Bilimsel araştırmaların içme sütü ile peynir, yoğurt, ayran, tereyağı, dondurma gibi süt ürünleri tüketiminin sağlık için önemini gösterdiğini vurgulayan Çallı, şöyle devam etti:
"Gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında ülkemizde süt ve süt ürünleri tüketimi maalesef arzu edilen düzeyde değildir. Yıllık kişi başı içme sütü tüketimi AB ülkelerinde 89 kg, Avustralya'da 107 kg, ABD'de 83 kg düzeyinde iken, Türkiye'de 33 kg civarında seyretmektedir. Süt ürünleri ile birlikte bu miktar 225 kg'a çıkmaktadır.
Özellikle içme sütü tüketiminin yetersizliği, araştırmalara da yansımaktadır. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2010 verilerine göre, ülkemiz insanının %44'ü hiç süt tüketmiyor. Buna karşılık, her gün yoğurt, ayran, kefir vb. süt ürünlerini tüketenlerin oranı %55, peynir tüketenlerin oranı %76'dır."
Süt ve süt ürünlerinin, çocukluktan başlamak üzere her yaşta tüketilmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Çallı, bu yıl üçüncü kez uygulanan Okul Sütü Programı'nın çocukluktan itibaren süt içme alışkanlığı kazandırılarak sağlıklı nesillerin yetişmesine büyük katkı yaptığını kaydetti. Çallı, "Projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Okul Sütü Programı'nın eğitim-öğretim yılının tamamına yayılarak devam etmesini istiyoruz. Böylece üreticinin sütü değerlendirilirken, çocuklarımızın fiziksel ve zihinsel gelişimine de daha fazla katkı sağlanacaktır." dedi.
"AMBALAJLI SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ TÜKETİLMELİ"
Türkiye'nin 2013 yılı sonu itibariyle 18.2 milyon tonu aşan çiğ süt üretimiyle, dünya süt üretiminde dokuzuncu sıraya yükseldiğini belirten Çallı, sanayide işlenen süt miktarının da 8 milyon tona yaklaştığını bildirdi.
ASÜD'ün, modern teknolojiyle AB standartlarında üretim yapan süt ve süt ürünleri sanayinin en büyük sivil toplum kuruluşu olduğunun altını çizen Çallı, dernek olarak birinci önceliklerinin insan sağlığının korunması ve geliştirilmesi olduğunu kaydetti. Toplum sağlığının korunması bakımından sağlıklı, kaliteli, ambalajlı ürünlerin tüketilmesinin önemli olduğuna vurgu yapan Çallı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çiğ sütün elde edilmesinden tüketiciye ulaştırılıncaya kadar her safhada kontrol edilen ambalajlı süt ve süt ürünleri, tüketici için gıda güvenliğinin de teminatıdır. Modern tesislerde, her aşamada hijyen koşulları gözetilerek, ürünlerin besin değerleri ve kalitesi korunur. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından onaylı işletmelerde üretilen ambalajlı süt ve süt ürünleri, sağlık açısından hiçbir risk içermez, uygun koşullarda muhafaza edildiğinde de son kullanma tarihine kadar tazeliğini korur."
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı öncülüğünde yürüttükleri proje ile AB'nin Nisan 2013 itibariyle Türk süt ve süt ürünlerine ihracat onayı vermesinin de, ülkemizdeki üretimin kalitesini tescillediğini vurgulayan Çallı, sağlanan gelişmeler sonucunda süt ürünleri ihracatının 2013 yılında bir önceki yıla göre %23 oranında artarak 282 milyon dolara yükseldiğini bildirdi.
Süt sektöründe yaşanan gelişmelerin, uluslararası platformlarda da dikkatle izlendiğini kaydeden ASÜD Başkanı Harun Çallı, Türkiye'yi Ulusal Süt Konseyi'nin temsil ettiği Uluslararası Sütçülük Federasyonu IDF'in 2017 Dünya Süt Zirvesi'nin İstanbul'da yapılacağını hatırlattı.
AB'de 30 yıldır uygulanmakta olan süt kotalarının 1 Nisan 2015 tarihi itibariyle kalkacağını da hatırlatan ASÜD Başkanı Çallı, süt sektörü olarak kararın dünya süt piyasasına olası etkilerini de yakından izlediklerini kaydetti.
21 MAYIS DÜNYA SÜT GÜNÜ
Uluslararası Sütçülük Federasyonu'nun (IDF) 1956 yılında aldığı kararla 21 Mayıs, bütün üye ülkelerde "Dünya Süt Günü" olarak kutlanıyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın kararıyla ülkemizde de 1991 yılından bu yana 21 Mayıs Dünya Süt Günü ve 21-25 Mayıs tarihlerini kapsayan Dünya Süt Haftası'nda, süt hakkında toplumu bilinçlendirmek ve özellikle okul çağındaki çocuklara süt tüketim alışkanlığı kazandırmaya yönelik çeşitli etkinlikler düzenleniyor.