Başbakan Ahmet Davutoğlu, başbakanlık uçağında Haber7 Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu internet medya temsilcilerine çok özel açıklamalar yaptı.
"Açıkçası ne zaman çözüm süreci sona yaklaşsa hemen bir provakasyon yaşanıyor ve süreç tıkanıyor. Bu rahmetli Özal'ın ölümüyle de böyle oldu. Refahyol hükümetinin düşürülmesiyle de çözüm süreci tıkandı" diye açıklama yapan Başbakan Davutoğlu, Habur sürecinde yaşananlar, Oslo sızdırmaları çözüm sürecini sabote ettiğini belirtti. Davutoğlu, Gezi Parkı olaylarının da bu süreci tıkamak için organize edildiğini ifade etti.
İşte Başbakan Davutoğlu'nun o açıklamaları:
"YOĞUN BİR KOŞTURMA İÇİNDEYİZ"
Sevgili arkadaşlar geceli gündüzlü bir koşuşturmaca var. Çözüm süreci görüşmelerini yaparken bir yandan G20 yeni dönem başkanı olarak Avustralya'da olmalısınız. Öte yandan Yunanistan'ı ihmal edemezsiniz. Dolayısıyla her yerde olmaya gayret durumundayız. Diğer yandan da Dışişleri Bakanlığı yaptığımız dönemde de yoğunduk ama alanımız belliydi. Çok yoğun süreçler olmakla birlikte alanımız netti. Uzun seyahatlerde bulunsanız da bazen dinlenme imkanlarına sahip olabiliyordunuz. E bir yandan da kongreler sürecine hızla girip, yenilenme sürecimizi atlatmamız gerekiyor. Seçimlerden önce teşkilatı derleyip toparlayıp bu süreci tamamlamamız gerekiyor. Tabi kongre sürecinde de her ilde farklı adaylar da çıkabiliyor demokrasinin gereği olarak. Yoğun bir insan iletişimini yürütmek zorundasınız.
"YENİ KİTABIM BİTMEK ÜZERE"
Evet kitap okuyorum tabi. Yazıyorum da yeni bir kitap hazırlığımız var. Çok da az bir kısım kaldı ama yoğunluk malum. Geçen Yunanistan ziyaretimizde, Yunanistan Cumhurbaşkanıyla konuşuyorduk, Stratejik Derinlik isimli kitabımız yunancaya çevrildi ve çok sattı. Yunanistan Cumhurbaşkanı kitabı çok beğendiğini ifade etti. Ama Yunanistan Cumhurbaşkanının şey çok dikkatini çekmiş: Türkiye'de geçiş sürecinin, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık seçimleri gibi durumların suhuletle sonuçlanması, her hangi bir karışıklığın yaşanmamasını çok takdir edilmiş. Başka ülkelerde çok daha sancılı olabilecek bir süreç bizde sakin ve sorunsuz bir şekilde halledildi. Ve bu da dışardan daha iyi gözlemlenmiş.
"BİZİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEYE ÇALIŞTILAR"
Geçen sene Gezi'den beri bazı kesimilerin sürekli bir hesapları söz konusu oldu. Türkiye'de var olan istikrarı zedelemek için hep bir olağanüstü durum peşinde oldular bir takım çevreler. Gezi sürecinde denediler olmadı. 17-25 Aralık darbe girişimi keza. Hükümet ve parti üzerinde manipülatif girişimlerle bir şüpheli durum oluşturmaya çalıştılar. 30 mart seçimlerinde millet bunlara gereken cevabı verince bunlar artık, Gezi'de olsun, 17-25 Aralık'ta yapamadıkları şeyleri Ak Parti içerisinde karışıklık çıkartarak yapma girişimine soyundular. Sürekli olarak Cumhurbaşkanlığı konusunda bir karışıklık pompaladılar. Bir çatışma çıkarmaya çalıştılar. Ama bu olmadı. Herkes, tüm teşkilat tek bir aday üzerinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın ismi üzerinde kenetlendi ve Cumhurbaşkanımız milletimizin büyük teveccühü ile seçildi.
DAVUTOĞLU. AİLEMDEN ÇOK ERDOĞAN'LA BİRLİKTEYDİK
Baktılar bu olmadı ardından acaba Başbakanlık konusunda bir ihtilaf çıkartabilir miyiz derdine düştüler ama bu da olmadı. 3 dönem kuralına takılan milletvekillerini manipüle etmeye çalıştılar. Bunda da muvaffak olamadılar. Şimdi de seçilmiş Cumhurbaşkanı ile seçilmiş Başbakan arasında bir tefrika çıkartabilir miyiz peşindeler. Ama tabi onların bilmedikleri bir şey var: Bizde bir dava ahlakı vardır. Meseleye bakışımız budur. Bizim sayın Cumhurbaşkanımızla dostluğumuz düne dayanmıyor. Ben Dışişleri bakanlığımdan önce 7 yıl süreyle Sayın Cumhurbaşkanımızın ki o zaman Başbakanımızdı kendileri Baş Danışmanlığını yaptım. Ailemden daha çok Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikteydik. Keza Sayın Cumhurbaşkanımız da aynı durumdaydı. Dışişleri Bakanlığım döneminde de gelişen tüm krizlere, tüm manipülatif saldırılara karşı birlikte mücadele ettik. Bu bağlamda onların beklentileri kursaklarında kalacaktır. Bizim aramızda bir ihtilaf çıkmaz tekraren söylüyorum bizim dava ahlakımız buna müsaade etmez.
"YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"
Bu tür süreçlerde her şey yolunda demek kolay değildir. Her şey iyi giderken birden bire bir provokasyonla karşılaşabilir ve ortam bir anda sıkıntıya girebilir. Şua anda 6-7 Ekim'e göre iyi durumda tabi süreç ama bu tarafların olaya yaklaşımlarına bağlıdır. Biz 6-7 Ekim sonra soğuk kanlı bir şekilde meseleye yaklaştık ve Yasin Börü'nün katillerini yakaladık. Çözüm sürecini asla gözardı etmeden, kamu düzenini esas alarak ilerlemeye devam ediyoruz. Kamu düzeni olmazsa olmazımızdır. Bölgedeki illegal faaliyetlerde, haraç toplamadır, yol kesmedir, adam kaçırmadır bu tür olaylarda ciddi bir azalma yaşanmaktadır. Çözüm süreci sabır gerektiren bir süreçtir. Kararlı bir şekilde, kamu düzeninden asla taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz.
"DEMİRTAŞ İÇİN SİYASİ BİR RİSK ALDIM"
Öyle mi dedi Sayın Demirtaş? Peki Pervin Buldan, İdris Baluken kimi temsil etmektedir? Adalet, herkese hakkını vermek demektir. Ben kendisini 1 Ekim'de başbakanlıkta ağırladım. Başka bir partinin eş başkanı olarak ağırladım. Ve çok gönlümü açarak konuştum kendisiyle. Siyasi bir risk aldım. Kendisi görüşme sonrasında çok olumlu bir görüşme gerçekleştirdik açıklamasında bulundu.Sonra n'oldu?
DAVUTOĞLU: YAŞANANLAR ORTADA
6 Ekim'de Diyarbakır'da sosyal medya mesajlarıyla büyük bir tahrike sebep oldu Demirtaş. Lider olduğunuzda sorumluluk sahibisiniz. Söyleyeceğiniz her sözden mesulsunuz. Ayrıca benim görevlendirdiğim bakanların görüşmeleri benim adıma yapılmaktadır. Diğer eş başkanlarla görüşmeler sürmektedir. Kaç tane eş başkan var bilemem. Ve eğer bir siyasi muhatap alınmak istiyorsa sorumluluk bilinciyle davranmalı, soğukkanlı yaklaşabilmelidir. Selahattin Demirtaş'tan o süreçte olayları yatıştırıcı mesajlar bekledik. Kendisini bizzat aradık. Ama işte yaşanan olaylar ortada. Fakat son süreçte HDP içerisinde farklı sesler, özeleştiri yapan isimler görüyoruz. Bu gerçekten memnuniyet veren bir durumdur.
ÖZAL VE ERBAKAN DÖNEMLERİNİ HATIRLATTI
Bakın bunlar geçen sene Mayıs ayında silah bırakacaklardı. Gezi olayları ile süreç karıştı. Açıkçası Gezi olaylarıyla bunların arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyorum. Çözüm süreci tam sonuca varacakken işte o olaylar meydana geldi. Her şey bir anda durdu. Açıkçası ne zaman çözüm süreci sona yaklaşsa hemen bir provakasyon yaşanıyor ve süreç tıkanıyor. Bu rahmetli Özal'ın ölümüyle de böyle oldu. Refahyol hükümetinin düşürülmesiyle de çözüm süreci tıkandı.
HUZURUN TEK ADRESİ AK PARTİ'DİR
Yakın tarihlerde de yaşananlar benzer. Habur sürecinde yaşananlar, Oslo sızdırmaları hep çözüm sürecini sabote etti. Yalnız bu işi yapanlar şimdi çok şaşkınlar. Çünkü ülke yönetimi sendelemedi. Hep sendeletmişlerdi ama bu sefer başaramadılar. hükümetimiz çok kararlı bir şekilde yaşanan tüm olumsuzluklara süreci sürdürmeye niyetli olduğunu açıkça göstermiştir. AK Parti'nin bu tavrı heyecanı da dimdik ayakta tutmaktadır. Türkiye'de istikrarın, birlikte yaşamanın, huzurun tek adresi Ak Parti'dir.
"CEMAAT İLE PARALEL YAPI AYRIMI İYİ YAPILMALI"
Bakın cemaatler lafı ve hatta cemaat söylemi son derece yanlış. Bizim için cemaatler, değerli toplululuklardır. Cemaat denilen oluşum eğer, bürokraside olsun, TSK'da olsun yargı içinde, emniyette paralel bir yapılanma gerçekleştiriyorsa bu bir örgüt olur. Soruyorum size bunun nesi cemaat olabilir Allah aşkına. Yoksa bizim için tüm cemaatler çok saygın kurumlardır. Burada tedbir alınan ve üzerine kararlılıkla gidilecek olgu paralel yapılanmadır.
CEMAATE 'KİRAMEN KATİBİN' MELEKLERİ BENZETMESİ
Bu ayrımı çok ama çok iyi yapmalıyız. Altını bir kez daha çizmek isterim MGK'da cemaatler konusu kesinlikle gündeme gelmemiştir. Cemaatlerin tümü bizim için saygın müesseselerdir. Ve bizim dönemimizde tüm cemaatlerin özgürlük alanlarının ne kadar genişlediği ortadadır. Bu rahatlıktan kaynaklanan suistimalleri dahi tolere etmeye çalıştık. Sabırla yaklaşmaya çalıştık. Sen tutacaksın bir ülkeninin başbakanını dinleyeceksin, evine makamına böcekler yerleştireceksin, dışişleri bakanını dinleyeceksin, yüzlerce, binlerce işadamı, gazeteci, bürokratı dinleyeceksin ondan sonra da buna cemaat diyeceksin. Bunun neresi cemaat soruyorum size? Kiramen katibin melekleri mi bunlar?
İNTERNET MEDYASI İÇİN TALİMAT
Bu konuda bir çalışmada bulunduk. Konu hakkında arkadaşlara hemen talimat vereceğim. Sürecin hızlanması için takipçi olacağım. Bence de bu konuda derhal bir adım atılmalı. Çünkü bulunduğumuz çağda artık telefonlarla her dakika haberlere, güncel gelişmelere ulaşmamız mümkün. Ben açıkçası sürekli takip ediyorum internet gazetelerini ama açıkçası kağıt gazete kokusunu da seven de biriyim. Kitaplarla, kağıtla ilişkimi biliyorsunuz. Buna da bir çözüm bulursanız tamamdır..