geliştirilmesine hazır. Zaten Rusya'nın Kırım Tatar politikaları Türkiye ile uyumlu. Öte yandan Batı devletlerinin, ülkemize karşı uyguladığı yaptırımlar Türkiye için ikili ticaretin gelişmesine fırsat veriyor. Ambargo bizim ilişkilerin dinamiklerini olumlu etkileyecek. Eminim Türk hükümeti, Kırım konusunda Batı'dan farklı düşünüyor. Er ya da geç ilişkilerimizin normalleşeceğini sanıyorum.
'KIRIM TATAR DİLİ RESMİ DİL'
- Rusya'nın, Sovyetler Birliği döneminde, hatta yakın zamana kadar kendi içindeki azınlık halklarına otoriter yaklaştığı yönünde eleştiriler var. Aynı yaklaşım, Kırım Tatarları için de söz konusu mu? Çünkü bu da Türkiye-Rusya ilişkilerini olumsuz etkileyecek bir durum.
- Hem Kırım Cumhuriyeti Parlamentosu ve Hükümeti tarafından hem de Rusya Cumhurbaşkanı ve Hükümeti tarafından Kırım Tatarları'nın sorunlarının çözümü için çok şey yapılıyor. Nisan 2014'te Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Kırım Tatar yasal rehabilitasyonu yapıldı. "Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol Şehri'nin 2020'ye kadar sosyal ve ekonomik gelişmesi" adlı federal hedef programı onaylandı. Bu program Kırım Tatarları'nın ulusal, kültürel ve manevi canlanmasına yönelik önlemleri içeriyor. Eskiden sürgün olan Kırım halkının, haklarının düzenlemesi için 2020 yılına kadar 10 milyar ruble harcanacak. Bu da federal yasayla sabittir. Cumhuriyet ve şehir düzeyinde ise ana amaç Kırım Tatarları'nın özgürlükler ve meşru çıkarlarının korunması, hoşgörülü bir yaşam ortamının tesis edilmesi. 2014'te yeni onaylanmış Kırım Cumhuriyeti Anayasası'nda Kırım Tatar diline, Rus ve Ukrayna dilleriyle aynı haklar verildi. Üçü de Kırım'da resmi diller. Ayrıca Kurban ve Ramazan bayramları resmi tatil ilan edildi.
'İÇ SAVAŞ OLMAYACAK'
- Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu'nun öncülüğünü yaptığı Diyaspora Tatarları, düzenlemeleri yeterli bulmuyor olacak ki, Rusya'yı sürekli eleştiriyor. Bu konudaki görüşünüz ne?
- Emin biçimde şunu söyleyebiliriz ki, bugün Kırım'da Kırım Tatar problemi veya Kırım Tatarları'nın hak ihlali yoktur. "Kırım Tatarları'nın durumu tatmin edici değildir" gibi konuşmalar provokasyondur. Kırım dışında bulunan ve şimdilik Ukrayna politikacıları olan, yani Ukrayna'da devlet görevlisi olan, meclisin önceki (eski) liderleri böyle konuşmalar yapıyor. Bu kişiler, Kırım'da etnik çatışmaya sebep olmak için Kırım Tatarları'nın sorunlarını politik oyuna çeviriyor. Ama Kırım'da iç savaş yoktur ve olmayacaktır. Ukrayna döneminde Kırım Tatarları'nın sorunları çözülmüyordu. 10 yıldır yetkisiz toprak ele geçirilmesi sorunu halledilmiyordu. Kırım Hükümeti ve Parlamentosu sorunu çözmek için harekete geçti. Toprak meselesi yıl sonuna kadar çözülecek. Kırım Tatarları, Kırım'ın kamusal ve politika hayatına aktif biçimde katılıyorlar. Yeni siyasi örgütler ve hareketler oluşturuyorlar. Ulusal azınlıkların temsilcileri, Kırım Tatar halkının temsilcileri dâhil Kırım Cumhuriyeti Parlamentosu'nda, Bakanlar Kurulu'nda, yerel yönetim organlarında çalışıyor. Tatarlara yönelik bir ayrımcılık yoktur ve olmayacaktır.
'ERDOĞAN LOBİLERİ ALT ETTİ'
Kırım'ın Tatar kökenli Başbakan Yardımcısı Ruslan Balbek ise uluslararası lobilerin Ukrayna'ya yaptığı operasyonun bir benzerini Türkiye'ye de yapmaya çalıştığını, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu operasyonu bertaraf ettiğini söyledi. Balbek şöyle konuştu: "Ukrayna döneminde ABD lobileri Kırım Tatarları'nı kullanıp bizi ve ülkeyi bölmeye çalıştı. Kiev'deki gösteriler ve yönetimin devrilmesi onların eseri. Aynı lobiler Fethullah Gülen üzerinden Türkiye'de de bu operasyonları yapmaya çalıştı. Ama Türkiye'nin Cumhurbaşkanı o kadar güçlü ki buna izin vermedi, lobileri alt etti. Erdoğan gücünü milletten alıyor ve tabii olarak ABD'nin veya Batı'nın değil, ülkesinin çıkarlarını düşünüyor. Türkiye, lobilerin faaliyetlerini boşa çıkarabildi. Rusya da bütün bu gelişmelerin farkında. Rusya lideri Putin, Kırım Tatarları'nın izole olmaması için elinden geleni yapacağını söyledi ve yapıyor."
'SORUNLARIMIZI ÇÖZÜYORUZ'
Kırım Parlamentosu'nun Tatar kökenli Başkan Yardımcısı Remzi İlyasov da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'deki tüm kesimlerin haklarını savunması gibi Putin'in de Rusya'daki tüm halkların hakkını savunmaya çalıştığını söyledi. İlyasov şu ifadeleri kullandı: "Erdoğan Kırım sorununu mali destek gibi küçük bir pencereden değil, daha geniş bir pencereden görüyor. Kırım Tatarları'nın kendi kendilerine yetmesini istiyor. Putin de, Kırım Tatarları'nı diğer milletlerle aynı seviyeye getirmeye çalışıyor. Kırım Tatarları, Türklerin kardeş milleti. Biz mevcut durumun en iyisi olduğunu söylemiyoruz. Ama ülkemizde en azından Ukrayna'daki gibi iç savaş yok, güvenlik var. Sorunlarımızı barışçıl yollarla çözeceğimizi görüyoruz ve çözüyoruz." Rusya Federasyonu Dış ilişkiler Komisyonu Üyesi İskender Bilallov ise Putin'in, "Kırım Tatarları'na karşı borçluyuz" dediğini ve bu borcun ödenmesi için Rusya'nın elinden geleni yaptığını söyledi.
Star