Başbakan Ahmet Davutoğlu Ankara il kongresinde partililere seslendi. Başbakan Davutoğlu, Ankara 5. İl Kongresi'ne katılmak üzere Ankara Arena Spor Salonu'na geldi. Salona girerken partilileri selamlayan Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, partililere karanfil dağıttı. Partililer, Başbakan Davutoğlu'nu ellerindeki Türk, Filistin ve AK Parti bayraklarıyla büyük bir coşku ile karşıladı. Davutoğlu, partilileri selamlarken partililerle tokalaştı. Davutoğlu'nun salona girişi sırasında konfetiler patlatıldı.
Kongrenin divan başkanlığını AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin yapıyor. Başbakan Davutoğlu, İstiklal Marşı'nın okunması ve saygı duruşunun ardından kongrede partililere seslenecek. Kongrenin gerçekleştirildiği Ankara Arena Spor Salonu'nun tamamı doldu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
- Selam olsun bu ülkede milli irade demokrasiyi hakim kılmak için Adanan Menderes'e selam olsun. 12 Eylül sonrası kararlı bir şekilde yürüyen Turgut Özal'a selam olsun. Milli iradeyş savunan Necmettin Erbakan'a selam olsun. Bütün Ankara'ya selam olsun.
- AK Parti davası için Ankara'da davamıza hizmet etmiş olan herkese selam olsun.
İşte, geçen sene Gezi olayları ile birlikte bir büyük provokasyon başlatıldı. Sonrasında 17-25 Aralık kumpaslarıyla hep milletimizin özgüveni tahrip edildi. Hep beklediler ki millet özgüvenini kaybetsin, paniğe kapılsın, milletin temsilcileri ile milletin arasına uçurum girsin istediler müsade etmedik. Size verdiğimiz ilk söz kim ne yaparsa yapsın özgüvenle yolumuza devam edeceğiz. AK Parti ayaktayken bu partinin yücelltiği değerler ayaktayken milletimizin özgüveni ayakta olacaktır. Kimse bunu yıkmaya tahrip etmeye muktedir olmayacaktır. Milletle bütünleşmiş AK Parti kadroları özgüven içinde geleceğe yürümeye devam edecektir.
Erzurum Kongresi'ndeki Dersimli Abbas Necati ile Balıkesir Kongresi'ndeki Vehbi Efendi'nin mirası AK Parti kadrolarının omuzundadır. Aziz vatanımızı karış karış dolaşmaya devam edeceğiz. Millet yeyis içindeyken Erzurum Kongresi ile ayağa kalkan ecdadınızın mirasına sahip çıkmaya hazır mısınız? Kuvayi Milliye ruhunu tekrar ayağa kaldırmaya hazır mısınız? İşte milli birlik ve beraberlik budur. Milletimizin her bir ferdini birbiri ile buluşturma ideali budur.
VATANDAŞIMIZIN SAÇININ TELİNE ZARAR GELSE HESABINI SORARIZ
Biz Anadolu'yu dolaşırken muhalefet partileri Ankara'da başka oyunlar içine girmeye başladılar. Sayın Cumhurbaşkanımızın emanet olarak tevdi ettiği çözüm sürecine sahip çıkacağımızı ilan ettik. 116 gün içinde çözüm süreci yönünde çok kararlı adımlar attık. Haziran ayında çıkan çözüm süreci bağlamındaki yasanın uygulanması için çözüm süreci mekanizması oluşturduk arzu ettik ve planladık ki çözüm süreci bir an önce başarıya ulaşsın. Biz bu kararlı yürüyüşümüzü sürdürürken 6-7 Ekim'de vandallar dışardan aldığı talimatlarla büyük şehirlerimizi bir şiddet sarmalına sokmak istediler. Zannettiler ki biz bunun esiri olacağız, olmadık! Hemen gereken tedbirleri aldık ve yasa paketimizi hazırladık. Kararlı şekilde iki vurgu yaptık. Kamu düzeni ve çözüm süreci birbirinin alternatifi değildir. Buradan bir kez daha aziz milletimize teyiden taahütle söz veriyoruz ki kamu düzenini kim bozmak isterse onun karşısında çelik yürekle duracağız. Çözüm süreci yönünde kim adım atarsa onun önünde merhamet ve rahmetle yürümeye devam edeceğiz. Onlar tahrip etseler de biz inşaa etmeye devam edeceğiz. Vatandaşlarımızın saçının bir tek teline dokunanlar hesabını verecektir. Öte yandan, çözüm sürecimizi bu konudaki kararlılığımızdan hiç bir zaman fedakarlık etmeyeceğiz. Vatandaşlarımızın dilini, kültürünü örfünü yaşama özgürlüğünü koruduk ve korumaya da devam edeceğiz. Yine, bu çerçevede alevi sünni ihtilafı çıkarmak isteyenlere karşı da son 116 gün içinde muharrem ayı bereketiyle de büyük bir gayret sarfettik ve bizzat hem Hacı Bektaş'a hem de Tunceli'ye giderek aziz Alevi vatandaşlarıma seslendim.
DARBE VE VESAYETE İZİN VERMEYECEĞİZ
Buradan bir kez daha bizi bağrına basan ve muhabbetle karşılayan alevi sünni, türk kürt zaza bütün kardeşlerimize, Hacı Bektaş'a Tunceli'ye selam ediyorum. Demokratikleşme çerçevesinde beraberliğimizi teminat altına alacağız. AK Parti'nin ve milli birliğimizin teminatı olan kadrolarımıza soruyorum. Yeni Türkiye için aynı kararlılıkla yürümeye hazır mısınız? Aramıza fitne sokmak isteyenlere karşı saf saf omuz omuza durmaya hazır mısınız? İşte biz de bu emaneti sürdürmeye kararlıyız.
Siyasi alanda yapacağımız restorasyonu zikrettik. Dedik ki milli iradeyi her halukarda mutlaka egemen kılacağız. Darbe ve vesayete izin vermeyeceğiz. AK Parti son 12 yılda bir çok darbe ve vesayet çabaları gördü. Biz bunların karşısında dim dik durduk ve durmaya devam edeceğiz. Muhalefet partilerinin hepsi hesap verecek. AK Parti ile CHP arasındaki fark abakınız. Biz kongremizi büyük bir şölen içinde yaptık bütün il ve ilçelere gittik. Bu siyasetin yeniden inşaasıdır. CHP'de kongre yaptı parçalandı ve bölünmeye başladılar. Kılıçdaroğlu, Meclis görüşmesinde Mısır darbesini destekleyince kendisine sordum. Darbelere karşı mısınız değilseniz çıkın söyleyin dedim. Meclis'te bunu söylediğime alındı. Ama o günden bu yana Kılıçdaroğlu'ndan darbelere karşı tek bir cümle duydunuz mu? Duymadınız. Çünkü, CHP'nin zihniyet köklerinde darbe anlayışı vardır.
ŞİŞLİ'DE DARBE YAPMAYA KALKIŞTILAR
Türkiye'de darbe yapamadılar. Şimdi gittiler Şişli'de birbirlerine karşı darbe yapmaya kalkıştılar. İşte er meydanı. Şişli'yi yönetebiliyorlar mı? Şişli'de yaşananlara Kılıçdaroğlu sesini çıkartabiliyor mu müdahale edebiliyor mu? Bir ilçede dahi birbirlerine darbe yapmaktan iş yapmaya vakit bulamıyorlar. Biri bizi tehdit ediyor diyor diğeri hayır diyor. Bir Şişli'yi idare edemeyen Türkiye gibi büyük bir ülkeyi idare etme becerisini gösterebilir mi? Bu millet CHP'ye değil 4 yıl 4 dakika bile iktidar yüzü göstermez. Demokrasi anlamında biz gayret sarfederken CHP ve diğer partiler paralelcilerle birlikte siyaseti dizayn etme çabasındalar. Sayın Kılıçdaroğlu kimlerle hesap yaptınız çıkın açıklayın. Biz AK Parti olarak milletle yürümeye devam edeceğiz. CHP'ye ve onun arkasındaki paralelcilere sesleniyorum. Sizin vesayet anlayışınız bizim dik duruşumuz karşısında iflas edecektir.
YARGI BU ZULÜM KARŞISINDA HEMEN HAREKETE GEÇTİ
Her bir bakanlıktan brifingler aldım. Bakanlıklarımızın, kurumlarımızın 2023'e yürürken nasıl bir yapılanma içine gireceği konusunda kapsamlı bir çalışma başlattık. Bu çalışmalarla birlikte 2015 Haziran'ı sonrası yapılacakların adım adım planlarını yapıyoruz. Hemen her hafta yaptığımız reformlarla yapacaklarımızın işaretlerini vermeye başladık. Her ne suretle olursa olsun devlet yapımızda ve bürokrasimizde paralel bir yapılanmaya izin vermeyeceğiz. Demokrasimizin bir gereği olarak sadece ve saedce milli iradeden güç alan, milli iradeyi temsil edenler bu ülkeyi yönetecekler. Birileri perde gerisinden Pensilvanya'dan yada başka yerden bürokraside örgütlenerek devleti yönetmeye kalkarsa hak ettiği cevabı alacak. Biz emaneti milletten alır, hesabı da sadece millete veririz. Şimdi son günlerde yargı süreci ile ilgili haksız spekülasyon yapanlara mesaj vermek istiyorum. 14 Aralık'ta başlayan süreç siyasi bir süreç değildir. siyasi müdahale ile başlamış değildir. 2010 Yılında 30'u aşkın vatandaşımızın yalan bir takım delillerle bürolarına yerleştirilen silahlarla kurulan kumpaslarla 17 ay hapis yatmasının sonucunda başlatılan bir şikayet ile başlamıştır. Bir grup vatandaşımız bu çete tarafından haksız yere ceza çekmişler. 17 Ay tamamiyle uydurma delillerle hapse atılmışlar. Bu mağdur edilen insanlar gerçek anlamda şiddete başvurmayan bu insanlar yargıya başvurmuşlar. Yargı ne yapacaktı bunun karşısında susacak mıydı? Araştırıyor, soruşturuyor ve süreç başlıyor. Hemen harekete geçtiler. Bir pazar günü operasyon yapıldı ve içeriği dahi bilinmeden hemen bunu basına saldırı gibi gösterildi. Pazar günü, tatil günü BM açıklama yaptı. Bu operasyonlarda basın özgürlüğünü ilgilendiren bir konu söz konusu değildir, basın özgürlüğü teminat altındadır. Hiç kimse hesap sorulamaz değildir.
DÖNEMİN BAŞBAKANI DEDİKLERİ, BUGÜN GERÇEK VE HALKIN SEÇTİĞİ İLK CUMHURBAŞKANIDIR
Ahlakı, erdemi siyasetimizin toplumsal kültürümüzün iktisadiyatımızın temeli zemini yapmaya kararlıyız. AK Parti hareketi 2001'de yola çıktığında erdemliler hareketi olarak yola çıkmıştı. Bunun dokusunu ve erdemini zeminini korumaya kararlıyız. Burada, 2 kongreyi karşılaştırdığınızda bizim kongremizdeki vefa ve sadakat bilinciyle CHP'nin kongresindeki ve sonrasındaki fark aslında siyasetimizin ahlak ve erdem boyutunu bir kez daha ortaya koyuyor. Yolsuzluklara karşı mücadele bizim en temel şiarımızdır. 12 Yıl içinde bu kadar büyük hizmetler gerçekleşmişse bilinsin ki bunun arkasında AK Parti'nin yolsuzluklara karşı mücadelesi vardır. Daha yürüyen bir soruşturmada iddianamede Dönemin Başbakanı diyerek iktidarda milli iradeyle bulunan bir başbakana dönük gerçekleştirilen bir komplo yolsuzluklara karşı mücadele olarak adlandırılabilir mi? Onların dönemin başbakanı dediği kişi bugün milletin iradesiyle halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olma onurunu kendisine de AK Parti'ye de millete de yaşatmıştır. Kim harama bulaşırsa kardeşimizde olsa onun kolunu koparmaya kararlıyız. Ama yalan yanlış ithamlarla, komplolarla milli iradeye karşı kim harekete geçerse onu da durdurmaya aynı şekilde kararlıyız.
BİR KLİK, YARGIYI TEKELLERİNE ALMAK İSTEDİ
28 Ağustos'ta HSYK seçimlerine ilişkin seslenmiş ve bu seçimlerde vicdanınızı ve sesinizi yükseltiniz. Bu kritik bir aşama olarak takdimedildi. HSYK üzerinden birileri yargıyı eline almak istedi bunun üzerinden de siyaseti ve özgürlük alanları üzerinde baskı kurmaya kalktı. Bir klik, yargıyı tekeline almak istedi ama olmadı. Bütün hakim ve savcılarımıza teşekkür ediyorum. Bizim çağrılarımıza kulak vererek HSYK seçimlerine gittiler. Bu seçimlerde Türkiye'deki her görüşü temsil eden temsil kabiliyeti yüksek bir HSYK oluştu. Bunun üzerinden baskı kurmak isteyenlere de gereken dersi verdiler. İnşallah bundan sonra yeni bir anayasa için yola çıkacağız. Yeni bir anayasayı inşallah milletimizin takdirine sunacağız.
TÜRKİYE'Yİ DÜNYANIN EN İTİBARLI ÜLKESİ YAPMAYA KARARLIYIZ
Şehirlerimiz erdemimizin, kültürümüzün yaşatıldığı köklü medeniyetimizin mekanları haline gelecektir. Fidan dikme faaliyetlerine devam ediyoruz. Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın Türkiye yükselen küresel bir güç olmaya kararlıdır. İşte, özgüvenimizi yeniden inşaa ediyoruz. Özgüvene dayalı olarak milli birlik ve beraberliğimizin tahkim edilmesi için çözüm süreci yolunda kararlı bir şekilde ilerliyoruz. Demokrasimizi güçlendiriyoruz. Milli iradeyi tahkim ediyoruz. Ahlaki restorasyonla erdemliler hareketini gerçek bir 'İnsanı yaşat kidevlet yaşasın' ahlakını benimseyerek devlet ahlakını inşaa ediyoruz. Ekonomimizi yeniden inşaa ediyoruz. Nihayet, bütün bu zemin üzerinde bu ilkeler üzerinde Türkiye'nin uluslararası konumunu yeniden güçlendiriyoruz. Türkiye'yi dünyanın en itibarlı ülkesi yapmaya kararlıyız. Bu kongre Kudüs, saraybosna, Semerkand kongresidir. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da nerede mazlum varsa sahip, nerede zalim varsa ona da karşı çıkmaya devam edeceğiz. Hepimiz bu milletin büyük tarihi karşısında talebeyiz. Hemipimz bu yolun yolcuları olarak demokrasi inşaasının neferleriyiz. Özgüveni, milli birlik ve beraberliği, demokrasiyi, devlet geleneğimizi, kültürümüzü ve medeniyetimizi uluslararası alanda dünyanın en güçlü en saygın ülkesini inşaa etmeye kararlıyız. Kongrelerimiz bu aşk ve şevkle yapılıyor.
YUNUS EMRE ARVAS / SABAH.COM.TR