Meclis Araştırma Komisyonu bugün istifa eden 4 Bakan hakkında kararını verecek. Komisyon Yüce Divan yönünde bir karar verirse yargıda aklanmış olan 4 bakan bu kez siyasallaşan, Paralel yapıya destek mesajları veren, başkanı düzeyinden ihsas-ı reyde bulunan bir mahkeme tarafından yargılanacak.
Yüce Divan tartışmalarının başladığı günden bu yana Paralel medya ve onun peşinden gidin CHP medyasında AK Parti içinde bir kırılma yaşandığı, genel eğilimin Yüce Divan yönünde olduğunu iddia eden haberler çıkıyor.
Peki bu iddialar ne kadar gerçeği yansıtıyor? AK Parti bu konuda ikiye mi bölündü? Bugün Meclis Araştırma Komisyonu'ndan nasıl bir karar çıkacak? Bu soruları AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner'e sorduk.
MECLİS KOMİSYONU KURULMASI HATAYDI
-Baştan bu yana istifa eden 4 bakanla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu'nun kurulmasına itiraz ettiniz. Bu itirazınızın nedeni neydi?
Çok açık ve net söyleyeyim. Bizim komisyonun oluşmasına evet dememiz siyaseten bir hataydı. O zaman bir tuzak kuruldu ve maalesef bu tuzağa düştük. 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonunun bir darbe teşebbüsü olduğunu hem de bu komisyonun kurulması gerektiğini söylüyorduk. Bu çelişkidir, ikisi bir arada olmaz. Bu konudaki görüşlerimi yetkili kurullarda söyledim ama böyle bir karar çıktı. Bence buna gerek yoktu. Arkadaşlarımızı gereksiz yere böyle bir tartışmanın içine attık. Ben arkadaşlarımızın böyle bir suçu işlediklerine inanmıyorum. Böyle bir suçu işlediklerini düşünsem bugün çok daha farklı konuşurdum. Suç işlemediklerine inandığımızı söyleyeceğiz, hem de takipsizlik verilen bir davadan dolayı Yüce Divan'da paralel unsurlarının önüne yem olarak atacağız.
-17 ve 25 Aralık operasyonları yargıda takipsizlik aldı. Yargıdan çıkan bir sonuç istifa eden 4 bakanın da aklanmış olduğu anlamına gelmiyor mu? Neden bir de Yüce Divan'da yargılanması isteniyor?
Hem aklanmış olmaları anlamına geliyor hem de 17 ve 25 Aralık operasyonlarının bir darbe girişimi olduğu anlamına geliyor. Mahkeme dosyaya takipsizlik verirken bu darbe girişimine de vurgu yapıyor. Mahkeme takipsizlik verdiği halde, bizden 4 arkadaşımızı tarafsızlığını yitirdiği herkes tarafından kabul edilen Anayasa Mahkemesi'nin pençesine atmamızı bekliyorlar. Anayasa Mahkemesi'nden adaletli bir karar bekleyeceğiz, orada aklansın gelsinler diyeceğiz öyle mi? Bu kadar husumet dolu mahkemeye nasıl güveneceğiz?
YÜCE DİVAN'I KABUL ETMİYORUM
-Yüce Divan'da adil bir yargılama yapılacağını düşünmüyor musunuz?
-AYM'yi "Yüce Divan" olarak görmüyorum. Ne "Yüce Divanı"ymış bu! Kim onlara bu unvanı verdi. Darbeciler! Reddediyorum… "Siyasi infazın" yapıldığı ve "siyasi mahkeme" olarak çalıştığı bilinen bir vesayet organının "yüce divan" olarak kabul edilmesini reddediyorum…AYM darbe ürünü bir vesayet organıdır. Dolayısıyla orayı "Yüce Divan" olarak telakki etmek, bir vesayet organını yüceltmek anlamına gelir ki bu demokrasi ve hukuk adına kabul edilebilir bir durum değildir… Eski Türkiye'nin tüm vesayet kurumları tarihe uğurlanmalıdır diyorum…
-Tavrınızın net olduğunu görüyorum ama yine de sorayım. Yüce Divan konusu meclise gelirse sizin tavrınız ne olacak?
Burada adil bir karar çıkacağını düşünsem, yargıda aklanmış olsalar da ben de Yüce Divan'a evet diyebilirim. Ama orası bir siyasi mahkeme. Hangi olaylarda ne tür kararlar verdiklerini biliyoruz. Hem arkadaşlarımız işlemedikleri bir suçtan dolayı bu siyasi yargılamaya maruz kalacaklar hem de paralel darbe teşebbüsü ile ilgili bütün söylediklerimiz boşa çıkmış olacak. Paralel yapı burada büyük bir zafer kazanacak. Burada başka tuzaklar da var.
KILIÇ ERDOĞAN'I HALA TEBRİK ETMEDİ
-Ne gibi tuzaklar mesela?
İkinci tuzak süregelen davada takipsizlik kararı verilmiş olmasına rağmen hala Yüce Divan tartışması yapıyor olmamızdır. Bakanlarımızı Yüce Divan'da kim yargılayacak? Haşim Kılıç'ın başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi. Peki bu mahkemeye biz nasıl güvenebiliriz?. Paralel yapıya arka çıkan, Cumhurbaşkanımıza, AK Parti hükümetimize alanen hakaret eden, ihsas-ı reyde bulunan, Sayın Cumhurbaşkanını tebrik etmeyen Haşim Kılıç'ın mahkemesine nasıl güvenebiliriz?
-Sayın Cumhurbaşkanını tebrik etmedi derken neyi kastediyorsunuz?
Haşim Kılıç'ın hala 10 Ağustos seçimlerinden sonra Sayın Cumhurbaşkanımızı tebrik etmediğini biliyor musunuz? Haşim Kılıç halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı'nı neden tebrik etmez hiç düşündünüz mü? Burası Yüce Divan değil siyasi kapandır. Biz bu kapanı pazartesi günü paramparça etmemiz lazım. Toplanacak olan komisyonumuzun değerli üyelerinin bu oyunu bozması gerekir.
-Bir de "yolsuzluk varsa aklansınlar" gibi masum görünen aslında tuzağın bir parçası olduğu hissedilen bir söylem var.
Yolsuzlar konusunda bütün partilerden daha duyarlıyız. Ancak 17 Aralık ve 25 Aralık süreci bir yolsuzluk değil darbe operasyonudur. Bu yargı marifetiyle tespit edilmiştir. Kamuoyunun çoğunluğu da bu şekilde düşünüyor. Buradan geri adım atmamız kurulan tuzağa düşmek anlamına geliyor. Birileri çok sofistike bir şekilde Erdoğan dönemine karşı bir siyasi hat inşa etmeye çalışıyor. Reddi miras anlamına gelen bu siyasi hattın somut göstergesi Yüce Divan tartışmalarıdır.
DAVUTOĞLU İLE ERDOĞAN'IN ARASINI ASLA AÇAMAZLAR
-Bir de Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Başbakan arasında görüş ayrılığı olduğu sık sık gündeme getiriliyor. Bu dedikodular her fırsatta yalanlanıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Abdullah Gül üzerinden yapmak istedikleri tuzağı şimdi Başbakanımız Sayın Davutoğlu üzerinden kurmaya çalışıyorlar. Sayın Gül bu tuzağa gelmedi. Partimizin Genel Başkanı ve Başbakanımızın bu tuzağa geleceğine asla inanmıyorum. Çünkü Erdoğan ve Davutoğlu liderliği bir bütündür. Şimdi bu bütünü parçalamaya yönelik paralel atraksiyonlarla karşı karşıyayız. Yüce Divan bu atraksiyonların çok önemli bir ayağını oluşturuyor. Partimizin içine oynuyorlar. "Davutoğlu ile beraber yeni bir sayfa açalım" söylemleri ile AK Partili gibi görünerek suret-i haktan gibi görünerek paralel bir operasyon yapılmaya çalışılıyor.
-Burada yapılmak istenen nedir peki?
Hedef hiç şüphesiz Paralel çeteye diz çöktüren Sayın Erdoğan'dır. 7 Şubat'ta Hakan Fidan üzerinden Sayın Erdoğan'a ulaşmak isteyen bu çete, şimdi Yüce Divan üzerinden bu oyunu kurgulamaya çalışıyor. Bu parelel eli kırmamız gerekiyor. Bizim ödün vermememiz gerekiyor.
İSA TATLICAN/SABAH