AK Parti grup toplantısında Soma'da hayatına kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu ve fatiha okundu.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Soma'da kaza haberi alınır alınmaz,devlet tüm kurumları ve imkanlarıyla olay yerine ulaşmıştır. Maden kazasını Ankara'dan anbean takip ettik.
Enerji Bakanı Taner Yıldız'a Soma'da gösterdiği gayret için teşekkür ediyorum. Biz Ankara'da, Sayın Bakan ve ekibi Soma'da gereksinimleri tespit ettik. Ankara'da ilk andan itibaren Soma'daki bütün detayları tespit ettik, ihtiyaçları karşılamaya başladık.
Kızılay da ilk andan itibaren bölgeye hizmet vermeye başladı.
Toplamda 2743 personel, Soma'da ihtiyaçların karşılanmasına hizmet etti.
Şehitlerimizin yakınlarına destek amacıyla 272 aileye ulaşıldı.
AFAD 156 personel, 45 araç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 226 personel, Sağlık Bakanlığı 405 personel, 6 hava aracı, 62 ambulans ile hizmet verdi. İlgili kurumların kurtarma çalışmalarına katılan bütün personeline teşekkür ederim.
Madende hayatını kaybeden işçilerimizin, yasal olarak şehit sayılması için talimatı verdim.
Başbakanlıkça Soma için, bazı suistimallerin önünü kesmek için, AFAD yardım kampanyası başlattı.
Facia sonrası milletimiz birbirine kenetlendi, Soma için seferber oldu.
Soma'daki kardeşlerimize maddi ve manevi destek sağlayan aziz milletime teşekkür ederim.
Pakistan Soma için 1 günlük yas ilan etti, bayraklarını yarıya indirdi.
Ankara'daki milli gün resepsiyonunu iptal eden Norveç ve İsrail'e teşekkür ediyorum.
Soma için beni arayan, taziyelerini ileten dost ve kardeş ülkelerinin liderlerine teşekkür ederim.
Tarifi mümkün olmayan bir acı yaşıyoruz.
Bütün şehitlerimizi ailelerine teslim ettik. Madende kimse kalmadı.
İdari ve adli soruşturmalar yapılacak. Soma'nın takipçisi olacağız. Acı hadisede sorumluluğu olana hiç kimse saklanamaz.
Bu can alıcı sorunun üzerine kararlı bir şekilde gidilecektir.
Kardeşinin hüznünü kendi hüznü gibi bilenler millettir. İşte biz, ortak yas tutabildiğimiz için milletiz.
Bu ülkenin Başbakanı olarak, Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı koyun bile benim mesuliyetimin altındadır. Bakanlar ve milletvekillerininin de mesuliyetindedir.
Teröre karşı, canımızı ortaya koyduk. Yaşatma mücadelesi verdik.
Soma'da hayatını kaybeden her bir şehit, benim öz be öz kardeşimdir.
Her bir kardeşimin yüzündeki kömür karası benim de milletimin de iftihar kaynağıdır.
Bu acıyı birlikte taşıyacağız, bu yası birlikte tutacağız. Acı sönmeyecek ama sıkıntıları gidermek için birlikte çalışacağız.
Biz onlara şehit dedik. Ülkesi, çocuğunun rızkı için alınteri döken o evlatları şehit gördük. Rabbim 301 şehidimizi rahmetiyle kuşatsın.
Bir kardeşinin ölümünü ğusuda beklemek, esfeli safilin diye tarif edilen yani aşağıların aşağısı bir mertebe olsa gerek. Daha cenazelerimizi madenden çıkaramadan, toprağa veremeden pusularından çıkarak kendilerine yakışanı yapmaya başladı.
İnsanım diyen böyle bir fırsatçılığın içine girmez. İlk andan itibaren medyada, özellikle sosyal medyada akla hayale gelmeyen yalanlar ortaya atıldı.
Madende 120 Suriyelinin üstüne beton dökülmüş diyenler, asıl sizin vicdanınızın üzerine beton döküldü. Neyin fırsatçılığındasınız. Her türlü yalan var.
Soma'nın yerini haritada gösteremezler. Hayatında bir kere kömür ocağını inmediler, bunlar kumsallarda dolaşırlar.
Çıkmış bir insan müsveddesi, bizim Manisa'daki mitingimize baretleriyle katılmalarını gerekçe göstererek, "Bunlar ona müstehak" diyor. Sadece zeybek oynarken diz çökermiş. Sen patronun, paranın önünde nasıl diz çöktüğünü söyle. Sürüngen sürüngendir, ayağa kalkamaz ki diz çöksün.
Aynı patronun dalkavuklarından, ne şehit ne gazi onlar niyazi diyor.
Bir başkası çıkmış, bunun bir musibet olduğunu söyleyerek şerefini ayaklar altına alıyor. Pensilvanya'daki hocalarını mehdi gibi mesih gibi görüyorlar. Hani ocaklarına ateş düşsün dedi ya, madende işçilerin ölümüyle liderinin o bedduasının tuttuğuna inanıyorlar, yazıklar olsun.
Bir başka zavallı, AK Parti'liler evlat acısı yaşasın diye twit atıyor.
İçerideki fırsatçılar, uluslararası basına da yalanlar servis ediyor. Biz bu fırsatçılığa eyvallah demeyiz. Bizim kültürümüzde buna nebbaşlık denir.
Millet yasını tutuyor, buradan siyasi, ideolojik rant devşirmeye çalışıyor.