Böyle durumlarda siyaseti yorumlayanların komplo teorilerine bunlar kesin gerçeklermiş gibi yaklaşmaları, kaçınılmaz değil midir? Buna son örnek Ekmeleddin İhsanoğlu'nun çatı adaylığının bir "Baronlar Projesi" olarak sahneye getirildiğine dönük iddialardan verilebilir.
Peki bu "Baronlar" kimler? İsimleri "Baronlar Listesi"nde yer alanların hemen hepsi 28 Şubat'ı izleyen siyasi fiyaskonun mimarları ve aktif katılımcıları değiller mi? Ne söyledilerse hepsinin tersi gerçekleşen, hiçbir siyasi projeleri gerçekleşmeyen siyasi ezikler "Baronlar" olarak görülüyor…
Diyelim ki bu baronların arkasında Amerika'nın Neo-Con'ları ve Gülen örgütü var…
Bizim baronların mimarı oldukları siyasi fiyaskoyu bir kenara bırakalım… Amerikan Neo-Con'larının Irak, Suriye, Mısır ve Afganistan'da elde ettikleri sonuçlar, bizim baronların yerel fiyaskolarını gölgede bırakacak çaptaki bir global fiyaskoyu ifade etmiyor mu?
"FETHULLAH"TAN "EKMELEDDİN"E
Ekmeleddin İhsanoğlu'nun sürpriz çatı adayı olarak sahneye sürülmesi sırasında üzerinde durulması gereken asıl mesele CHP ile MHP'nin yöneticilerinin içinde bulundukları ezik ruh hali değil midir? Önce "Fethullah"a şimdi de "Ekmelleddin"e sığınmak, bunun bir kanıtı olamaz mı? Bir seçime gidilirken buna katılacak olanlar "Kazanmak" üzerinde beyinlerini ve bedenlerini yoğunlaştırırlar… Ama CHP ve MHP için seçimi kazanmak değil, Tayyip Erdoğan'ın kazanmaması üzerinde yoğunlaşan arayışlara mahkûm olmak söz konusu…
Bu nedenle "Acaba İhsanoğlu AK Parti'yi böler mi" içerikli komplo teorileri de gündeme gelmiyor mu?
Beklersek bu "Proje"nin en önce CHP'yi böldüğünü göreceğiz…
Neyse… Sanal yağlı güreşi sürdürmekten başka ne yapabiliriz ki?