Anadolu Adalet Sarayı 36. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanık Kerem Altan katılmazken, tarafları avukatları temsil etti.
Duruşmada, erken müdahale olması halinde Defne Joy Foster'ın ölümünün engellenip engellenemeyeceği konusunda Adli Tıp Kurumu'dan gelen rapor tutanağa geçirildi.
Raporda, "Bütün acil durumlarda erken müdahalenin önemli olduğu tıbben bilinmekle beraber bu vakada erken müdahale edildiği takdirde kişinin kurtulup kurtulmayacağı hususunda kesin bir görüş belirtmenin tıbben mümkün olmadığı" görüşüne yer verildi.
Rapora karşı beyanda bulunan Defne Joy Foster'ın eşi İlker Yasin Solmaz'ın avukatı Ayşegül Mermer, erken müdahale halinde Foster'ın kurtulabileceğini savunarak, "Hastaneye götürmemesinin nedenini bilmiyoruz. Sanık korktu mu, çekindi mi? Takdir mahkemenindir" dedi.
"ERKEN MÜDAHALE YAPILDI"
Kerem Altan'ın avukatı Veysel Ok ise raporun 36 uzman doktor tarafından oy birliği ile hazırlandığını ifade ederek, "Ölümün alkol ve ilacın birleşmesi sonucunda olduğuna dair rapor verilmiştir. Olayda da erken müdahale yapılmıştır. Sanık bütün gece hastane hastane dolaşmıştır. Erken müdahale edilmediğini kabul etmiyoruz" diye konuştu.
TOLGA KAREL, TANIK OLARAK DİNLENİLDİ
Duruşmada tanık olarak dinlenilen oyuncu Tolga Karel de Defne Joy Foster'ı iş gereği tanıdığını, Kerem Altan'ı ise tanımadığını söyledi.
Hakimin "Olayın olduğu gece birlikte olduğunuz veya birlikte eve gittiğiniz konusunda iddialar var. Kabul ediyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine Karel, şunları söyledi:
"Hayır kabul etmiyorum. Olay günü bir gece kulübündeydik. Öncesinde bir restoranda yemek yedik. Kulübe daha sonra geçtik. Defne, kulüpte çok fazla alkol almıştı. Ben de arkadaşım olduğu için kendisine 'çok alkollüsün istersen seni taksiye bindireyim' dedim. Ancak o yanında bir arkadaşı olduğunu ve onun kendisini bırakacağını söyledi. Daha sonra Defne'yi Kerem Altan'la kulüpten birlikte çıkarken gördüm. Ben o gece Kerem Altan'ın evine gitmedim. Kendisiyle de tanışmıyorum. Defne'nin astım veya başka bir hastalığının olduğunu da bilmiyordum."
Karel, hakimin "Defne'nin herhangi bir ilaç içtiğini gördünüz mü, ağrı kesici gibi?" şeklindeki sorusuna da "Benim yanımda Defne'nin herhangi bir ilaç kullandığını görmedim ama o gün bir şey dikkatimi çekmişti. Restoran bölümünde yemek yerken, belki astımından belki başka bir şeyden olabilir, Defne çok fazla tuvalete gidip geldi" yanıtını verdi.
"NASIL TAŞIYAMADI 45 KİLOLUK KIZIMI?"
Bu sırada söz alan Defne Joy Foster'in annesi Hatice Foster ise "Benim anlayamadığım şuydu. Kerem Altan'ı gördünüz iri yarı bir yapısı vardı. Benim kızım 45 kiloydu. Olay günü nasıl taşıyamadı kızımı, ambulansı aramadı. Anlayamıyorum. Anneyim yüreğim sızlıyor" ifadelerini kullandı.
Hakim, sanık Altan'a son söz verilebilmesi için bir dahaki celse hazır edilmesine ve tanık sıfatıyla beyanının alınması için duruşmaya çağrılan manken Senem Kuyucuoğlu'nun dinlenilmesinden vazgeçilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Caddebostan'daki Kerem Altan'a ait evde 2 Şubat 2011'de hayatını kaybeden Defne Joy Foster'ın ölümüyle ilgili Altan'ın herhangi bir kusuru olmadığı gerekçesiyle ''takipsizlik'' kararı vermişti.
Foster ailesinin itirazı Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesince de reddedilince, ailenin avukatı Ayşegül Mermer, kanun yararına bozma yoluna başvurmuş, dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, soruşturmada hukuka aykırı olarak takipsizlik kararı verildiğine hükmetmişti. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Kerem Altan hakkında delillerin toplanması ve incelenmesine karar vererek, takipsizlik kararını bozmuştu.
İÇ ÇAMAŞIRINDAKİ SPERM TESPİT EDİLEMEDİ
Dairenin kararında, soruşturmanın eksik yapıldığı ve evde bulunan sigara izmaritlerinde DNA'ları tespit edilen biri kadın iki kişinin kimlikleri ile Foster'ın iç çamaşırında bulunan ve Altan'a ait olmayan spermin kime ait olduğunun tespit edilemediği aktarılarak, Foster'ın fenalaşmasına rağmen yaklaşık iki saat geçtiği, ambulans çağırmak yerine dışarıya çıkarak yardım arandığı ve ihmal sonucu Foster'ın öldüğü belirtilmişti.
Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin kararı doğrultusunda, Altan hakkında ''yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi'' suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.