Türkiye' nin 17 Aralık operasyonuyla birlikte tanıdığı paralel yapının içyüzü, cemaate yardımda bulunan bir işadamının (mütevelli) itirafları ile ortaya döküldü. İzmir Çiğli'den B.S.T. rumuzuyla bir mektup kaleme alan, 15 yıldır cemaatin içinde olduğunu ve ihanet sürecinin ardından "resmin bütününü görüp" ayrıldığını dile getiren mütevellinin anlattıkları şoke edici... Paralel yapının 17 Aralık operasyonundan bir ay önce, Yamanlar Koleji'nin İzmir Karşıyaka'daki kampusunda 5 bin kişilik gizli bir toplantı düzenlediğini ve hükümete karşı operasyonun ipuçlarını verdiğini aktaran mütevelli, konuşmacı olarak da camianın A takımından Bekir Baz'ın yer aldığını öne sürdü.
ZAMAN VE TARAF'A ABONE OLUN
Toplantıya kamera ve kayıt cihazı sokulmadığını belirten İzmirli işadamı, hükümeti karalayan videoların izletilip herkesin aleyhte motive edildiğini vurguladı ve şöyle devam etti: "Meğer bu safları sıklaştırma operasyonuymuş. Ve büyük ihtimalle tüm Türkiye'de yapılmış. Aslında, anlattıkları gibi dershaneler konusunda devletle 'güzel güzel' pazarlık yapılmamış, montaj, ses kaydı ve görüntülerle devletimize utanmadan şantaj yapılmış ve meşru hükümet tehdit edilmiş. Sonra her hafta yapılan mütevelli toplantılarında Zaman ve Bugün gazetelerine abone bulmamız istendi. Taraf gazetesine de abone olunabileceği iletildi. Aniden başlayan yayınlarla bunların nedeni çok net anlaşıldı. Bu arada pek çok kişi, gazete aboneliğini iptal ettiriyordu. Fakat bunların hissedilmemesi için yine tüm Türkiye'deki mütevelli abilerden fedakârlık istendi. Seçimlere kadar maliyetleri karşılamaları söylendi. Zannedersem hâlâ uyanamayan mütevelli arkadaşlar bu uygulamayı saflıkla devam ettirmekte."
EN YAKINLARINI DİNLEMİŞLER
"Çok önceden beri mütevelli toplantılarında tüm telefonlar dinlemeye karşı toplanmaktaydı. Önce bunu normal tedbir zannetmiştik. Şimdi anlıyoruz ki bu tedbiri dinleme işini bilen ve yaptıranlar aldırır. Nitekim gördük ki eskiden beri en yakınları dahi dinletilmiş ve gerektiğinde kullanılmak üzere saklanmış. Şu anki yayınlarına baktığımızda, büyük bir çiğlik ve pişkinlikle 'Belge çıkarın' diyorlar. Eskiden beri kendi polis ve savcılarından akıl alıp tedbir uyguluyorlar. Sehven olmadıkça hiçbir yerde belge bırakmıyorlar. Düzenli olarak temizlik yapıyorlar. O yüzden bu kadar rahat ve pişkin davranıyorlar. Ama son yıllardaki rehavetle mutlaka delil bırakmışlardır. Devlet mutlaka bunları bulup çıkarmalı."
OKYANUS SUYU ZEHİRLİYOR
"Camianın yüzde 99'u masum ve temizdir. Bu kısmı yönlendiren en tepedeki beyin takımıdır. Okyanus ötesinden gelen tuzlu su bu kısmı da zehirlemektedir. Bu masum kesimin derhal dış bağlantılı beyin takımıyla ilişkisi kesilmeli ve ülkemizin tatlı su akıtan hakiki ehli sünnet alimlerinden sulanması sağlanmalı. Hakiki bir Müslüman asla casusluk yapmaz. Yapanlara da destek çıkmaz. Allah'ın settar ismiyle gizlediği günahları araştırmaz ve ortaya dökmez. Oysa camianın beyin takımı son zamanda casusluğun ve vatana ihanetin dibini bulmuştur."
'OKULLARI DEVREDİP ÖZÜR DİLESİNLER'
Okyanus ötesindekilerde zerre kadar din, iman ve vatan sevgisi varsa bu okulları devletimize derhal devrederler ve af dilerler" diyen işadamı sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak böyle yaparlarsa bu halk kendilerini belki affedebilir. Aksi halde bu saatten sonra bu okulların hangi amaçla kullanılacağına hiçbir şekilde emin olunamaz. Bundan sonra Müslüman kardeşlerimiz zekatlarını ve yardımlarını kesin olarak bildikleri yere versin. Meğerse dizilerde işledikleri karanlık kurullar kendileriymiş. Devletin kılcallarına sızanlar kendi özel adamlarıymış. Ellerinden gelseydi kendi görüşleri haricindeki tüm basını tehditle sindireceklerdi. Allah'a şükür ki buna güçleri yetmedi."
TWİTTER TİMLERİ KURULDU
İşadamı, sosyal medya operasyonunu da anlattı: "Kasetler piyasaya sürülmeden önce camia olarak tüm isteyenlere Twitter eğitimi verildi. Hemen herkese Twitter hesabı açtırıldı. Büyük bir utanmazlık ve aymazlıkla 'Bugün hizmet tweet atmaktır' dendi. Camianın Twitter timleri ülkeyi kurtaracaklarına inandırılarak tweet bombardımanına başladı. Mülayim çocuklar Twitter canavarı yapıldı. Peygamber efendimizin ismi bile kullanılıp 'Tweetleri ikiye katlayın' dendi."