İsrail'in Filistin'e yönelik şiddet politikasını eleştiren Yahudiler arasında bulunan Finkelstein, geçen hafta yaşanan saldırıyı değerlendirirken, dergiyi Nazilerin yönetimde olduğu 1930'lu yıllarda Almanya'da Yahudileri aşağılayıcı, ırkçı siyasi karikatür ve yazılara yer veren haftalık Der Stürmer gazetesine benzetti.
Der Stürmer'in karikatürlerinde Yahudilerin "çengel burunlu, şehvet düşkünü ve aç gözlü tasvir" edildiğini söyleyen Finkelstein, yayıncısının İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra karikatürlerden dolayı asıldığını hatırlattı.
Finkelstein, "Diyelim ki iki genç Yahudi Der Stürmer'in editoryal ofisininin bulunduğu genel merkezi bastı ve gazetenin personelini yaptıkları aşağılama, hakaret yüzünden öldürdüler. Buna ne şekilde tepki verirsin?" ifadelerini kullandı.
AŞAĞILANANLARIN SALDIRISIYLA...
Finkelstein, Der Stürmer ile Charlie Hebdo'yu karşılaştırması nedeniyle eleştirildiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Irak'ta ilk Körfez Savaşı'ndan bu yana çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Pakistan, Afganistan, Yemen, Suriye ve Gazze'de binlerce kişi öldürüldü. Bütün Arap Müslüman dünyası dağılıyor, parçalanıyor. Bunca ölüm ve yıkım ortasında aşağılanan, küçük görülenlerin saldırısıyla, iki umutsuz ve çaresiz Yahudi gencin siyasi pornografiye karşı Der Stürmer'e düzenleyeceği saldırıyla hiçbir farkı yok. Ben Der Stürmer'im demenin farkı ne? Senin hedefin küçümsemek ve alay etmek. Fark bu mu? Başörtüsü takan kadınlarla alay etmek mi?"
Charlie Hebdo'nun yaptığının mizahla ilgisi olmadığını belirten Finkelstein, "Orada hiçbir şey komik değil. Şayet komik buluyorsan, Yahudilerin çengel burunlu ve büyük dudaklı tasvir edilmesi de komik olur. Mizah ile sadizm arasında büyük fark var. Charlie Hebdo'nun yaptığı mizah değil, sadizm" ifadelerini kullandı.
İnsanların, karikatüristlerin öldürülmesini elbette desteklemediğini, ancak yaşananlardan Charlie Hebdo'yu sorumlu tuttuğunu söyleyen Finkelstein, saldırıyı "kendini beğenmişliğin, öfke ve bağnazlığın sonucunda ortaya çıkan berbat bir durum" olarak niteledi.
TÜRKİYE İLERLEDİ FRANSA İSE ORTAÇAĞ'DA
"Fransa'da anti-semitizm ve holokost inkarı yasadışıyken, İslama ve Müslümanlara saldırı yasal" diye konuşan Finkelstein, bu ülkede türbana konulan yasağı örnek gösterdi.
Profesör Finkelstein, ''Kadınların giydiği türbanı yasaklamaktan daha barbarca bir davranış düşünebiliyor musunuz? Aslında 3 yıl öncesine kadar Türkiye'de de yasaklanmıştı ama en azından Türkiye'nin bu konuda ilerleme kaydettiğini söyleyebilirim. Fransa hala Ortaçağ'da'' şeklinde konuştu.
Saldırıda 17 kişinin öldürülmesinin "Fransa'nın 11 Eylülü" şeklindeki değerlendirmeyi gülünç bulan Finkelstein ''Bu İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda her 10 dakikada bir yaşandı" dedi.
Avrupa'nın Müslümanlar konusunda "korkunç" işler yaptığını kaydeden Profesör Finkelstein, çok kültürlülüğün uzlaştırılmasının zor bir konu olduğunu belirtti.
"Avrupa, sadece ekonomik olarak değil çok kültürlülük uzlaşmasında da zor durumda" diyen Finkelstein, Fransa'daki kıyafet kanununa değinerek, bunun despotik bir hale geldiğini vurguladı. Finkelstein, "Hepimizin alçak gönüllülüğü uygulaması lazım diye düşünüyorum" dedi.
MÜSLÜMAN OLDUKLARINA İNANMIYORUM
Finkelstein, , ana akım medyanın neden Müslümanların ezici bir çoğunluğunun desteklemediği bir saldırıyla ilgili tüm Müslümanları sorumlu tutan bir dil kullandığına ilişkin soruya ise şu şekilde yanıtladı:
"Müslümanların sorumlu tutulmasının siyasi ve ideolojik amaçlara hizmet ettiğini biliyoruz. Ancak kişisel olarak, saldırganların gerçekte Müslüman olduklarına ben inanmıyorum. Müslümanları biliyorum."
Amerikan hukuk sisteminde bazı kelimelerin yüze vurulan bir tokatla eşdeğer olduğunu ve buna izin verilmediğini belirten Finkelstein, "Bunun doğru bir ilke olduğuna inanıyorum" dedi. Norman Finkelstein, New York Times gazetesinin Charlie Hebdo karikatürlerini yayınlamayı, saldırgan karikatürlerin gazetenin yayın politikasına uymadığı gerekçesiyle reddettiğini hatırlattı.