Bir meslek kuruluşu... İsminin başında "Çağdaş" yaftası bulunuyor... Bu fevkalade çağdaş meslek kuruluşu, kartopu tartışması yüzünden hayatını kaybeden gazeteci Nuh Köklü için bir bildiri yayınladı.
Hem de ne bildiri.
İnsana, "Bu ne şiddet, bu celal" dedirten ve "isyan çağrısı" yerine de okunabilecek zehir zemberek ifadeler, ucuz politik mülahazalar, hayali istatistikler...
Bildiriyi okumadan önce şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: "Bunlar AKP demeden rahat edemezler..."
Hem mutlaka "AKP" diyecekler, hem de konuyu getirip bir şekilde "İç Güvenlik Yasası"na bağlayacaklar. Hem de bir yerlere "Berkin" ismini sıkıştıracaklar.
Öyle yapmışlar...
Neredeyse her cümlenin içinde bir "AKP" lafzı... Ve elbette Berkin... Ve elbette "İç Güvenlik Yasası..."
Önce Nuh Köklü'nün nasıl öldürüldüğünü hatırlayalım isterseniz.
Bir grup arkadaş (aralarında Nuh Köklü de bulunuyor), birbirlerine kartopu atarak sokak ortasında eğleşiyorlar. Arkadaş grubundan birinin fırlattığı kartopu yanlışlıkla sokağın karşısında bulunan bir işletmenin (aktar dükkânının) camında patlıyor. İşletme sahibi sinirle dışarı fırlıyor, arkadaş grubuyla tartışmaya başlıyor. Küfürler. İtişmeler... O sırada arkadaş grubundan biri uçan tekmeyle işletme sahibini yere indiriyor. Sinirler daha da geriliyor. Derken, yere düşen işletme sahibi elindeki bıçağı önüne gelen ilk kişiye (gazeteci Nuh Köklü'ye) saplıyor.
Bir psikopat vakası...
Neredeyse her sokak başında, her trafik itişmesinde görülebilecek türden bir olay.
İşletme sahibi daha önce bu türden olaylara bulaşmış.
Mahkemeye düşmüş, filan.
Bildiğiniz "sicilli" saldırganlardan biri...
Peki, çağdaş meslek kuruluşu ne diyor? "Nuh Köklü'nün katili bulunsun, cezalandırılsın."
Bulundu ve cezalandırılacak. Yani, Nuh Köklü'yü öldüren kişi muamma değil. Şu an "tutuklu" bulunuyor ve illa ki işlediği cinayetin hesabını verecek.
Başka?
Kendi bildirilerinden okuyalım: "AKP iktidarı önümüzdeki dönemde, kendisine tek tehdit ve alternatif olarak gördüğü sokak hareketini bastırmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırlanıyor. Kendi dışındaki medyayı hem sermaye hem de mahkeme yoluyla abluka altına alan AKP iktidarı bir yandan da kendi seviyesiz ve saldırgan medyasını yaratıyor. (...) Hal böyleyken polis devleti uygulamalarını iyice yerleştirmek için hazırlanan İç Güvenlik Paketi, tüm toplum tarafından mücadele edilmesi gereken faşizmin yasalaşması ve nüveleri görünen olası bir iç savaşın hukukunu yaratmak istenmesidir. Böyle oldukça, AKP iktidarı döneminde yüzde bin 400 artan kadın cinayetleri daha da artacak, insanların kartopu oynarken veya kelepçe takılabilmesi için öldürülmesi normalleşecektir. (....) Meclis'te milletvekillerinin çekiçlerle saldırıya uğramasına bile neden olan bu paket bir an önce geri çekilmeli, gerçek adaletin tesis edilmesi ve demokratik hakların genişletilmesi sağlanmalı."
Upuzun bildiride ancak bu kadarına tahammül edebildim.
Hemen hatırlatayım: İktibas etmediğim bölümlerde "Berkin" ismi de geçiyor.
Öyle bir bildiri ki, insanın, "Hasta mısınız birader?" diyesi geliyor.
Hakikaten hasta mısınız?
Bu psikopat cinayetinin AKP'yle, Berkin'le, İç Güvenlik Yasası'yla, kadına uygulanan şiddetle ne alakası var?
Hem nerden buldunuz o rakamı? Kadın cinayetinin yüzde bin 400 arttığı bilgisini hangi araştırmadan aldınız? (Böyle bir araştırma yok. Verilen rakamlar da tamamen uydurma.)
Basın özgürlüğüne bu kadar düşkünsünüz de, gazetecilerin kelepçelenip derdest edildiği (hatta asıldığı, hatta jandarma dipçiğiyle öldürüldüğü) muhataralı dönemlerde niçin göremiyoruz sizi?
Niçin Kemalist istibdat dönemleriyle ilgili bir tek itiraz cümlesi duymuyoruz sizden
Kendi seviyesiz ve saldırgan medyasını yaratan AKP'ye karşı sergilediğiniz celadetin yüzde birini, neden "hem saldırgan, hem seviyesiz, hem yalancı, hem düşük ahlaklı, hem şerefsiz" bir basın yaratmış ihaleci medya baronlarından esirgiyorsunuz?